Dog barks traducir turco
149 traducción paralela
- ( DOG BARKS ) I - JACK : Come on!
Hadi!
( Dog barks )
( Dog barks )
The dog barks, comes one step nearer.
Köpek havlar. Bir adım yakına gelir.
[dog barks] ( KITT ) Look, enough is quite enough.
Bakın, bu kadarı artık yeter.
A dog barks... water flows... children play.
Bir köpek havlar su akar Çocuklar oynar.
[dog barks] Eugene, make Pete shut up.
Eugene, Pete'in susmasını sağla.
[DOG BARKS OVER TELEVISION]
Bana başarısızlıklarımı anlatan bir yer daha.
[DOG BARKS] Aw.
İddian o.
My dog barks some.
Köpeğim havlıyor... bir kaçı.
A mangy dog barks.
Uyuz bir köpek havlamaktadır.
A dog barks.
Bir köpek havlıyor.
That stupid dog barks at me once more I won't bother complaining to Sheriff Pangborn again.
Şu aptal köpek bana bir kez daha havladı. Şerif Pangborn'a tekrar şikayet etmek istemedim.
- [dog barks]
shut up.
( DOG BARKS ) Just what I need!
Tamda zamanıydı.
The dog barks at night and suddenly you've got a 200-pound wolf at the door!
Köpek bütün gece bağırıyordu ve şimdi de bana 200 pound'luk kurttan bahsediyorsun!
According to the map, this house is owned by the dog from Frasier. - [Dog Barks]
Bu haritaya göre, evin sahibi Frasier'deki köpekmiş.
( dog barks as crowd hollers and cheers )
Ayrıca sizin bildiğiniz gerekli başka şeyler varsa onları da, lütfen. Çok teşekkürler.
- [Dog Barks On Phone] - Is it...
Alo?
You could've been- - [Dog barks]
Ama... Sen orada...
( DOG BARKS )
Bu tarafa!
( DOG BARKS ) ( CRASHING )
Ve o kadar da büyük değilsin
Paddy. ( DOG BARKS )
Paddy.
DOG BARKS Mrs Mohan?
Bayan Mohan?
It's like the dog collar that gives an electric shock when the dog barks.
Köpek havlayınca ona elektrik veren tasma gibi.
"A dog barks."
"Köpek havlar."
OH... [DOG BARKS]
Seni...
Fletcher would have you running here every time his dog barks.
İhtiyar Fletcher'ı dinlersen, köpeği her havladığında... seni yanına çağırır.
- but I'm not coming down. - [Dog Barks]
Ama inmem.
The dog barks.
Köpek dediğin havlar.
( dog barks ) Gigi, shush.
Sus Gigi.
You want to live on the highway? [Dog Barks On Machine]
Otobanda mı yaşamak istiyorsun?
- Of course. - ( dog barks )
- Tabii ki.
I've got this dog that barks at me when I come home.
Eve gelince bana havlayan bir köpeğim vardı.
That is the nighbors dog... it barks all the time throught the wall!
O komşulardan birinin. Sesi içerden havlıyor gibi gelir.
Well, sprocket and I... he's my dog, sprocket. [Barks]
Sprocket ve ben - Köpeğim, Sprocket.
A rabid cat barks like a big dog.
Kudurmuş bir kedi koca bir köpek gibi havlıyor.
The dog wants both bones, so he barks at the little dog in the water, trying to scare him.
O kemiği de istemiş. O anda ağzındaki kemik suya düşüp kaybetmiş. Sudaki köpeğe havlamış.
The dog is so old, he barks at anything.
Köpek çok yaşlandı, artık her şeye havlıyor.
( Barks ) Oh, we're low on dog food.
Dönüşte markete uğrarsanız, köpek mamamız bitmek üzere.
I bet she wears crotchless panties and barks like a dog.
Eminim tasma takıp köpek gibi havlıyordur.
My neighbor has this dog that barks all night, every night.
Komşumun bütün gece havlayan bir köpeği var. Her gece.
Of course, he has a big, huge dog that barks into the night.
Tabi, geceleri havlayan kocaman bir köpeği var.
The more the dog growls and barks, the more she presses herself against me.
Köpek hırıldayıp havladıkça o da kendini bana daha çok bastırıyor.
God, you're so... ( dog barks )
Tanrım, sen çok...
The dog next door barks and jumps against the wall.
Yan taraftaki köpek havlayıp, duvara zıplar.
( DOG BARKS )
Gel oğlum. Gel hadi.
( DOG SOFTLY BARKS )
Pekala.
- [Dog Whines, Barks] - Whoa! Hey!
Lütfen onu benden uzaklaştır.
If the dog barks, I'll kill him, I'll finish him!
Eğer köpek havlarsa, onu öldürürüm, onu bitiririm!
Yeah, a dog who barks all day long.
Evet, bütün gün havlayan bir köpek.
- [Dog growls, barks ] - [ Meredith and Izzie laugh]... orjust hang out,
... ya da takılacak birinin.