Crystal traducir turco
4,843 traducción paralela
Captain Team 5 Crystal, Won Ryu Hwan, are you concerned about that South Korean women?
Kristal 5 Birliği Kaptanı, Won Ryu Hwan. O Güney Koreli kadın için endişeleniyor musun?
Please take me into the Team 5 Crystal.
Lütfen beni 5. Yıldız Takımı'na alın.
Only by killing the team captain, I'll be able to live. Captain Team 5 Crystal.
Ancak Takım Lideri'ni öldürerek hayatta kalabilirim.
Because your eyes are as beautiful as crystal.
Çünkü gözlerin kristal kadar güzel.
- Crystal.
Kesinlikle.
We've kept him on a tight leash, and I have been crystal clear about the mission's parameters.
Tasmasını sıkı tutuyoruz, ve görevin parametreleri hakkında oldukça kesin konuştum.
I was crystal clear... Eyes on my girls at all times.
Gözlerinizi kızlardan ayırmamanızı çok açık bir şekilde belirtmiştim.
Maybe I'm not a real crystal gem.
Belki de gerçek bir Kristal Taş değilimdir.
We're not the crystal gems without you.
Sensiz Kristal Taş olamayız yani.
Cookie cat crystal-combo powers, activate!
Kedi kurabiyesi kristal-kombo gücü, aktifleştir!
Well, should I go check in the attic, see if there's a crystal ball?
Çatı katını bir kolaçan edip, kristal küremiz varmıymış bakayım mı?
You think behind those crates are a 13x19-foot Jan Matejko battle scape, a bohemian crystal chandelier, and a "strongbox of Portuguese dobrao"?
Yani düşündüğüne göre şu kasaların arkasında 4x6 metrelik Jan Matejko tablosu bohem bir kristal avize ve bir çelik kasa dolusu Portekiz altın parası var.
You found the crystal ball.
Kristal küreyi buldun.
Ew! All over the nice man's crystal cabana?
Hem de nazik adamın kristalden yapılma kabinin her tarafına kustu.
We're in a disco neon crystal rainbow palace Where the hulk's being attacked by his own yack?
Disko ışıkları gibi parlayan kristalden bir gökkuşağı sarayındayız ve Hulk kendi kusmuğu tarafından saldırıya mı uğruyor?
- Oh crystal.
- Crystal.
Or Crystal dies.
Yoksa Crystal ölür.
I'm gonna agree to treat your disgusting Elder and you're going to free Crystal before she goes into anaphylactic shock from a nickel allergy, due to your antiquated handcuffs.
Sizin iğrenç Kadim'i tedavi etmeyi kabul edeceğim. ve sen de o antika kelepçelerin yüzünden nikel alerjisiyle anafilaktik şoka girmeden önce Crystal'ı serbest bırakacaksın.
You know, uh, black smoke and gargoyles crystal clear Atlantean Quartz, the usual.
Bilirsin, kara duman ve çirkin yaratıklar kristal gibi bir Atlantik Kuvars'ı, aynı şeyler.
Crystal, you're up.
Crystal sıra sende.
Crystal, you stay.
Crystal sen otur.
There was no cauldron, spell books or crystal ball.
Ne kazan, ne büyü kitapları ne de kristal top vardı. Hiç kanıt yoktu.
Which reminds me... a cabin on Lake Carroll, two days pulling large-mouth out of crystal clear water.
Bu da bana Carroll Gölü'nde bir kulübede berrak bir suda iki günlük tatili çağrıştırıyor.
These are made of Swarovski crystal, and they're worth $ 700,000.
Bunlar Swarovski taşlarıyla kaplı ve 700.000 $ değerindeler.
Wait, so, I'm sorry, I'm losing track, which one was Crystal?
Bir dakka dur. Hangisi Crystal'di? Sırayı kaçırdım da.
Crystal was ninth grade band camp.
Crystal 9. sınftaki bando grubundaydı.
I worried I didn't stack up against Crystal and Cheyenne.
Crystal ve Cheyenne'a göre karşılaştırıldığında kötü olacağından korkuyordum.
I scored some crystal and went to Excalibur.
Biraz kristal attım ve Excalibur'a gittim.
It's just crystal.
Kristal bir şeydi.
Crystal?
Kristal mi?
Oh. In which case I'll have the crystal fish.
O halde kristal balık alayım.
TWO CRYSTAL FISH.
İki kristal balık.
"A smudge on the crystal is a slur on the department."
"Kristaldeki her bir leke bu mağazaya hakarettir." der.
Crystal.
Kesinlikle.
And let me be crystal clear... Your eyeballs wander one millimeter from those sons of bitches, and you can kiss your career in government goodbye.
Ve şunu açıkça belirteyim ki gözlerin bu o... çocuklarından bir milimetre bile uzaklaşırsa hükümetteki kariyerine veda edebilirsin o zaman.
You just keep wearing that hat, Crystal.
O şapkayı takmaya devam et Crystal.
Oh, Crystal, you're not legally allowed to touch me.
Crystal, bana dokunman yasal olarak serbest değil.
Albright-Knox in Buffalo, Art Institute of Chicago, Norton Simon Pasadena,
Buffalo'daki Albright-Knox, Chicago Sanat Enstitüsü Norton Simon Pasadena, Crystal Bridges Arkansas ve The Getty.
- Crystal shrimp.
Kristal Istakoz.
In Helium the air consists af krystalpaof crystal particlesrtikler which at night are glowing in all kind of colours.
Tamam mı. Helyum'da hava, geceleri parlamaya başlayan her türlü rengi içeren kristal parçacıklardan oluşur.
So, our ticket into this elite circle is knowing what's going on with this crystal math teacher.
Bu elit kesime dahil olma biletimiz, kristal matematik öğretmeninin yaptıklarını bilmekten geçiyor.
The official designation is "Crystal Bamboo Hairpin."
Resmî ismi "Kristal Bambu Firkete".
They made the head by polishing a crystal into a bamboo-like root.
Baş kısmını bambu kökü gibi şekillendirilen cilalanmış kristalden yapmışlar.
Originally, that portion too would have been crystal, but while we do not know the cause, it broke and became lost.
Orijinalinde bu kısım da kristalden yapılmıştı ama bilmediğimiz sebepten ötürü kırılıp kaybolmuştur.
- You're the winner of the Comtel ring-in-the-savings draw, entitling you to three big months of our crystal-clear long-distance service at 20 % off the regular low low price.
- Comtel'den tasarruf paketi kazandınız. Bu sayede ; çok net, uzun mesafelerde de çalışan servisimizi normal fiyatından % 20 daha ucuza satın alabileceksiniz.
Crystal.
Evet.
So we were co-grand marshals and our job was to jump down from the building with crystal medallions that were made especially for the king and queen of the Cotton Carnival.
Yıldızlar arasındaydık ve işimiz binadan atlamaktı. Kristal madalyonlarımız vardı. Bunlar özellikle Pamuk Karnavalı'nın kral ve kraliçesi için yapılmıştı.
I'm Crystal.
Ben Crystal.
Crystal...
Crystal...
♪ We are the Crystal Gems ♪ ♪ we'll always save the day ♪ ♪ and if you think we can't ♪
Çizburger Sırtçantası
This is the crystal heart.
Bu kristal kalp.