Community traducir turco
9,492 traducción paralela
She spent four years terrorizing this community.
Dört senedir çevrede terör estirdi.
Okay, I'll tell you what, you look like a nice guy who fell on some hard times, so I'ma give you that 900, and I'ma throw in, like, an extra 50 on some, like, community service shit,
Sana şunu söyleyeyim. Zor zaman geçiren iyi bir adama benziyorsun. O yüzden sana 900 vereceğim ve ekstra 50 falan da toplum hizmeti şeyinden atacağım.
They might if they're pregnant and want a sense of the community.
Hamileler ve toplumdan ilgi bekleyenler yapıyor.
My client is an upstanding citizen and a pillar of the community.
Müvekkilim hem dürüst bir vatandaş hem de toplumun önemli bir bireyidir.
Eventually, the ship ended up adrift, not far from the small resort community of Pender...
En sonunda, gemi akıntıya sürüklendi. Pender'daki küçük bir tatil yerinin yakınlarında.
You know how much this community depends on the tourists.
Bu topluluğun turistlere ne kadar dayandığını biliyorsun.
We're from the same community
Biz aynı milletteniz.
Join the Greenleaf community.
Greenleaf Topluluğuna katılın.
A pea protein marketed just towards the Indian weight-lifting community?
Hint ağırlık kaldırma topluluğuna satılan nohut proteini.
We've had it confirmed by a number of sources from the local community.
Yerel toplumun birçok kaynağından teyit aldık.
In my community, we don't talk about things like this.
Bizim halkımız böyle şeylerden bahsetmez.
That's like graduating from community college.
Üniversiteyi açıktan bitirmek gibi bir şey o.
It's a thing we say in the black community.
Siyahiler arasında kullandığımız bir terim.
From the bee community?
- Arılar birliğinden mi?
In a community, everyone has their duty.
Bir toplumda herkesin bir görevi vardır.
We found Betsy on the way back to the community.
Bizim topluluğa dönerken yolda Betsy'yi bulmuştuk.
Hey, I was thinking, if we can find a way to distract the herd coming in, then they won't make it back to the community.
Diyorum ki gelen sürünün dikkatini başka yöne çekersek eve doğru gidemezler.
And the rash of violence and racial profiling against our community in the past 24 hours has made me rethink my position.
Cemaatimize karşı son 24 saat içindeki şiddet silsilesi ve ırksal profilleme konumumu yeniden düşündürdü.
Given Charlie's exemplary behavior, the Board felt he could safely re-enter the community.
Charlie'nin örnek davranışına istinaden Mahkeme topluma güvenle yeniden girebileceğine kanaat getirdi.
I saw people in my community act out in ways they never would have if they hadn't been treated so unjustly.
Eğer halkıma bu kadar adaletsiz davranılmasaydı toplumumdaki insanlar asla yapmayacakları eylemlere girmezlerdi.
You don't get cast as ozian number four at the Orson community theater unless you got some chops.
Orson Tiyatro topluluğunda et araklamadığın için anlamazsın.
I mean, you know, we of the Ren Faire community strive for a certain historical accuracy we it comes to, uh... costume fashion.
Biliyorsun, Ren cemiyetinde olan bizler konu kostüm olunca tarihsel tutarlılık isteriz.
Now, that's some pretty specific argot for someone outside the fur fandom community, Sparky.
Tüylü hayranlar kitlesinin dışında olan birine pek uymayacak bir jargon.
You couldn't infiltrate community dinner theater.
Sen belediye tiyatrosuna bile sızamazsın.
Fucking prick gave me a community service order.
O adi bana kamu hizmeti cezası verdi.
Why'd you get community service?
Neden kamu hizmeti cezası aldın?
When what you could be doing is taking responsibility amongst your community.
- Toplumunuza karşı... sorumluluk üstlenebilirdiniz.
I'm ready to do some good in this community.
Toplum için faydalı işler yapmaya hazırım.
