English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Clever boy

Clever boy traducir turco

199 traducción paralela
Ah, you clever boy.
Seni akıllı çocuk!
- You're a clever boy, you are.
- Zeki çocuksun ha?
- Clever boy.
- Zeki çocuk.
You're a clever boy, Oliver.
Çok akıllı çocuksun Oliver.
Clever boy you have, Frau Döring!
Oğlunuz gerçekten çok zeki Bayan Doring.
You are a clever boy, are you not?
Sen zeki bir çocuksun, öyle değil mi?
You really are a clever boy.
Sen gerçekten zeki bir çocuksun.
Mordred, my lovely, clever boy.
Mordred, benim sevgili, akıllı çocuğum.
Clever boy.
Akıllı çocuk.
Clever boy!
Zeki çocuk!
Clever boy.
- Zeki çocuk.
Clever boy.
Zeki çocuk.
Ah, it's a doddle. Easy for a clever boy like me.
Çok kolay, benim gibi zeki bir çocuk için.
What a clever boy.
Ne zeki bir bebe.
Just think about my Marisol... because I want her to have a clever boy like you, so you think about it.
Marisol'umu bir düşün çünkü onun senin gibi zeki bir çocukla olmasını istiyorum, bunu bir düşün.
What a clever boy!
Ne akıllı bir çocuk!
What a clever boy- - always thinking.
Ne akıllı çocuk hep düşünür.
- Oh, good boy, clever boy...
- İyi çocuk, akıllı çocuk...
People will say, you were premature, born under a bush. Clever boy!
İnsanlar sana erken doğdun diyecek.
Clever boy!
Akıllı çocuk!
You are the clever boy.
Sen akıllı birisin.
Clever boy you've got there, Cortez.
Cortez, oğlun çok zekiymiş.
- He was onto something. - Clever boy.
- İyi bir buluş yapmış.
Clever boy, aren't you!
- Kıyak! Çok zekisin oğlum.
And when those nonces and perverts get hold of a clever boy like you, and I'll make sure they do, they're gonna be queuing up round the block.
Ve o sapıklar, senin gibi zeki bir çocuğun yakasına yapıştılar mı,... emin ol ki yapışırlar,... senin için sıraya girecekler.
You're a clever boy.
Sen zeki bir çocuksun.
That's a clever boy.
Zeki çocuk. Teşekkür ederim.
My darling clever boy.
Sevgili akıllı oğlum.
You're a clever boy, you figure that one out.
Sen akıllı bir çocuksun, anlarsın.
"Ground Charles." Oh, you're a clever boy.
Bay Charles demek. Akıllı çocuksun.
The Gestapo are very clever, you see, old boy.
Malum, Gestapo çok zekidir, arkadaşım.
- Was he clever when he was a boy?
- Çocukken de zeki biri miydi?
- There ain't no varmint that clever, boy.
- Bu kadar zeki zararlı hayvan yoktur, evlat.
Boy's clever.
Çocuk çok akıllı.
This boy is not clever ambitious men will use him against you long before you cease to reign.
Bu çocuk zeki değil, Ve ihtiraslı adamlar, sen daha tahttan çekilmeden çok daha önce, onu sana karşı kullanabilir.
The boy's clever.
Aferin.
Very clever little boy, cleverto see that we are foreigners, but not Russians, naturally.
Çok zeki küçük oğlan bizi yabancı anladı çünkü zeki, ama Rus değil, doğal olarak.
Boy, that is really a clever way to change the subject.
Konuyu değiştirmek için gerçekten kurnazca bir yol.
I love the boy because he's clever, not because he's pretty.
Çocuğu seviyorum çünkü o çok zeki, sevimli diye değil.
The boy was clever.
Adam çok zekiymiş.
Clever move that, putting opium in the boy's food and easy enough through that window.
Çocuğun yemeğine afyon koymak akıllıca. Pencereden olması da kolay kısmı.
The boy's always been clever with his hands.
Elleri hep yetenekliydi.
- Oh, such a clever little boy.
- Oh, ne kadar akıllı bir çocuk böyle.
This boy is clever.
Bu çocuk zeki.
You clever old boy, Kotetsu.
Zekâ fışkırıyor lan senden Kotetsu.
Oh, very clever, kangaroo boy.
Çok zekice, kanguru çocuk.
He's a very clever little boy He'll make a grand emperor one day
Çok akıllı bir çocuk. Bir gün büyük bir imparator olacak.
Please make him a clever and smart boy!
Lütfen zeki ve akıllı bir çocuk olsun!
You think you're really clever, don't you, boy?
Gerçekten zeki olduğunu düşünüyorsun, değil mi, evlat? Sana birşey söylememe izin ver,
Who's a clever boy?
- Zeki çocuk.
It's clever, funny, and would cover my boy boobs nicely.
Hem zekice hem komik hem de erkek memelerimi iyi kapatır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]