Corrupt traducir turco
2,039 traducción paralela
Potentially corrupt politician.
Muhtemelen yozlaşmış bir politikacı.
We need the money to takedown a corrupt politician.
Yozlaşmış bir politikacı davası için para gerekiyor.
Is this about catching corrupt cops for you, or is this about saving your friend?
Bu işi ahlâksız polisleri yakalamak olarak mı görüyorsun yoksa arkadaşını kurtarmak olarak mı?
Dad, if you're allowed to use force and torture, then you corrupt the moral fiber of the culture.
Baba, İşkence ve kuvvet kullanımına izin verirsek kültürel olarak toplumun marali bozulmaz mı?
Winds up in a private prison run by a corrupt millionaire?
Yolsuz bir milyonerin özel hapishanesinde hareketlilik vardı?
Besides massive illegality, computers across the country will grind to a halt, and we may corrupt some files here and there.
Yasa dışı olmasının yanında, ülke çapındaki bilgisayarlar duracaktır. Orada burada bazı dosyaları kaybedebiliriz.
I have reformed a corrupt church.
Bozulmuş olan bir kilisede reform gerçekleştirdim.
- My Lord Surrey, my brother, Lord Hertford, has already announced allegations against you for corrupt misuse of office while you were Lieutenant General of Boulogne.
Lord Surrey, ağabeyim Lord Hertford, Boulogne Korgenerali olduğunuz sürede, görevinizi kötüye kullanmış olduğunuza dair size karşı yapılmış olan suçlamaları zaten yöneltti.
I was just doing my part to help, uh, clean up our corrupt little city.
Ben de küçük, yozlaşmış şehrimizi temizleme adına kendime düşen payı yerine getirdim.
You may corrupt the souls of men, but I am steel!
Sen insanların ruhunu mahvediyor olabilirsin ama bençelik gibi güçlüyüm!
Did I corrupt the zurich exchange?
Zürih'deki değişimi ben mi bozdum?
♪ stab a smuggler in the jugular and watch him die ♪ ♪ corrupt a teen from Tatooine ♪ ♪ manipulate a gungan and kill Naboo's queen ♪
â ™ ª stab a smuggler in the jugular and watch him die â ™ ª â ™ ª corrupt a teen from Tatooine â ™ ª â ™ ª manipulate a gungan and kill Naboo's queen â ™ ª
At the same time that he was gonna meet a reporter To talk about your corrupt ass. Right.
Tam da senin yolsuzluk saçan gerin hakkında bir haberciyle konuşacakken.
The separatists believe the Republic is corrupt, But they're wrong, and we have to restore order.
Ayrılıkçılar, Cumhuriyet'in yozlaştığına inanıyorlar, fakat yanılıyorlar ve biz düzeni yeniden getirmek zorundayız.
The very people conducting this investigation might be corrupt.
Bu soruşturmayı yürüten insanlar bile yozlaşmış olabilir.
According to Senator Amidala, Mandalore is a deeply corrupt world.
Senatör Amidala'ya göre, Mandalore tamamen yozlaşmış bir gezegen.
Does that mean most government officials are corrupt?
Yani pek çok devlet görevlisi yozlaşmış mı demek oluyor?
By exposing corrupt officials for what they are.
Gerçek yüzlerini ortaya çıkararak.
But I thought you said it was the duty of every citizen to expose corrupt officials.
Fakat yozlaşmış görevlileri ortaya çıkarmanın her vatandaşın görevi olduğunu siz söylemiştiniz.
Like the one where you convinced untrained children to help you overthrow a corrupt government?
Yozlaşmış bir hükümeti devirmenize yardım etmeleri için eğitimsiz çocukları ikna etmen gibi mi?
Corrupt our files, publish secret data.
Dosyalarımızı bozarlar, gizli verilerimizi halka ifşa ederler.
Take down a corrupt company... and get a little reward for our troubles.
Yozlaşmış bir şirketi çökert ve zahmetlerinin karşılığında küçük bir ödül kazan.
Our Minister of Defense is corrupt.
Savunma bakanımız rüşvet almış.
Magic has the power to corrupt even the most honourable of men.
Büyünün, insanların en şereflisini bile bozmaya yetecek kadar gücü var işte.
