Disappearing traducir turco
1,449 traducción paralela
Greenery in the city is fast disappearing.
Şehir yeşilliliğini kaybediyor.
[Man] When I talk about "we" disappearing... I don't mean that we physically disappear.
"Biz" im yok oluşumuzdan bahsettiğimde, fiziksel anlamda yok olduğumuzu kastetmiyorum.
The same model who accused Baltar of treason before disappearing from Galactica.
Baltar'ı hainlikle suçladıktan sonra Galactica'dan kaybolan modelin aynısı.
All those people disappearing off the streets.
Tüm bu insanlar, sokaklarda ortadan kayboluyorlar.
I keep hearing all these stories, people disappearing off the street.
Sürekli şu hikayeleri duyuyorum, sokaklarda insanlar kayboluyormuş.
All those people disappearing off the streets, it's been going on for months.
Tüm bu insanlar, sokaklarda ortadan kayboluyorlar. Aylardır böyle sürüp gidiyor!
And now, the Great Ricolini will perform the legendary disappearing egg trick, with the help of my charming assistant, the lovely Tina.
Şimdi ben Büyük Ricolini, efsanevi yumurta kaybetme numarasını güzel asistanım sevgili Tina'nın yardımıyla yapacağım.
Nothing to stop it from magically disappearing.
Mucizevî kaybolmayı hiçbir şey engelleyemezdi.
I'm just... I'm disappearing!
Yok oluyorum!
I'm just disappearing.
Sadece yok.
There were rumors, people of color disappearing into some kind oa truck.
Dedikodular vardı, renkliler bir kamyon yüzünden ölüyorlardı.
Trouble is, she's awful good at disappearing.
Ama kaybolmakta çok usta.
Trouble with doing it this way, disappearing'em and shit- -
Böyle birden bir ortadan kaybolmak kötü şey...
Now he's got maybe 50 grand disappearing money.
Şimdi, ortadan kaybolan 50 bin var.
Forgive me for disappearing like that, but then, you did it first, didn't you?
Böyle kalktığım için beni affet ama başlatmıştın değil mi?
The urban divide is disappearing, man, making guys like you obsolete.
Şehir bölünmesi kalkıyor, adamım, senin gibi adamların modası geçiyor.
And yet another disappearing act for Leo and Sienna. They're on the run again.
Leo ve Sienna yine sırra kadem bastı.
A mighty civilisation spanning a billion years disappearing forever.
Bir milyar yıllık güçlü bir uygarlık yok oluyor. Sonsuza dek.
Yeah, after writing bad checks and getting arrested and disappearing.
Evet, karşılıksız çekler yazdıktan, tutuklandıktan ve ortadan kaybolduktan sonra.
Like Nessa disappearing?
Önemli durumlar? Nessa'nın kaybolması gibi mi?
That way I can make sure you lot don't do a disappearing act on me.
Böylece benden kaçış numarası yapamayacaksınız.
But this thing you got with disappearing the bodies...
Ama öldürttüğün adamların cesetlerini yok ettirmen...
It could mean he's been saving up for a disappearing act.
Anlamı şu olabilir, belki de ortadan kaybolmak için hazırlık yapıyordur.
Is this your first time disappearing on and off?
Bu ilk kez mi?
You make this big deal about family dinner and then you show up late after disappearing all day.
Aile yemeği konusunda yaygara kopardın şimdi de bütün gün yoksun ve geç geliyorsun.
So, have you heard of any other cuban immigrants disappearing?
Peki, bunun gibi ortadan kaybolan başka Kübalı göçmen var mı?
- Why do your girlfriends keep disappearing?
- Neden kız arkadaşların teker teker ortadan kayboluyor?
Slowly disappearing, farewell Thunderchild!
Yavaş yavaş kayboluyor, elveda Thunderchild!
Disappearing any of us they seem threatened by.
Tehlikeli olarak gördüklerini ortadan kaybetmeler.
And we try anything we can to stop them from disappearing completely.
Ve onları tamamen yok olmaktan kurtarmak için hiçbir şey yapamayız.
Especially since we don't have a pot to piss in thanks to Abruzzi's magically disappearing jet.
İşeyecek bir kabımız bile yokken hem de, Abruzzi'nin esrarengizce kaybolan uçağı sağolsun...
A shoe warehouse out east of Grange. Stock's been disappearing.
Grange'in doğusundaki ayakkabı deposundan stok eksiliyor.
I went through all the feeds the Cirque guys sent over, and I have to tell you, Siegfried Roy's disappearing elephant no longer impresses me.
Yolladıkları kayıtların hepsini iyice izledim ve ne var biliyor musunuz? Siegfried ve Roy'un fil kaybetme numarası artık beni hiç etkilemiyor!
We're going to get us one of those disappearing TV furniture things.
Hemen bu televizyon gizleme mobilyalarından almaya gidiyoruz.
Joy finally saved up enough money to get that disappearing TV.
Joy sonunda televizyon gizleyiciyi almak için yeterli parayı biriktirdi.
I'm sure you can still see the disappearing TV furniture thing on there.
Televizyon gizleyen mobilyayı halen orada durduğunu görebildiğine eminim.
Here for another glimpse at my disappearing act?
Kayboluşuma bir kez daha göz atmak için mi buradasın?
'This point is approached when the economy is screaming'and centre ground is disappearing,'and in concrete terms, when there is a significant external threat'which requires more energetic response from security services.
"Bu noktaya ekonomi çığlık attığında,... ve merkez zemin yok olduğunda,... ve en katı deyimle gizli servislerden daha kuvvetli bir tepki gerektiren önemli bir harici tehdit olduğunda ulaşılır."
Who would benefit most from two buildings disappearing?
Nnnn, 2 binanın kaybolmasından kim yarar elde edebilir?
[First of all, I want to apologize for disappearing without thanking you for everything you have done for me.]
Her şeyden önce, yaptıkların için teşekkür etmeden ortadan kaybolduğum için özür dilerim.
As a result, the sand hills here are disappearing.
Sonuç olarak, buradaki kum tepeleri yok oluyor.
It's all disappearing.
Hepsinin yok olmasına.
- I'm disappearing.
Bırakıyorsunuz.
Last night he pulled another one of his trademark disappearing acts - - smack in the middle of a date.
Dün gece buluşmanın ortasında her zamanki kendine has... ortadan kaybolma hareketlerinden birini gerçekleştirdi.
All I know is, I was once very excited about my life with this woman and it all seems to be disappearing.
Tek bildiğim bir zamanlar bu kadınla yaşayacağım hayat için heyecan duyduğum. Ve şu anda bu heyecanı kaybetmekte olduğum.
Fuck you and your disappearing act.
Sana da, ortadan kaybolup gitmene de lanet olsun!
Before disappearing, to add drama, he'd turn to his friend Ali, and say to him :
Gözden kaybolmadan önce, dramatize etmek için... arkadaşı Ali'ye döner... ve şöyle der :
Where do you keep disappearing my son?
Nerelere kayboldun oğlum?
Molly... one good thing about disappearing as opposed to being AWOL is... they can't bring charges.
Molly... Asker kaçağı olmadan ortadan kaybolmanın tek güzel yanı seni suçlayamayacak olmalarıdır. Kaybolanlar hala görevde sayılırlar.
If he had a big thing for me, he'd fucking call me, as opposed to disappearing for six months, and he'd get his ass down here more often than he does.
Büyük bir malı olsaydı 6 ay kaybolmayıp beni arardı.
Disappearing into the shapeless darkness 36 ) } Iro aseta omoi wa tooku
Dugularımdan uzaklaştıkça soluyorum.