Chest traducir turco
11,017 traducción paralela
Turns out, she had multiple penetrating lacerations to her chest and neck.
Görünüşe göre göğsünde ve boynunda birden fazla kesik yarası var.
You had a bullet removed from your chest five days ago.
Beş gün önce göğsünden kurşun çıkarttılar.
Chest contusion.
Göğüste morarma.
We've got multiple gunshot wounds to the chest.
Göğüste birden fazla kurşun yarası var.
And i want that chest tube tray stat.
Göğüs tüpü durum bilgisi istiyorum.
One night, she... she starts having these chest pains, and then, I mean, she just collapsed.
Bir gece, göğüs ağrıları olmaya başladı ve sonra, bir anda bayıldı.
So, you're a chest cracker.
Sen bir kasa kırıcısın.
We did an ECG, chest C.T., blood work, started an I.V.
ECG testi yaptık. Göğüs röntgeni çekildi. Kan sayımı yapıldı.
Let's get a stat glucose, labs, ECG, and a portable chest X-ray.
Glikoz testi yapılsın, EKG çekilsin, bir de göğüs röntgeni istiyorum.
She had her chest crushed by a falling palm tree.
Yıkılan bir palmiye ağacının altında ezilmiş.
Janko was hit in the chest by a nine millimeter, in the legs by a.45.
Janko göğsünden bir 9 milimetrelikle, bacaklarından da bir 45'likle vurulmuş.
Well, he took one to the chest. Paramedics took him over to King.
Durumu ciddi ama sabit, durdurduğu adam için aynı şeyi söyleyemem.
Knife to the chest.
Göğsüne bir hançerle.
All of that's the same. Doesn't matter if those ribbons were pinned on your chest before the war or not.
Kurdeleler savaştan önce veya sonra göğsünü bağlarsa mesele değil.
A bullet wound to the chest.
Göğsündeki kurşun yarası.
Ducky pulled an intact slug out of the lance corporal's chest.
Ducky Onbaşı'nın göğsünden bozulmamış bir kurşun çıkardı.
Single gunshot wound to the chest.
Göğse basit bir mermi gelmiş.
As suspected, Savannah was killed with a single bullet to the chest.
Şüphelendiğimiz gibi Savannah göğse isabet eden bir mermiyle ölmüş.
My mother's just sitting on my chest.
Annem sıkboğaz ediyor da.
I came so close to raiding my sister's medicine chest.
Kardeşimin ilaç dolabına saldırmama ramak kalmıştı.
He's shot in the chest.
Göğsünden vuruldu.
He's shot in the chest, right side.
Göğsünün sağından vuruldu.
He dropped a lung. Stat chest tube.
Akciğerin biri ölmüş, derhal göğüs tüp bağlayın.
I was able to reinflate it with a chest tube. We'll start him on an antibiotic.
Bir göğüs tüpüyle şişkinliğini almayı başardım ve profilaktik antibiyotik vermeye başlayacağız.
Hands bound, two gunshots to the chest.
Elleri bağlı. Göğsünde iki kurşun yarası var.
And they're about to expand their war chest by $ 80 million.
Savaş bütçelerini 80 milyon dolar artırmak üzereler. Şuna bak.
I mean, it feels good to get that stuff off my chest.
Yani içimi dökmek cidden iyi geldi.
And that is why chest hair is on its way... back.
İş bu yüzden göğüs kılları yeniden gözde olacak.
And my chest.
Göğsüm de acıdı.
Single stab wound to the chest.
Göğüste tek bir saplama yarası var.
- Uh, his chest plate provides an increase in strength...
- Göğsündeki plaka da gücünü artırıp...
Krull's chest unit is powered by a Demon Core, a subcritical mass of plutonium.
Krull'un göğsündeki öge Demon Core'dan besleniyor kümelenmiş halde alt düzey bir plütonyum.
Oh, he was stabbed in the chest.
Göğsünden bıçaklanmış.
Her chest tube's been dislodged.
Göğüs tüpü yerinden çıktı.
I heard about the chest tube.
Göğüs tüpünden haberim var.
I had my arms wrapped around her chest.
Kollarımla göğsünü sarmıştım.
Greer told police that he found Pettigrue inside a bathtub full of water, apparent stab wounds in his chest and a number of papers floating in the water.
Greer polise Pettigrue'yi su dolu küvette bulduğunu göğsünde bıçak yaraları olduğunu ve suda kağıtların yüzdüğünü söyledi.
We've done chest compressions for 28 minutes.
28 dakika kalp masajı yaptık.
We need to open his chest.
Göğsünü açmamız gerek.
Crack his chest and then what?
Göğsünü açtıktan sonra ne olacak?
There's definitely blood in his chest on the left side.
Göğsünün üstünde sol tarafta kan var.
I got to get a chest tube in here.
Göğüs tüpü yerleştirmem gerek.
We needled his chest and intubated in the field.
Göğsünü entübe etmeliyiz. Aşırı kan kaybı var.
How about his pacemaker after I've ripped it out of his chest?
Göğsünden söktükten sonra irkilteçini yollayayım mı?
His chest wall is hashed.
- Göğüs duvarı parçalanmış.
Gonna have to open up his chest.
Göğsünü açmam gerekecek.
Like i told the other lawyer, He went to the hospital with chest pains.
- Öbür avukata söylediğim gibi göğüs ağrısıyla hastaneye gitti.
Your Honor, four years ago, a mail carrier named Stanley Powell felt tightness in his chest.
Sayın hakim, dört yıl önce Stanley Powell adında bir postacı göğsünde bir gerginlik hissetti.
So, i won't be asking you to shave your chest.
Göğsünü tıraş etmeni istemeyeceğim yani.
See an entry wound, right upper chest.
Sağ üst göğsünde giriş yarası görüyorum.
You know, maybe you should get a chest dragon
Bilirsin, belki de İron Fist gibi göğsüne...