English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ C ] / Coul

Coul traducir turco

86 traducción paralela
Youn g C ain e, wh en I was a boy I fell into a h ol e in th e groun d an d I was broken an d coul d n ot climb out.
Genç Caine, çocukken bir gün bir çukura düşmüştüm ve çıkamadığım için umutsuzdum.
The dream coul d have been keyed around a structure or a person.
Rüya bir kişinin etrafında kilitlenmiş olabilir.
You think I coul Not really.
Yapacagimi düsündün Hiç de degil
Now if you gave someone : one of these supermarkets, this, he would give you some bonus points, whitch would mean, that once a month you coul'd buy a tinned baked beans at half the normal price.
Şimdi, bunu süpermarkette birine verdiğinizde, o da size bonus puan veriyor, böylelikle de ayda bir kez, haşlanmış fasulyeyi yarı fiyatına alabiliyorsunuz.
The mermaid coul dn't live on land... because she had a fish-tail...
Denizkızı karada yaşayamaz.. çünkü balık kuyruklu.
Hope you don't feel guilty I when me and Bubbles are in jai and you know that you coul d have prevented a murder.
Umarım Bubbles ve ben hapise girdiğimizde bir cinayete engel olabileceğini bildiğin için suçluluk duymazsın.
If I were a woman like you, I coul... I could do such things.
Senin gibi bir kadın olsaydım bir sürü şey yapabilirdim.
... i just coul kiss you.
Seni öpebilirim.
Coul'd have asked anything.
Coul herseyi sordu.
He said because of me, he'd lost the best thing that had ever happened to him, and if he coul't win you back, I could take my money and buy a new son, because I was never gonna be hearing from him again.
Dedi ki benim yüzümden hayatında başına gelen En iyi şeyi kaybetmiş ve Eğer seni tekrar kazanamazsa paramı alıp gidip
Wanted to be a doctor or find someone who coul give her...
Doktor olmak istiyordu veya birisini bulup...
Well, coul... could you please find someone who... who does know?
Lütfen bilen birini bulabilir misin?
CINDY WAS ALWAYS MESSING WITH MY CAR. THAT'S THE ONLY THING THAT COUL NOT RAY FORCING ME OFF THE TRACK.
Her zaman benim arabamı karıştıran Cindy'di arabamın havaya uçmasının nedeni de budur yoldan çıkmam değil
I coul't even tell if you liked me, but now, I mean, well, I-I don't know if I'd say that we're friends exactly, but, I mean, sort of.
Benden hoşlandığınızdan bile emin değildim ama şimdi, eğer söylememde sakınca yoksa bir çeşit arkadaş sayılırız.
She said I coul stay here cheap, if I installed Broadband for her, cos she went to uni with my brother
Hiç değişmemiş. Bana internet bağlantısı kurarsam ucuza kalabileceğimi söyledi. Kardeşimle beraber üniversiteye gittiği için güya bana iyilik yapıyor.
Know this, Son of Coul.
Unutma Ajan Coul.
Fetch son of Coul.
Coul'un alımlı oğlu.
Son of Coul?
Coul'un oğlu mu?
With son of Coul's aid and that of your young warrior friends, you will be properly protected.
Coul'un oğlunun ve senin genç savaşçı arkadaşlarının yardımıyla düzgün bir şekilde korunacaksın.
You are son of Coul.
Sen Coul'un oğlusun.
You too, principal Coul...
Bence de Müdür Bey...
You coul stay just a little longer.
Biraz daha kalabilirsin.
We coul search for a hunre years, an we'never fin your mother, because she woul've never left Atlanta.
100 yıl arayabilir ama anneni bulamayabiliriz. Çünkü Atlanta'dan hiç ayrılmamış olabilir.
You know, when she left, I coul've stoppe her.
Giderken onu durdurabilirdim.
I coul've trie, but I in't,'cause I get it.
- Deneyebilirdim ama yapmadım. Çünkü anlıyorum.
An when we hear, we knew we ha to return to help in whatever meager way we coul.
Bunu duyduğumuzda elimizden ne kadar az şey gelirse gelsin geri dönmek zorunda olduğumuzu anladık.
We also unerstan that certain rebel forces have been fighting for the US, an we're just sorry that we coul not fight besie you.
Bazı asi birliklerinin Amerika için savaştığını da biliyoruz. Yanınızda savaşamadığımız için çok üzgünüz.
Well-meaning robots with the face of the son of Coul.
Coul Oğlu'nun suratlarından oluşan iyi niyetli robotlar.
Ward, Coul...
Ward, Coulson...
Rest easy, Phillip, Son of Coul.
Endişe etme Philip, Coul'un oğlu.
You sai I coul survive.
Hayatta kalabileceğimi söyledin.
It on't run, but I bet we coul fix that in less than a ay or two.
Çalışmıyor ama bir-iki güne tamir edebiliriz kesin.
But he coul have friens.
Ama arkadaşları olabilir.
If a sewer coul puke, this is what it'smell like.
Lağım kusabilseydi aynen böyle kokardı.
I in't know who he was or what he coul o.
Onun nasıl biri olduğunu ya da neler yapabileceğini bilmiyordum.
I coul... I can't find her, Brud.
Onu bulamıyorum, Brud.
Moving him coul make him worse.
Hareket ettirirsek daha kötü olabilir.
I know, but if you coul, what woul you give her?
- Biliyorum ama verebilseydin ne verirdin?
An that he saw what I coul o.
Neler yapabileceğimi de görmüş.
You coul've.
Yapabilirdin.
She wante someone she coul really trust an she put Tyler on it instea.
Gerçekten güvendiği birini istediğinden benim yerime Tyler'ı aldı.
An all I coul think was,
Tek düşünebildiğim şuydu :
I close up my office an I fixe it before it coul be a problem.
Ofisimi kapatıp sorun çıkmasın diye her şeyi toparladım.
I was the only one who coul go through with it.
Bunu yapabilecek tek kişi bendim.
Noboy coul tell me anything.
Kimse bana laf anlatamazdı.
I coul have one it, maybe I shoul have one it, but... I in't.
Yapabilirdim hatta belki yapmalıydım da ama yapmadım.
awn : Gla we coul work things out.
Sorunu halledebildiğimize sevindim.
He coul go pro any minute.
Her an profesyonel klasmana geçebilir.
I coul-
.. bulamayacağımı söyledi ki..
WWell, what coul it be?
Peki, ne olabilir ki bu?
Where coul it be?
Nerede olabilir ki?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]