Compromised traducir turco
2,559 traducción paralela
As soon as you got involved with Khalid, you became compromised.
Khalid'e bulaşır bulaşmaz kendini tehlikeye atmış oldun.
The lab's been compromised.
Laboratuvarın yerini öğrenmişler.
She's been underwater for at least a couple of days, so any evidence of foul play would definitely be compromised.
En azından son birkaç gündür suyun altındaymış. Peki, cinayet olduğunu doğrulayacak bir delil var mı?
Zero, we've been compromised.
- Merkez, yerimizi buldular.
I had a relationship that's compromised me professionally.
Benim profesyonel açıdan önüme geçen bir ilişki içerisindeydim.
to see if the cranial vault has been compromised. Compromised how?
- Kafatasının zarara uğrayıp uğramadığını anlamak için.
The femoral artery and its major branches are all compromised.
Kalça atardamarı ve ana dalları tamamen hasarlı.
It's been compromised.
Orası bulundu.
You've been compromised.
İfşa olmuşsun.
This mission's been compromised!
Görev ifşa oldu!
She saw the engagement photo in the paper and ran, afraid her identity had been compromised.
- Gazetede evlilik fotoğrafını görmüş ve kaçmış, deşifre olacağından korkmuş.
Speaking of giving someone the finger, Finn compromised a case in Seattle by illegally obtaining DNA evidence.
Birinin parmağından söz açılmışken Finn, yasal olmayan yollarla, Seattle'da bir davada bir kanıt ele geçirmiş.
Not if the foundation is compromised.
Kuruluşta uzlaşmaya varıldıysa hayır.
Well, why don't you test the foundation to see if it's compromised?
Kuruluş ile anlaşmaya varılıp varılmayacağını neden test edip görmüyorsun?
If it were to get out that America's gold reserves were compromised, it would wreak havoc on our banking system.
Eğer olay duyulursa Amerika altın rezervinin ifşa olduğu banka sistemlerimizi alt üst eder.
So, maybe vibrations from the heavy equipment and the additional pilings compromised building 1?
İş makinelerinin titreşimi ve... birinci binaya çakılan kazıklar yüzünden olabilir mi? - Evet.
If somebody finds out that another one's been compromised and we don't know how, we're done.
Birisi başka bir kasanın daha kırıldığını ve bizim nasıl yapıldığını bilmediğimizi öğrenirse bittik demektir.
Yeah, and what he doesn't realize is that the cabin door is already compromised.
Evet ve farkında olmadığı şey ise kabin kapısının zaten hasar gördüğüdür.
Maybe the bullet hit a cabin door seal and compromised it.
Belki mermi kabin kapısı contasını vurdu ve bütünlüğünü bozdu.
Security zone compromised.
Güvenlik bölgesi ihlali.
Barton's been compromised.
Barton tehlikede.
I've been compromised.
Kimliğim ortaya çıktı.
This op is compromised.
Operasyon riske atılır.
Compartments five and seven have been compromised.
5 ve 7. bölümler hasar gördü.
Sir, Air Force One has been compromised.
Efendim Air Force 1 tehlikede.
Engines compromised.
Motorlar tehlikede.
Perimeter's compromised.
Etraf tehlikeye açık.
The station's been compromised.
İstasyon tehlike altında.
The code has been compromised.
Kod tehlikede.
Terminal was compromised.
Terminal tehlike altındaydı.
She's compromised.
Tehlike altında.
And that compromised the deal.
Bu, anlaşmayı suya düşürdü.
"some journalists were compromised"
"bazı gazetecilerin başı"
Your house is compromised.
- Üssün ihlal edilmiş.
If we start the engines, the Americans will know our position and our mission will be compromised.
Eğer motorları çalıştırırsak, Amerikalılar pozisyonumuzu bileceklerdir ve bu görevimizi tehlikeye sokacaktır.
Our mission objectives would be compromised.
Görev hedeflerimiz tehlikeye girecektir.
The launch code's been compromised.
Kodlar kabul edilmedi.
When patience is compromised, he burst entry and threw everything in his mind.
Sabrı taşıp vuracak birşey bulamadığında at arabalarını takip ediyordu.
I believe Chi-Tak may have been compromised... and killed.
Chi-Tak'i ya fark ettiklerini ya da öldürdüklerini düşünüyorum.
Their emotional growth was clearly compromised by their abandonment.
Açıkçası onların terk edilmeleri duygusal gelişimlerini etkilemiş.
The FBI compromised a farmhouse in Dutchess County, but your people got out safely... including your son.
FBI Dutchess Kasabası'ndaki çiftliği kuşattı ama adamların oğlunla beraber sağ salim kaçtı.
The power's out, which means the security infrastructure's been compromised, and when that happens, there's a procedure.
Elektrikler kesilince, güvenlik altyapısı zayıflar, böyle durumlarda uygulanan bir prosedür vardır.
The FBI, and certainly my superiors at the federal police, would be quite displeased with both of us if this case is compromised because confidential information ends up on the front page of some newspaper.
Bu dosyayı tehlikeye atarsak, özellikle, federal ofisteki üstlerim ve FBI her ikimizden de hoşnutsuz kalabilirler Çünkü soruşturma, gizli bilgilerin, bazı gazetelerin ön sayfasında çıkması ile sonlanır.
Can't say the case hasn't been compromised but we've still got the victim's hand and Webber's cell phone.
Dava bir şekilde gizliliğini kaybetmedi diyemem ama hala kurbanın eli ve Webber'ın cep telefonu bizde.
"I've slowly compromised myself."
Ağır ağır barıştım kendimle...
Ml5 liked the idea of a man who was already compromised.
MI5 zaten afişe olmuş bir adamla çalışma fikrini çok sevdi.
Now, go, lest the prying eyes of Florence see us together and question your already compromised character.
Dikkat et de Floransa'nın meraklı gözleri bizi birlikte görüp çoktan ifşa olmuş karakterini sorgulamasın.
You compromised Karen's safety, and you jeopardized the entire bloody show.
Karen'ın sağlığını riske ettin ve bütün şovu tehlikeye attın.
They said you'd compromised their operation.
Onlar operasyonlarını tehlikeye attığını söylediler.
Sol might be a sort of compromised front line of defense.
Yani pek de öyle gizli bir savunma hattı sayılmam aslında.
With a compromised immune system.
Henüz bu aşamada değiliz.