English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Didn't you see

Didn't you see traducir turco

8,457 traducción paralela
See, that's the reason I didn't call you.
Bak, seni aramamamın nedeni bu.
Because I didn't want to see you happy.
Çünkü seni mutlu görmekten korktum.
I didn't expect to see you here.
Seni burada görmeyi beklemiyordum.
I didn't see you.
Seni görmemiştim.
Didn't you see the guy turn off the lights?
Reklamları görmedin mi?
Hey, I'm sorry. I didn't see that you had friends over.
Üzgünüm, misafirin olduğunu görmedim.
You didn't want to see it, did ya?
Görmek istemedin değil mi?
I-I just didn't see you that day.
- Seni o gün görmedim.
You didn't see it on The New York Times best seller list, did you?
Kitabı çok satanlarda görmedin değil mi?
No, you didn't see him after you went to sleep, okay?
Hayır, sen uyuduktan sonra onun halini görmedin, tamam mı?
See, here's the thing. I was terrified for you, I didn't know why. And now I do.
Mesele şu ki nedenini bilmiyorum ama senin için korkmuştum.
I take it you didn't see much action in the UN Navy?
Anladığıma göre BM Donanması'nda pek fazla eylem görmemişsin.
And you didn't see the bottle then?
- O halde şişeyi de görmedin?
Didn't see much of the world after Christopher died, did you?
Christopher öldükten sonra, dünyanın geri kalanını pek görmedin, değil mi?
I WAS JUST CALLING BECAUSE I DIDN'T SEE YOU AT THE GYM LAST NIGHT
Seni aramamın sebebi dün seni spor salonunda görmemiş olmam.
I didn't want to see you after all this time when I wasn't myself, not like this, and perhaps, I feared that I might be desperate to kiss you, which I clearly can't do whilst occupying someone else's lips.
Bunca zaman sonra kendim değilken seninle görüşmek istemedim. Belki de seni öpmek isteyeceğimden korkmuşumdur. Ki bunu başkasının dudaklarını taşıyorken hayatta yapamam.
Well, now I see why you didn't answer my calls.
Şimdi telefonlarımı neden açmadığın anlaşıldı.
But as you can see, It didn't go too far.
Ama gördüğünüz üzere kanıtlar fazla uzağa gitmedi.
We didn't see any point losing both of you.
İkinizi de kaybetmek çok saçma olurdu.
I told the guards I didn't wanna see you.
Gardiyana seni görmek istemediğimi söylemiştim.
That's why I didn't wanna see you.
- Bu yüzden seni görmek istemedim.
You didn't see my car when you had to. Now look at me and talk.
Bakmadığın için arabama çarptın, şimdi konuşurken bana bak.
I know you and he didn't always see eye to eye, but you were both like fathers to me.
O ve sen her zaman göz göze değildiniz ama ikiniz de benim için bir baba gibiydiniz.
I'm not saying you didn't see it, but no psychic bats 1.000.
Görmedin demiyorum ama hiçbir medyum her şeyi tutturmaz.
I didn't see you.
Seni görmedim.
- I didn't mean for you to see that.
- Olanları görmeni istemezdim.
When I went to see you at juvie, your face was all messed up and you didn't say anything.
Islahevine seni görmeye gittiğimde yüzün berbattı ve bir şey söylemedin.
I didn't see the forecast. Did you?
Hava durumuna bakmadım, siz baktınız mı?
Didn't see none of it personally, like, mind you.
Hiçbirini bizzat görmesem de aklınızda bulunsun. Adamın biri gözüyle gördüğünü söyledi.
Why didn't you report it then? I didn't think I'd ever gonna see him again.
- Neden o zaman rapor etmedin?
So you didn't see Jess Murphy the night Tom died?
Peki Tom'un öldüğü gece, Jess Murphy'yi görmediniz mi?
And you didn't see Tom?
Ve Tom'u görmediniz mi?
I didn't see you.
Seni göremezdim.
Hey, I didn't see you at the cemetery yesterday.
Dün seni törende göremedim.
You didn't see anything.
- Hiçbir şey görmedin.
Luke, you weren't there, you didn't see the look on his face.
Luke, sen orada değildin, yüzündeki ifadeyi görmedin.
- Didn't you see "lntouchables"?
Dokunulmazlar filmini görmediniz mi?
- You didn't see me just yet. Cheers.
Biraz önce sana selam verdim, görmedin.
It would shame me for you to see that, if I didn't know that you have suffered the same distortions in the press.
Eğer aynı haksızlıklara sende, uğramamış olsaydın şu anda utanıyor olurdum.
Didn't see you.
Seni görmedim.
I didn't want anyone to see me with them, you know?
Kimsenin elimde bunlarla beni görmesini istemedim.
Well, I didn't see God coming down that tunnel to help me, or you.
Ne senin ne de Tanrı'nın tünele inip bana yardım ettiğini görmedim.
See, and you didn't even need a marriage counselor.
Gördün mü? Evlilik danışmanına ihtiyacınız bile kalmadı.
And you didn't have the sense to see it!
Ve bunu göremeyecek kadar da kördün!
See, this is the reason I didn't tell you.
Bu yüzden sana söylemedim işte.
Didn't expect to see me back here so soon, did you, my love?
Beni bu kadar erken görmeyi beklemiyordun, değil mi aşkım?
You didn't see a thing.
- Hiçbir şey görmedin.
You didn't see her fight me.
Benimle olan kavgasını görmedin.
Hey! Hey, didn't you see me?
Görmedin mi beni?
You didn't see anything, did you?
- Bir şey görmedin, değil mi?
Yeah, I didn't want to see this turmoil that you're in.
- Şu anki gibi hengame koparmanı istemiyordum çünkü. Kendine bir bak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]