Davidson traducir turco
588 traducción paralela
The governor of Dartmoor Prison informed us, sir, in answer to Mr. Holmes'question that all three musical boxes were made by the same convict, John Davidson, serving a 7-year term, sir.
Dartmoor hapishanesinin müdürü, Bay Holmes'un sorusuna yanıt olarak üç müzik kutusunun da yedi yıla hükümlü aynı tutuklu, John Davidson tarafından yapıldığını bildirdi, efendim.
- Davidson?
- Davidson?
I make my business to know about such things and when the name of Davidson was mentioned.
Bu türlü şeyleri öğrenmeyi kendime iş edinirim ve Davidson adından söz edildiğinde de...
Well, who is this fellow Davidson?
Bu Davidson denen adam da kim?
When Davidson was apprehended within fifteen minutes of committing the theft but by that time he'd hidden the articles in question and they've yet to be found.
Davidson soygunu yaptıktan onbeş dakika sonra yakalandı fakat o zamana değin söz konusu çalıntı malları saklamıştı ve onlar bu bu güne kadar da bulunamadı.
Davidson had been employed for years in a position of extreme trust by the engravings department of the Bank of England.
Davidson Bank of England'ın klişe hazırlama bölümünde çok güvenilir kişi konumunda görev yaptı.
We tried everything after we arrested Davidson.
Davidsonu tutukladıktan sonra her şeyi denedik.
Obviously, Davidson is a man of strong character and infinite patience.
Öyle görünüyor ki, Davidson güçlü bir karaktere ve sınırsız bir sabra sahip bir adam.
Davidson didn't have much time to find a hiding place before he was captured.
Davidson'un tutuklanmadan önce bir saklama yeri bulabilecek kadar zamanı olmadı.
Well, outside of the fact that Davidson hid the Bank of England plates somewhere in London, Mr. Holmes, I don't see that we've progressed at all.
Davidson'un Bank of England kalıplarını Londra'da bir yerlere... gizlemiş olması dışında, Bay Holmes, ilerleme kaydettiğimizi göremiyorum.
- Davidson will be here at any moment.
- Davidson gelmek üzeredir.
I expect my works manager to know everything, Davidson, down to the smallest detail.
İşletme müdürümün en ufak detaya kadar bileceğini umuyorum, Davidson.
Davidson! Oh.
Davidson!
Now, now, Davidson.
Zamanı geldi, Davidson.
No! Mr. Davidson, wait!
Bay Davidson, bekleyin!
No, Davidson, I cannot.
Hayır, Davidson, yapamam.
Good heavens, Davidson,
Tanrı aşkına, Davidson,...
- Good to see you, Mrs. Davidson.
- Hoş geldiniz Bn. Davidson.
- How are you, Mr. Davidson?
- Nasılsınız Bay Davidson?
It never was until Mr. Davidson took over.
Bay Davidson devralmadan önce böyle değildi.
- Mr. Davidson!
- Bay Davidson!
Mr. Davidson!
Bay Davidson!
Mr. Davidson!
Bay Davidson geldi!
Davidson?
Davidson mı?
Ice, Mr. Davidson?
Buz, Bay Davidson?
Sure, Mrs. Davidson.
Tabii Bn. Davidson.
- Mrs. McPhail, Mrs. Davidson.
- Bn. McPhail, Bn. Davidson.
- Mr. Davidson.
- Bay Davidson.
I appreciate that, Mr. Davidson.
Teşekkürler Bay Davidson.
Hi, Mr. Davidson!
Bay Davidson!
- Mr. Davidson, sir.
- Bay Davidson.
- Davidson's taking it out on you too?
- Davidson seni de mi şikayet etti?
Forget Davidson.
Davidson'ı boş ver.
Meaning Davidson.
Yani Davidson'ı.
She disturbed Mr. Davidson last night.
Dün gece Bay Davidson'ı çok rahatsız etti.
Davidson came here and blamed me?
Davidson gelip beni mi suçlamış?
Meaning they're scared of Davidson.
Davidson'dan korkuyorlar. Ben korkmuyorum.
Did you see the look Mrs. Davidson gave me?
Bn. Davidson'ın bana bakışını gördün mü?
Can Davidson stop me from going to New Caledonia?
Davidson, New Caledonia'ya gitmemi engelleyebilir mi?
- I'll make Davidson change that order!
- Davidson'a emri değiştirteceğim!
Because of Davidson?
Davidson yüzünden mi?
Yes, if Mr. Davidson agrees.
Evet. Bay Davidson kabul ederse.
Mr. Davidson you were right.
Bay Davidson haklıydınız.
Davidson, is that it?
Davidson'a mı?
Scared what Davidson would tell me.
Davidson'la konuşmamdan korktun.
- Davidson's been talking to you...
- Davidson sizinle konuşmuş...
Davidson puzzles me, going from one extreme to another.
Davidson, bir aşırılıktan diğerine giderek beni şaşırtıyor.
- I'd like to go now, Mr. Davidson.
- Gitmek istiyorum Bay Davidson.
Davidson gave me the courage to finally face the truth.
Davidson bana nihayet gerçekle yüzleşme cesaretini verdi.
- You hear Davidson killed himself?
- Davidson intihar etmiş, duydun mu?
Where's Davidson?
Davidson nerede?