I know you haven't spent a lot of time among your own recently, and, uh, tomorrow's about community.
Son zamanlarda insanlarla pek zaman geçirmediğini biliyorum fakat yarın toplumla ilgili.
It's off the books, but the global community's coming together to discuss the future of enhanced people.
- Kayıt dışı olacak. Yetenekli insanların geleceğini konuşmak için dünya halkı bir araya gelecek.
One national community truly united in eternity.
Sonsuza dek kenetlenmiş ulusal bir topluluk!
Yeah, yeah, but more like the community organizing type, helping immigrant families get back with their kids.
Evet. aynen. ama daha çok toplumu düzenleyen tipte göçmen ailelerin çocuklarına kavuşmasını sağlamak gibi.
Always putting the community down.
Umutları hep kırarsın.
You made a lot of enemies for us with the law and order community passing that thing.
Kanun ve Düzen Komitesi'ne o şeyi geçirterek bize bir çok düşman kazandırdınız.
Mr. Raydor, this may shock you, but I'm fairly well-acquainted with the local law-enforcement community, okay?
- Bay Raydor, bu sizi şoke edebilir ama yerel kanun gücü cemiyetine epeyce aşinayım, oldu mu?
Your father and your uncle were my best friends, and, you know, today... we have to be proud of what Tevan did for us and our community.
- Baban ve amcan benim en yakın arkadaşlarımdı, Ve, bilirsin, bugün... Tevan'ın, bizim ve toplumumuz için yaptıklarından dolayı gururlu olmalıyız.
And they sought to stop him, to remove a blight on their community, just like the heroic spies who sought to topple General Howe as he bled dry the city of New York.
Şehirlerini kurtarmak için onu durdurmak istediler. Tıpkı New York'u General Howe'dan kurtarmak isteyen casuslar gibi.
What happens in weird zombie apocalypse community stays in weird zombie apocalypse community.
Zombi kıyametinde olan zombi kıyametinde kalır.
Used to be a decent size Mennonite community just southeast of here.
Eskiden burada mennonit bir topluluk vardı. Hemen güneybatımızda.
And maybe there are also things useful for my community.
Ayrıca topluluğum için kullanışlı şeyler bulabilirim.
And a community that keeps an eye on one another.
İnsanlar da birbirlerine göz kulak oluyorlar.
All the victims in the past lived within a small community, within a five-mile radius.
Geçmişteki bütün hedeflerini 8 km'lik alanda yaşayan küçük yerleşkelerden seçmişti.
You built a vampire community from ash, and this city thrived under your rule.
Küllerinden bir vampir topluluğu oluşturdun ve bu şehir senin yönetimin altında gelişti.
I understand you fostered quite a community here in New Orleans.
New Orleans'da bir topluluğu büyütmeni anlıyorum.
I think it's inspiring that our community is coping with fear in a way that involves a festival and homemade ice cream.
Cemaatimizin, korkuyla baş etmek için festival ve ev yapımı dondurma kullanması çok güzel bence.
Heavenly heads and cranial creator, forgive my transgressions against family and community.
Cenneteki başımız ve kraniyal yaratıcımız aileme ve cemaatime karşı yaptığım günahlardan ötürü beni affet.
I hope you folks like community service.
Umarım toplum hizmeti hoşunuza gider.
Prince Gustav today startled the international community when he gave his royal fortune to charity.
HADİ ÖĞRENELİM! Prince Gustav, bugün kraliyet servetini hayır işlerine bağışlayınca uluslararası toplumu korkuttu.
It's about community.
Topluluk içindir.
I've always wanted to be part of a community.
Hep bir topluluğun parçası olmak istemişimdir.
It'll be a great way for you to meet some members of our community.
Topluluğumuzun bazı üyeleriyle tanışman için, Harika bir fırsat olacak.
community service 38
communication 63
communications 82
communicate 23
communist 38
communicating 17
communism 20
communists 52
communication 63
communications 82
communicate 23
communist 38
communicating 17
communism 20
communists 52