It's your life that's meaningless and corrupt.
Bu senin hayatın, anlamsız ve yozlaşmış.
Your wife and kids are corrupt.
Karın ve çocukların da...
Are you really prepared to sacrifice your entire team and a woman and child, for a corrupt general who's killed thousands of innocent people?
Gerçekten de bütün ekibini ve bir kadınla çocuğu binlerce masum insanı katletmiş soysuz bir general için feda etmeye hazır mısın?
Do you think the corrupt culture has reached a low point?
Yozlaşmış bir kültürün, düşük bir seviyeye ulaştığını düşünüyor musunuz?
Most victims of Red Eagle are criminals and corrupt politicians.
Kızıl Kartal'ın genellikle kurbanları, suçlular ve yozlaşmış politikacılar olur.
The two judges are sentanced to death because of the temptations Babylon was corrupt.
Günahkarlar yüzünden Babil yozlaşmıştı ve iki yargıç onu ölüme mahkum etti.
nate, I have to say, Of all the deceitful, unprincipled, Corrupt things I've done in my entire life,
Nate, şunu söylemeliyim ki hayatım boyunca yaptığım tüm riyâkâr, ahlâksız, yobaz işler arasında hiçbiri bu kadar kötü değil...
Everyone knows he's corrupt.
Herkes onun yobaz olduğunu biliyor.
He was afraid of what it can do, how it can corrupt.
Yapabileceklerinden, yolundan sapacağından korkuyordu.
Like oilmen or corrupt councillors?
Petrolcüler ya da ahlaksız meclis üyeleri gibi mi?
The righteous will be rewarded but the corrupt will burn in hell on the day of retribution.
İyiler ödüllendirilecek. ama kötüler cehennemde yanacaklar intikam gününde...
They could no longer put up with the corrupt world...
Artık bu yozlaşmış dünyaya tahammül edemiyorlardı...
Emperor, my sources report that Pontius Pilate is inept, incompetent, and corrupt, and that Judaea, were it administered properly, would contribute five times the sum you presently receive from its taxes.
İmparator, Pontius Pilatus yetersiz, beceriksiz ve yozlaşmış, oysa Yahudiye düzgün bir şekilde yönetilse şu anda oradan elde edilen vergilerin beş katı vergi alabiliriz.
Protect a corrupt detective in your department and things with your son... - But, what can I do?
Departmanındaki rüşvetçi bir polisi koru ve oğlunla aran- - İyi de ne yapabilirim
We the People Friends Party. Want to overthrow the past Colonial corrupt personnel.
Biz, Demokratik Parti olarak sömürge sonrası yozlaşmış kadroyu yıkmak istiyoruz.
What? Because of corrupt People Friends Party?
Yozlaşmış Demokratik Parti yüzünden mi?
Until now, that means we are all corrupt?
Demek hepimiz yozlaşmışız öyle mi?
Want to change the corrupt political. This is what you need to bear at this point.
Böyle bir zamanda birlikte çalışabilmemiz gerek.
Nizam wishes to use it to corrupt history, he wants to turn back time and make himself king.
Nizam, onu kullanıp geçmişi değiştirmeyi planlıyor. Zamanda geriye gidip, kendisini kral yapmak istiyor.
One was sponsoring a corrupt official just for his own benefit.
İlki, kendi iyiliği için rüşvet işine karışması.
Who is corrupt? Who can be trusted?
Kim rüşvetçi, kime güvenilemez?
It seeks to corrupt all goodness... to steal the light from this world.
İyi olan ne varsa bozup dünyadan ışığı çalmak istiyor.
I can think of nothing... more prejucicial or corrupt... than what I just saw out there.
Orada gördüklerimden daha beter ya da kokuşmuş bir şey hayal edemiyorum.
That mall is corrupt.
Orası yozlaşmış.
You're corrupt. Yeah.
- Öyle.
I need you to find a corrupt detective in your department and cover up for him.
Departmanında rüşvetçi bir dedektifi bulmanı ve onun yanlışını gizlemeni istiyorum.
How do you know I'm going to find a corrupt cop in my department? Detective... Hello, Melody.
Dedektif... - Merhaba, Melody. - Merhaba.