English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Distracted

Distracted traducir turco

2,924 traducción paralela
I wish I hadn't been so distracted when you needed me.
Keşke bana ihtiyacın olduğu zaman hep yanında olsaydım.
Ah - it must be relief that's making you so quiet, so withdrawn, so distracted.
Rahatladığın için bu kadar sessiz, içine kapanık, dikkati dağınıksın.
That I distracted you.
Dikkatini dağıtıyorum.
Believe me, but I get distracted and the next thing I know Chris is there saying she's locked out and has nowhere else to go.
İnan bana, boş bir anıma denk geliyor, ve Chris bir anda karşıma dikilip dışarıda kaldığını ve gidecek yeri olmadığını söylüyor.
To be distracted in any way, to move... you could cause serious damage.
Bir şekilde dikkatiniz dağılırsa, hareket ederseniz ciddi bir hasara yol açarsınız.
I was distracted by Marley's unfortunate and very noticeable weight gain.
Marley'in talihsiz ve çok belli olan kilo alışı dikkatimi dağıttı.
Look, I don't have very much on Siskel, because I've been distracted.
Bakın, Siskel hakkında pek bilgim yok çünkü kafam biraz dağınık.
But, uh, lately, Nick has been pretty distracted.
Ama son zamanlarda Nick'in aklı başında değil.
Don't get distracted with his sword movements!
Kılıç hareketleri dikkatini dağıtmasın!
Royce was supposed to be distracted by the kid as he got up.
Royce kalkarken gözü top oynayan o kıza takılacaktı.
It makes you seem condescending and elitist, which frankly, doesn't exactly matter, because I'm way - too distracted by the...
Gerçi nasıl göründüğün çok da önemli değil çünkü dikkatimi asıl...
"Don't be distracted by anything else on the way, alright?"
"Yolda başka bir şeyle oyalanma, tamam mı?"
♪ for a cause... ♪ Some are only too happy to be distracted from their pain.
Bazıları acılarını unutacak kadar mutludur.
I've just been so distracted with this whole escrow thing.
- Kafam şu kayyum işiyle meşguldü.
I was so distracted.
Dikkatim çok dağıldı.
I'm just... a little distracted.
Sadece kafam biraz dağınık.
The other night at the club opening, I was... distracted.
Geçen akşam klüp açılışında... biraz dikkatım dağılmıştı.
How exactly were you distracted?
Tam olarak nasıl dikkatin dağılmıştı?
Well, at least Nelly's distracted talking to D.V.F.
En azından Nelly'nin dikkatini dağıtacak konuşmalar var.
You seem distracted, Mr. Palmer.
Kafanız karışık görünüyor, Bay Palmer.
You appeared in my dream, so I was distracted.
Rüyamda siz vardınız, bu yüzden aklım gitti.
We need to not be distracted by our devices and be present for our kid.
Cihazlarla dikkatimiz dağılmamalı, çocuğumuz için orada olmalıyız.
I'm just, I'm a little distracted.
Biraz kafam dağınık.
You got distracted by sand on a beach.
Kumsaldaki kum dikkatini dağıttı.
Got distracted.
Meşguldük.
And I thought, that was a great show, and I got really distracted and--and I forgot I was scared.
Sonra şöyle düşündüm : Ne güzel bir diziydi. Dikkatim dağılınca da korkumu unuttum.
I can't! I've got to keep my head down and focus on Jean and Rhombus and not get distracted by men and their bullshit.
Kafamı Rean ve Rhombus'tan kurtulmaya odakladım ve başka bi şeye odaklanamıyorum.
I got distracted.
Kafam karışıktı.
Yeah, he seems very distracted.
Evet, dikkati bayağı dağılmış.
They'll be so distracted by Evan's accent, They won't ask questions.
Evan'ın aksanı yüzünden o kadar dikkatleri dağılır ki, hiç soru sormazlar.
I was too distracted by his hotness.
Çekiciliği yüzünden dikkatim çok dağıldı.
You seemed a little distracted up there.
Orada biraz deli gibi görünüyordun.
You want to go steal some candy while the fake cops are distracted?
Çakma polislerin dikkati dağınıkken biraz şeker çalmak ister misin?
Soon as he hops on one of those roofied squirrel girls and gets distracted, we'll catch him.
Kafası güzel sincap kızlardan birine atlayıp dikkati dağıldığında yakalarız.
When he's distracted, you do your thing, okay?
İlgisi dağılınca işini yap, tamam mı?
What if he doesn't get distracted? What's plan B?
Ya ilgisi dağılmazsa, B planı ne?
I guess I got distracted again thinking about Kent.
Kent'i düşünmekten aklım gitti yine.
I'm sorry, but that couple in the lobby- - this is highly unprofessional, but I am... I'm distracted.
Biliyorum profesyonelce bir davranış değil ama dikkatim dağılıyor.
It was only because you distracted me with that stupid noise
O aptal sesle dikkatimi çıkardığın için çekemedim.
You seem distracted.
Aklın başka yerde sanki.
You're distracted.
Dikkatin dağınık.
Look, I'm sorry, I got distracted.
Dinle, özür dilerim, Ben Amca. Dikkatim dağıldı.
I stayed true to my art, and didn't let myself get distracted by all that trivial stuff.
Sanatıma bağlı kaldım ve, bu saçma şeylerin dikkatimi bozmasına izin vermedim.
Don't get distracted.
Deli alamadım.
People are so distracted these days, they don't know who they are.
Bugünlerde insanlar kendinden geçmişler, kim olduklarından bihaberler.
You seem distracted.
Kafan başka yerlerde gibi.
I was gonna operate, but I sorta got distracted.
Ameliyatı yapacaktım ama dikkatim dağıldı.
And with everybody distracted,
Ve herkes şaşırmış,
I didn't hear you as I am distracted by this mouth-watering chicken breast.
Şu ağız sulandıran tavuk göğsü dikkatimi dağıttığı için seni duyamadım.
I fight not to be distracted.
- Avunmak için mücadele etmiyorum.
You seem a little distracted.
- Biraz dikkatiniz dağınık gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]