Dies traducir turco
9,016 traducción paralela
If you fail, the girl dies with you.
Ama başaramazsan, kız da seninle birlikte ölür.
Does it make a better book if she dies?
Kız ölürse kitabı daha mı iyi yapar?
Yes, it's when the energy that remains after a person dies traumatically, what some would call the soul, is separated from the body too quickly and it lingers, unable to move on.
Evet, enerji yüzünden. Eğer kişi travmatik bir şekilde ölmüşse olur. Ruh vücuttan çok hızlı ve istenmeyen bir şekilde ayrılmışsa oluyor.
One of them dies, and then the other one is able to see...
Bir tanesi ölüyor, ve sonra diğeri de sanrılar görmeye...
So, when a person dies, they must wait for a baby to be born in order to return to life.
Bir insan öldüğünde... Ruhun hayata geri gelmesi için bir bebeğin doğmasını beklemesi gerekir.
An 8-year-old piano prodigy dies.
Sekiz yaşındaki bir piyano dehası ölüyor.
If Claire dies because of you...
Eğer Claire ölürse senin yüzünden...
If I die, she dies.
- Eğer benim ölürsem o da ölür.
Get rid of them, or your brother dies.
Onlardan kurtul yoksa abin ölür.
Well, then he dies. And we harvest his organs, make a killing, move to Mexico.
O zaman ölür, biz de organlarından servet kazanıp Meksika'ya kaçarız.
I mean, when somebody dies, you can't really see them, so...
Biri öldüğü zaman, onları sahiden de göremezsin, yani...
If I leave and my patient dies, it's not me who will suffer, it is his mother, his sisters, his friends, his wife, and they will hate me.
Eğer gidersem ve hastalarımdan biri ölürse acı çeken ben olmayacağım. Hastamın annesi, kız kardeşi, arkadaşı, karısı acı çekecek ve benden nefret edecekler.
Either way, somebody you love dies.
Her şekilde sevdiğin birisi ölecek.
And after you die your city dies too.
Sen öldükten sonra şehrin de ölecek.
She falls asleep, she dies.
Uyursa ölür.
If Kira dies... All bets are off for me.
Kira ölürse hiçbir şansım kalmaz.
The Troubles end if Lucy kills the one she loves because Troubled people everywhere, every one of them dies.
Sorunlar, Lucy sevdiği birini öldürdüğü için biterse her yerdeki sorunlu insanlar, her biri ölür.
So either way, if I do as you say, my boy dies.
Yani iki şekilde de..... dediğini yaparsam oğlum ölecek.
And when honor dies the spirit dies with it.
Onur öldüğünde ise ruhun da onunla ölür.
Inflammation dies down, and the damage that you thought could never be repaired, somehow, gradually, begins to get better.
İltihap düşer gider ve onarılamayacağını düşündüğü o hasar bir şekilde yavaş yavaş, daha iyiye gitmeye başlar.
If I die, she dies.
- Eğer ben ölürsem kız da ölür.
Nobody dies.
Kimse ölmez.
If he dies...
Eğer ölürse...
Any more than that, he dies.
Daha uzun sürerse ölür.
You make a mistake, he dies.
Hata yaparsanız yine ölür.
We have to take the Amphora with us, or everyone in Vega dies.
Amforo'yu bizle birlikte götürmek zorundayız yoksa Vegadaki herkes ölür.
Dies five years later.
Beş sene sonra öldü.
Or in case one or both of us dies.
Veya birimiz ya da ikimiz birden ölürse diye.
Tell me or she dies.
Söyle yoksa kız ölür.
To decide who lives and who dies?
Kimin ölüp kimin yaşayacağına karar verme yetkisini kim verdi?
If he dies tonight, there are things she needs to tell him - perhaps, things she's never said.
Eğer o bu gece ölürse, Kadının ona söylemesi gereken - - muhtemelen hiç söylemediği, bir çok şey var.
Oh, no. That man dies, and suddenly we just disappear. How's that going to look?
Hayır olmaz, bir adam ölüyor ve biz birden ortadan kayboluyoruz, sence nasıl görünür?
I want to work you under with him so that when Tevan Adamian dies...
Onun altında çalışmanı istiyorum. Böylelikle Tevan Adamian öldüğünde...
When Tevan finally dies, we should both be under.
Tevan nihayet öldüğünde ikimiz de kamuflede olmalıyız.
You are like woman sitting in front of the fig tree staring at all the branches till the tree dies.
İncir ağacının önünde oturan, ağaç ölene dek bütün dallara gözünü diken kadın gibisin.
If you don't, you're doing nothing, and the tree dies.
Yapmazsan da hiçbir şey yapmamış olursun ve ağaç ölür.
Otherwise I die, you die... and our city dies with us.
Aksi takdirde ben ölürüm, sen ölürsün... Şehir bizimle beraber ölür.
Or Claire dies.
Yoksa Claire ölür.
You leave me alone, I make sure no one dies.
Sen beni rahat bırakacaksın ben de kimsenin ölmemesini sağlayacağım.
If I die, my sister dies.
Eğer ben ölürsem kız kardeşim ölür.
If I die, she dies.
Eğer ben ölürsem kız ölür.
If I die, she dies.
Eğer ben ölürsen kız ölür.
Everyone I have feelings for dies there, but you're adults.
Değer verdiğim herkes orada ölüyor. Ama koca insanlarsınız.
Everybody dies here.
Burada herkes ölüyor.
Everyone you care about dies!
- Değer verdiğin herkes ölüyor.
If he dies, this whole place gets sucked into a wormhole.
Ölürse, tüm burası bir solucan deliğinin içine çekilecek.
If he dies, just keep going.
Eğer ölürse, devam et.
Well, what if your, uh, what if your race car body, what if it lives forever but your brain dies?
Ya senin şu yarış arabası bedenin ebediye yaşar ama beynin ölürse?
Another guilty one dies.
- Bir suçlu daha öldü.
They are not innocent. So you choose who lives and who dies?
- Kimin ölüp, kimin yaşayacağına sen mi karar veriyorsun?
I want to work you under with him, so that when Tevan Adamian dies...
Onun altında çalışmanı istiyorum.