Chum traducir turco
628 traducción paralela
What are you sticking your pretty nose in here for, chum?
Burada ne arıyorsun bakalım ahbap?
What happened, chum?
Ne oldu, ahbap?
I hope your luck holds, chum.
Umarïm sansïn yaver gider, ahbap.
- Good night, old chum.
- İyi geceler eski dostum.
- Chum, give me a hunk of ice, will you?
- Bana bir parça buz verin, tamam mı?
Your old school chum, Jefferson.
Eski okul arkadaşın, Jefferson.
Don't tell us what we can't do, chum.
Bize ne yapacağımızı söyleme, dostum.
- Nice going, chum.
- Güzel gidiyor, arkadaşım.
An old college chum of yours.
Eski üniversite arkadaşlarından biri.
Well, wake up, chum.
Uyan ahbap.
Bait your line, chum.
Misinana yemi tak küçük balık.
Forget the rank, chum.
Rütbeyi boşver, dostum ;
Good luck, chum.
- İyi şanslar, ahbap.
OK, chum, what do we do now?
Peki, dostum, şimdi ne yapıyoruz?
OK, chum.
Tamam, dostum.
- Don't say it, chum.
- Söylemesen de olur, ahbap.
You heard me, chum.
- Beni duydun ahbap.
That's right, chum.
Haklısın ahbap.
Sometimes, chum. Sometimes.
Bazen kalkarlar.
- Mark it, chum. I've got wet enough without being splashed by your plates of meat.
İki lokma yemek için boş yere ıslandık!
- You all right, chum?
İyi misin?
- I was driving down the road one day... and who do I see pumping gasoline but my old chum from the old times.
- Bir gün arabamla yoldan geçiyordum ki arabama benzin doldururken bir de kimi göreyim, eski günlerden ahbabım.
Come on, chum.
Hadi, ahbap.
Chum. You've been and gone and done it.
Dostum elin pek hafif değilmiş.
Hello, chum.. fancy meeting you.
Selam dostum. Buluşmamız ne tesadüf.
Just a wee bit more English, as they say.. eh, Chum?
İngiliz vari olsun, ne dersin ahbap?
Do you know, I can't understand you, chum.
Seni anlayamıyorum ahbap.
Now take it easy, chum.
Ağır ol ahbap.
You know, you're cheapening yourself, chum.
Şaka yapıyorsun ahbap. Ama madem istediğin bu...
I'm hurt, chum.
Yaralıyım ahbap.
Get me a doctor, chum.
- Doktor getir ahbap.
─ Goodbye, chum. Goodnight.
- Hoşça kal ahbap.
Thanks, chum.
Sağ ol, tatlım.
At times, your sense of humour is a little too malicious, chum.
Zaman zaman senin mizah anlayışın biraz art niyetli oluyor.
That's a new low even for you, chum.
Bu senin için bile çok adice, tatlım.
- Hello, chum.
- Merhaba Ahbap.
You threw me over, chum, remember?
Sen benden ayrıldın tatlım, unuttun mu?
You weren't so bad yourself, chum.
Sen de hiç fena değildin arkadaşım.
- Relax, chum.
- Sakin ol dostum.
Let's get out of here, chum.
Buradan gidelim dostum.
Loosen up, chum.
Sakin ol dostum.
Drop another nickel in the jukebox, will you, chum?
Radyoyu açar mısın dostum?
You found a home in the Army, chum.
Orduda bir yuva buldun dostum.
- All right, chum. Get back.
- Tamam, uzak dur, geri çekil.
- Brains, chum.
- Akıl, dostum.
Hold it, chum. Lieutenant.
Tutun dostum.
What's with you, chum?
Bundan sana ne?
I'll pinpoint it for you, chum.
Durumu sana açıklayayım bayım.
You all right, chum?
İyi misin, dostum?
Goodbye, chum.
Hoşça kal dost.
How you blowing, chum?
Nasılsın ahbap?