Devil traducir turco
13,549 traducción paralela
No, I don't believe in the devil.
- Hayır. Hayır şeytana inanmam.
Thank you, devil.
Teşekkür ederim şeytan.
Thought I was the devil.
Şeytan olduğumu sanıyordum.
Thor Gundersen, late of Salt Lake City, not having the fear of God before your eyes, but being moved and seduced by the instigation of the devil, have been found guilty of feloniously and willfully with malice aforethought of depriving Aaron Hatch and Sara Hatch of life so that they then and there instantly died.
Salt Lake şehrinden Thor Gundersen Tanrı korkusu olmadan ama şeytanın tahrikine uyup, hareket ederek Aaron Hatch ve Sara Hatch'i canice ve isteyerek, kötü niyetle hayatlarından etmeyi planlamaktan ve akabinde oracıkta ölmelerinden dolayı suçlu bulundun.
I was tricked by the devil, that's true.
Doğrudur. Şeytanın oyununa geldim.
Can't let the devil beat us.
Şeytanın bizi mağlup etmesine izin veremeyiz.
Yellow-eyed devil!
sarı gözleri bir şeytan!
The personification of the devil is a symbol of all evil.
Şeytanın kişileştirme bütün kötülüklerin sembolüdür.
These are the same people that think that some Jews are the devil and that... and that my people have no claim to Israel!
Bunlar Yahudilerin şeytan olduğunu ve İsrail'i hak etmediğini söyleyen insanlar.
It's hotter than the devil's a-hole out here.
Buradaki delik şeytanlardan daha ateşli.
'Cause idle hands.. Well... They're the devil's playground.
Çünkü Tanrı boş duranı sevmez.
I think you are a round-eyed devil.
Bence sen yuvarlak gözlü bir iblissin.
A white pet of the barbarian devil.
Barbar şeytanın beyaz oyuncağı.
Every second out of the hold, dancing with the devil, lads.
Ambarın dışındaki her saniye şeytanla danstı çocuklar!
They called him the Devil's Doctor because of his interest in the occult and the experiments he'd conduct on the patients.
Ona Şeytan'ın Doktoru diyorlarmış çünkü doğaüstü şeylerle ilgiliymiş ve hastaları üzerinde deneyler yaparmış.
He recognized one of the doctors using a different name, but he knew it was the Devil's Doctor.
Doktorlardan birini tanımış, farklı bir isim kullanıyormuş ama onun Şeytan'ın Doktoru olduğunu anlamış.
Some devil gets into you, doesn't it, boy?
Sinirlendin mi evlat?
Working in the dark is for the devil.
Karanlıkta çalışmak şeytanın işidir.
Inside every man, there is a devil.
Her erkeğin içinde bir şeytan yatar.
Oh, the devil, maybe.
Şeytan olabilir.
Your move, white devil.
Senin sıran, beyaz şeytan.
Oh, God, I feel like the devil is dancing on my chest.
- Şeytan göğsümü tekmeliyormuş gibi hissediyorum.
Look. Speak of the devil.
Bak, iyi insan lafın üstüne gelirmiş işte.
Horse a land once in the grip of druids, pagans, and devil Worshippers?
Bir zamanlar druidlerin, paganların ve şeytana tapanların yaşadığı diyara.
And pretty soon the lines get blurred, your enemy becomes your friend, and hey... the devil has all the best lines, right?
Kısa süre sonra işler bulanıklaşmaya başlar. Düşmanınız dostunuz olmuştur. Şeytana uymak kolaydır, değil mi?
The Devil has many names.
İblis'in pek çok adı vardır.
He may not be fire and brimstone, Mr. Thorn, but the Devil does exist.
Belki Cehennem Azabı çekmiyor, Bay Thorn ama Şeytan var.
You expect me to believe that there's really a God, there's really a Devil, and I'm on the wrong side.
Tanrı'nın gerçekten olduğuna, Şeytan'ın varlığına ve yanlış tarafta olduğuma inanmamı bekliyorsun, saçmalık.
I mean, she really had me believing I was the devil or something.
Yani beni gerçekten de şeytan gibi bir şey olduğuma inanmaya zorladı.
She was researching the Book of Revelation, - the Devil.
- Vahiy kitabını araştırıyormuş, Şeytan'ı yani.
Of all the sinners who fall into the Devil's grip, the proud fall the quickest.
Şeytana çekilen tüm günahkârlara en başta gurur düşer.
Von Goethe's most famous work is Faust, which is about a man who sells his soul to the devil in search of power.
Von Goethe'nin en ünlü eseri Faust'tan. Otorite uğruna, ruhunu şeytana satan bir adamın hikayesini anlatıyor.
Oh yeah, the salamander was... believed to originate from fire, being a companion of the devil.
Aa, evet, Semenderin ateşten varolduğuna ve, şeytanın ortağı olduğuna inanılıyordu.
So Declan believed that the Devil spoke to him.
Declan, şeytanın onunla konuştuğuna inanıyordu.
Then I went into your house... and I saw the devil was real.
Sonra sizin eve gittim... ve gördüm ki şeytan gerçekmiş.
Athos! [GUNFIRE] What the devil are you doing here?
Athos! Allah aşkına ne yapıyorsun?
She has the cunning of the devil.
Şeytanın genetiğine sahip.
Oh, you know, dancing with the devil.
Evet, şeytanla dans etmeceler işte.
Randall really is the Devil's spawn.
- Vay canına! Randall gerçekten Şeytan'ın dölü.
Wha... What the devil is this?
- Bu şeytani şey ne?
She-devil knows where.
- Dişi şeytan nerede olduğunu biliyor.
Now shut yer gab before ye bring the devil's own eye upon us.
Şeytan'ın gözünü üzerimize çekmeden kapat şu çeneni artık.
Speak of the devil.
İyi polis lafının üstüne arar.
Speak of the devil...
Lafının üstüne geldi.
And for the record, Shout at the Devil was an underrated masterpiece.
Ayrıca bilginiz olsun "Shout at the Devil" şarkısı değeri bilinmemiş bir şaheserdir.
Well, it's Devil's Night.
Yaramazlık Gecesi de ondan.
So this is Devil's Night.
Yaramazlık Gecesi bu demek?
We buried him in the woods, but then he was resurrected by the devil.
Onu ormana gömdük. Sonra da şeytan tarafından diriltildi.
Speak of the devil.
İti an çomağı hazırla.
Devil!
Şeytan!
You might actually be the devil.
- Harbiden şeytan olabilirsin.