Church traducir turco
20,017 traducción paralela
I almost died back at the church.
Kilisenin orada az kalsın ölüyordum.
When was the last time you were inside a church?
En son ne zaman kiliseye gittin?
The Catholic church really did a number on that town.
Katolik kilisesi çok zarar verdi oraya.
So you know, this kid... he's involved in a church.
Bu çocuk bir kiliseye bağlı.
A church?
- Kiliseye mi?
We're near a church.
Yakınlarda bir kilise var.
I'm taking a hip-hop class at my church.
Kilisede hip hop dersi alıyorum.
Taking suggestions for All Saints'Church.
All Saints Kilisesi için tavsiyelerinizi alıyoruz.
Suggestions for All Saints'Church?
All Saints Kilisesi için tavsiyeniz var mı?
We'd love to hear how to make the church better.
Kilisemizi nasıl daha iyi yapabileceğimizi söyleyin.
- Stealing church wine?
- Kilisenin şarabını mı çaldın sen?
How many people did we have in the church last Sunday?
Geçen pazar kilisede kaç kişi vardı?
It's just, for me, I've been feeling things were getting on an overall, you know, nice track at the church with us, and I just...
Sadece... Bana öyle geliyor ki, sonuçta kilisede bir şeyleri rayına oturttuk ve ben...
After what I'm gonna do, that church is gonna be full every Sunday.
Yapacağım şeyden sonra pazar günleri kilise dolup taşacak.
I mean, the kids, the Flavor Station, the church.
Yani çocuklar, Flavor Station, kilise.
For the church.
Kilise için.
- Come to church tomorrow.
- Yarın kiliseye gelin.
- Church service?
- Seramoniye mi?
I could make you come to church.
Sizi kiliseye gelmeye zorlayabilirim.
Come to church tomorrow. Listen to my sermon. You don't leave a Christian after that, it's yours.
Sonrasında Hristiyan olarak ayrılmazsanız orası sizindir.
This one's for you since you wasn't in church on Sunday, all right?
Pazar günü kilisede olmadığınız için şimdi anlatıyorum, tamam mı?
Odin Quincannon in church?
Odin Quincannon kiliseye mi gelecek?
I bet him if he wasn't a Christian by the end of the service, he could have the church.
Konuşmanın sonunda Hristiyan olmazsa kiliseyi alabileceğine dair bahse girdim.
! You bet your father's church?
Babanın kilisesinin üstüne bahis mi oynadın?
It's my church now.
Artık benim kilisem.
I meant to reach out after church Sunday, but with the crowds and all, I...
Pazar günü kiliseden sonra sizinle konuşmak istedim ama çok kalabalıktı...
You went to church, sir?
Siz kiliseye mi gittiniz efendim?
Jesse Custer's church?
Jesse Custer'ın kilisesine mi?
Did you know Mr. Quincannon was at church on Sunday?
Bay Quincannon'un pazar günü kiliseye gittiğini biliyor muydun?
Of if you want, I can take the church stuff, and... you can stay here.
Veya istersen ben kilise malzemelerini götüreyim sen burada kal.
Church stuff.
Kilise şeyleri işte.
Thank you for the church. Thank you for the dinner.
Kilise için sana şükürler olsun, yemek için şükürler olsun.
Explains why we didn't see you in church this morning.
Bu sabah neden seni kilisede görmediğimizi açıklıyor bu.
That's a deed of transfer for your church and land, as agreed upon.
Bu bir devir anlaşması, kilisen ve arazin için önceden anlaştığımız üzere.
If I agreed to come to church... And I did. I came to church.
Kiliseye gelmeyi kabul edersem, ki ettim, kiliseye geldim.
I'm not giving you my father's church.
Sana babamın kilisesini vermiyorum.
When I saw him this morning before church, he said he was gonna come by to find you.
Sabah kiliseden önce onu gördüğümde senin yanına geleceğini söylemişti.
Before church...
Kiliseden önce...
You were in the church, and I came in and I said Eugene wanted to talk to you?
Kilisedeydin, sonra ben geldim ve Eugene'in seninle konuşmak istediğini söyledim ya.
That's a deed of transfer for your church and land as agreed upon.
Anlaştığımız üzere.. ... kilisen ve arazin için transfer tapusu.
I'm giving you my father's church?
Sana babamın kilisesini mi veriyorum?
You need to stand in that church and you need to t-to denounce Him.
O kilisede durup.. ... onu ifşa etmelisin.
But there ain't gonna be no sushis, chimichangas, or pizza pie... no nothing until you boys march up that hill and drag that preacher out of my church!
Ama Sushi, chimichangas felan olmayacak, .. ya da pizza turtası. ... hiçbir şey yok, siz o tepeyi geçip Vaiz'i kilisemden çıkarana kadar!
I-I know how much the church meant to you.
Kilisenin senin için ne kadar önemli olduğunu biliyorum.
What about the church?
Ne olmuş kiliseye?
You're going to the church.
Kiliseye gideceksin.
It's my damn church.
Burası benim kilisem.
Regardless of the state of Custer's mental faculties, taking church land?
Custer'ın zihinsel yetilerinin durumuna rağmen, kilise topraklarını almak?
With all due respect, that church is holy ground.
Bütün saygımla söylüyorum, kilise kutsal bir mekan
That church is nothing more than wood and paint and bits of colored glass.
Kilise odundan, boyadan veya bir parça boyanmış camdan başka bir şey değil.
The good preacher up there in his little church?
O küçük kilisesindeki iyi bir Vaiz mi?