English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Don't be daft

Don't be daft traducir turco

178 traducción paralela
Don't be daft!
Aptal olma!
Don't be bloody daft, what do you mean?
Saçmalama, ne demek istiyorsun?
Don't be so daft.
Aptal olma!
- Don't be daft.
- Aptal olma.
Don't be daft!
Saçmalama!
I am grateful, honestly. Don't be daft.
Bak, gerçekten minnettarım.
- Don't be daft.
- Deli olma.
That's my fire escape. - Don't be daft.
Burası yangında çıkış yerim.
Don't be daft.
Aptal olma.
- Don't be so damned daft!
- Bu kadar salak olmasan.
- Don't be bloody daft!
- Saçmalama!
Don't be daft, man.
Aptal olma!
- Don't be daft.
- Saçmalama.
Why, it's a charming spot. - Oh, don't be daft.
- Neden, çok hoş bir yer.
Don't be daft!
Saçmalamayın...
No. Don't be daft.
Hayır, salaklaşma!
- But I have. - Don't be daft!
- Ahmaklaşma...
Colin. Don't be daft, you'll be baking in there.
Colin, aptal olma, pişeceksin onunla.
Don't be daft.
Saçmalama.
Don't be so daft.
Saçmalama.
- Don't be so daft.
Böyle aptal olma!
Don't be so daft.
Bu kadar arsız olma.
Don't be so daft, since when?
- Aptal olma. Ne zamandır bu?
Will she heck look like a pauper, don't be daft!
Fukara gibi mi görünecek? Saçmalama!
Don't be daft.
Aptal olma!
Don't be twp, man. ( daft ) That's well over 1,000.
Merak etmeyin, Bin feet'in çok üzerinde.
- Don't be daft, Maurice.
Aptal olma, Maurice.
Oh, don't be daft, sweetheart.
Saçmalama, tatlım. Benimle olacaksın, değil mi?
- Don't be so daft.
- Aptal olma.
- Aw, don't be so daft.
- Saçmalama.
Don't be daft.
Deli olma.
Don't be so bloody daft. We were just saying...
Aptallık etme.
Roger, you don't suppose maybe doll...? Don't be daft.
Roger, bebeğin o olup olmadığını...?
Don't be daft
Saçmalama.
Don't be daft, Jacqueline.
Aptal olma, Jacqueline.
Oh, don't be daft.
Yapma Allah aşkına!
Oh, don't be daft.
Yapmayın Allah aşkına!
Don't be daft, Hanna.
Yapma Allah aşkına, Hanna!
- Sabine, don't be daft!
- Sabine aptal gibi davranma
Don't be a daft boy, pal.
Sıkı çocuk numarasını bırak.
Ah, don't be daft.
Mal mısın sen?
I just can't face going to the police by myself when my Italian's so rotten. Don't be so daft.
İtalyancam bu kadar kötüyken polise gitmeye çekiniyorum.
Don't be so daft.
Kötü periler.
Don't be so bloody daft.
Bu kadar aptal olma.
- Oh, don't be daft!
- Aptallık etme!
Don't be daft. You know what, as long as you've got breasts, It doesn't matter which way they're facing.
- GöğüsIerin oIduğu sürece hangi yöne baktıkIarı önemIi değiI.
Oh, don't be daft.
Saçmalama.
- Don't be daft.
Üzülme.
Don't be daft.
- Üzülme.
Don't be daft, they wouldn't do a thing like that.
Aptal olma, böyle bir şeyi yapamazlar.
- Don't be daft.
- Salaklaşma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]