Disappointing traducir turco
1,339 traducción paralela
You've found new and even more public ways of disappointing me.
Beni hayalkırıklığına uğratmanın yeni ve hatta daha halka açık, yollarını buldun.
But I have to stop disappointing myself, too.
Ama kendimi hayalkırıklığına uğratmaya da son vermem gerek.
That's disappointing.
- Hayal kırıklığına uğradım.
Well, that's very disappointing.
Peki, bu gerçekten üzücü.
She's gonna miss dinner trying to keep from disappointing them.
Onları üzmemek için akşam yemeğini kaçıracak.
Most disappointing.
Daha fazla hayal kırıklığı.
How disappointing will it be if you don't get into Notre Dame?
Notre Dame'a girememen ne kadar kötü olacak?
Everybody's kind of disappointing me.
Herkes beni hayal kırıklığına uğratıyor.
You go to these wonderful places on series like this, and it's always really sad and disappointing, you know, when you go to a place like this.
Bu tip dizilerde bu harika yerlere gidiyorsunuz ve böyle bir yere gidince daima üzülüp düş kırıklığı yaşıyorsunuz.
Hey, you disappointing bastard!
Rezil herif!
It's just... This is so disappointing.
Bunlar sadece hayal kırıklığı.
Jesus, that was disappointing.
Tanrım, hayal kırıklığına uğradık.
Make sure you don't keep disappointing the wrong people.
Yanlış kişileri hayal kırıklığına uğratmaya devam etme de.
- Disappointing.
- Hayal kırıklığı.
Too disappointing.
Çok hayal kırıcı.
But, it seems like when the camera's on sometimes she just doesn't seem... I don't know, I just wouldn't want it to be disappointing.
Ama, sanki bazen kamera kayıttayken, o pek öyle... bilemiyorum, ben sadece bunun hayal kırıklığı olmasını istemiyorum.
But no problem disappointing me.
Ama bunu sorun yapmaz.
But so often, they turn out to be I don't know, disappointing.
Ama o kadar sık şey oluyorlar ki bilemiyorum, hayal kırıcı.
Anyway, you ended up disappointing me more than... More than any of the other silly girls.
Ama sonunda sen de beni hayal kırıklığına uğrattın bütün o aptal kızlardan daha çok.
The view may be slightly disappointing, but it's been nice to spend some time up here with the kites.
Manzara birazcık hayal kırıklığına uğratmış olabilir ama uçurtmalar eşliğinde buraya kadar çıkmak çok güzeldi.
I'm sure beneath its bells and whistles it's got a simple and disappointing trick.
Eminim bu gösterişli sathın altında hayal kırıklığı yaratan basit bir hile vardır.
The most disappointing of all, sir.
En büyük hayal kırıklığı efendim.
This must be disappointing.
Bu hayal kırıklığı yaratmış olmalı.
We sent weatherworkers but the results were disappointing.
Semâbüyücülerini gönderdik ama sonuçlar hiç iç açıcı değil.
It's a little disappointing when your best quality is pretending to be someone else.
Başkası gibi davranmakta usta olan bir kişi için bu pek anlam ifade etmiyor.
I'm trembling, I'm so scared of failing and disappointing my Sheikh.
Elim ayağım titriyor, beceremezsem şeyhe mahcup düşerim diye çok korkuyorum.
After a disappointing attempt at lovemaking.
Tabii hayâl kırıklığı yaşatan bir sevişme girişiminden sonra...
It was good to have the Filth to come home to after another disappointing day.
Başka bir hayal kırıcı günün ardından eve dönüşte Filth'i dinlemek gerçekten iyiydi.
Poll numbers vary- -... somewhat disappointing for the administration.
Oy oranlarında değişim her nasılsa yönetim için hayal kırıklığı oldu.
You guys are disappointing God.
Sizler, Tanrı'yı hayal kırıklığına uğratıyorsunuz.
Kind of disappointing, huh?
Hayal kırıklığına uğradın, değil mi?
This is very disappointing.
Çok hayal kırıcı birşey.
Lorelai Gilmore. Disappointing mothers since 1968.
Lorelai Gilmore. 1986'dan beri annelerin hayal kırıklığı.
It's been a disappointing season, my friend.
Hayal kırıklığıyla dolu bir sezondu, dostum.
Thanks for not disappointing me, Sam.
Beni haksız çıkarmadığın için teşekkürler, Sam!
disappointing.
Ne kadar üzücü.
You see, that's disappointing, because I know it's considered cool to denigrate the little foibles in one's profession, but I love my job, and show and tell is one of my favourite games.
Anlıyorsundur, hayal kırıklığına uğradım, çünkü birinin mesleğindeki küçük zayıflıkları karalamanın iyi bir şeymiş gibi düşünüldüğünü biliyorum. Fakat işimi seviyorum ve "Göster ve anlat" benim en sevdiğim oyunlardan biridir.
Your immaturity is extremely disappointing and may even lead to a lawsuit, which is the absolute last thing this company needs right now, do you understand?
Olgunlaşmamışlığın aşırı derecede üzüntü veriyor, ve bunun sonu mahkemeye varabilir, ki bu da şirketimizin şu an ihtiyaç duyabileceği en son şey. - Anlıyor musun?
Well, that's disappointing.
Hayal kırıklığına uğradım.
There is love, to be sure, but we have a way of disappointing each other.
Sevgimizden emindik ama farklı hayâl kırıklıklarımız vardı.
That's disappointing.
Bu can sıkıcı bir şey.
Your methods are a tad disappointing.
Ama yöntemlerin biraz hayal kırıklığına uğratıyor.
How disappointing.
Ne hayal kırıklığı ama.
Is that so? How disappointing.
Anladım, bu kötü oldu.
Disappointing
Kötü mü oldu?
How disappointing.
Hayal kırıklığına uğradım.
Look I think you're having a meltdown, so it's good you came home, because it's sad and disappointing, and everyone needs to have a meltdown once in a while.
Bak, bence bir sinir bozukluğu yaşıyorsun. Bu yüzden eve gelmen iyi olmuş. Çünkü bu üzücü ve moral bozucu.
Yeah. Disappointing, isn't it?
Hayal kırıcı, değil mi?
It's disappointing.
Donatlar kuru, üstelik delikleri yok.
It's so disappointing.
Bir yırtıcı tarafından kırılmışlar, veya büyük olasılık, bunlar son dönem yumurtalarıydı. Çok umut kırıcı.
You have a disappointing evening, and I have to give you the bum's rush to make my dinner with Harold at the faculty club.
Harold ile yemek yiyebilmek için.