Don't be like this traducir turco
744 traducción paralela
Don't be like this.
- Böyle davranma.
You don't know what it is to be running around in the fog on a night like this.
Böyle bir gecede sisin içinde koşmanın nasıl bir şey olduğunu bilemezsin.
I don't like jail any more than you do, but this is where we've got to be.
Hapishanelerden ben de senin kadar hoşlanmıyorum ama olmamız gerek yer burası.
Kralik, don't be impulsive, not at a time like this.
Kralik, bu kadar fevri olma, hele böyle bir zamanda.
Don't want you to be remembering me like this.
Beni böyle hatırlamanı istemiyorum.
You don't know what it'd be like to have to live with me, to have to... face this every day, every night.
Benimle yaşamanın, her gün, her gece bunu görmek zorunda kalmanın ne demek olduğunu bilmiyorsun.
It isn't right, it can't be, to feel like this, like, I don't know.
Bu şekilde hissetmek sanki... Bilmiyorum.
Are those fellas our friends? Maybe not He's not long for this world I don't like to be hard on him.
Bilmiyorum ama ona sert davranamam.
I'd like to say just this - please don't be discouraged.
Lütfen cesaretiniz kırılmasın.
But I don't like to be pushing athwart my betters, but I'll say this, sir, I know every seaman in these here parts like the palm of this hand.
Seçmediğim diğer denizcileri kötülemek istemem efendim ama buralardaki her denizciyi, adım gibi bilirim.
Shizu, it is a beautiful meeting, don't be like this!
Bu harika bir durum, öyle değil mi Shizu!
Irene, don't be like this.
Irene, lütfen böyle yapma.
- Mike, don't be like this.
- Mike, böyle davranma.
You don't know what it means to be married to a woman like Lottie... but I'll tell you this.
Lottie gibi birisiyle evli olmanın ne demek olduğunu bilemezsin. ama sana her şeyi söyleyeceğim.
You don't suppose I can afford to be boxed out of a deal like this, do you?
Bu düzenin bozulmasına izin verir miyim sanıyorsun?
Iris, please, don't be like this.
Iris lütfen, böyle yapma.
Darling, please don't be like this.
Sevgilim, lütfen böyle yapma.
You see, dear, my wife and I aren't used to places like this... so it's only fair to tell you that if we don't get a whole lot of high-class service, and in a hurry... there's likely to be a terribly embarrassing scene in this sanctum.
Biliyorsun, eşim ve ben bu tip yerlere pek alışkın değiliz o yüzden burada birinci sınıf bir hizmeti derhal almazsak bu kutsal yerde oldukça utanç verici olaylar olacağını size garanti ederim.
I don't know how a room like this would be for waking up with a hangover.
Böyle bir odada akşamdan kalma bir şekilde uyanmak nasıl olur bilmem.
I don't want you to be like everybody in this town.
Herkes gibi olmanı istemiyorum.
I think if Carl could feel the war was more important... that what he is doing has a bigger meaning... I don't think he'd be like this.
Carl savaşın daha önemli olduğunu, yaptıklarının daha büyük bir anlamı olduğunu düşünseydi, bu halde olmazdı.
I don't like to mention it again, but you must understand that... this arrangement can only be for tonight.
Bunu söylemek istemem ama, anlamalısın bu anlaşma sadece bu gecelik.
When will you understand that I can't live like this? ! That I don't want to be with you anymore?
Böyle yaşamak istemediğimi nasıl anlatabilirim, artık seni istemiyorum!
Things don't got to be like this.
Böyle olmak zorunda değil.
I don't know what can be done now, but things mustn't stay like this.
Ne yapılabilir, bilmiyorum, ama işler bu şekilde kalmamalı.
You will be like this if you don't care it.
Umursamazsan sen de böyle olacaksın.
I don't like writing these letters... and I intend this to be my last one.
Bu tür mektup yazmaktan hoşlanmıyorum... umarım bu son mektup olur.
Peter, don't speak of your wife like this, one day, she'll be on the throne by your side.
Peter, karın hakkında bu şekilde konuşma, bir gün, senin yanında tahtta oturacak.
Don't you dare be civil with me after leading me on like this.
Beni bu şekilde kandırdıktan sonra kibar olmaya çalışma.
Edie, don't be like this.
- Of Edie, yapma şöyle!
You're not gonna leave me like this? Don't worry. We'll be back.
Beni böyle bırakamazsınız.Endişelenme, geri geleceğiz.
I don't know, Mr. Towns, but maybe to build a thing like this... could be a lot of help.
Tam bilemiyorum Bay Towns, fakat bu şeyi oluşturursak... bir yardımı olabilir.
Don't you think you're a little old to be carrying on like this?
Böyle numaralar çevirmek için biraz yaşlı değil misin?
If you don't wake me up I'll be like this for years and years and years
Beni uyandırmalısın yoksa yıllarca böyle kalacağım! ... yıllarca.
If you don't listen, you'll be like this.
Bana itaat etmeyenin sonu..., işte orda yatıyor
I'd be the last guy in the world to try and change your mind... about something you don't want to do, but I'd like to explain a couple things... about what we're trying to do in this campaign... before you discount it altogether.
Yapmak istemediğiniz bir şey hakkında fikrinizi değiştirmeye çalışacak en son kişi benim ama tamamen reddetmeden önce bu kampanya ile ne yapmaya çalıştığımız hakkında bir iki şey söylemek istiyorum.
At this point it'd be wise to say most of us don't know the answer... to Hal Phillip Walker, but to answer one of his questions, as a matter of fact, Christmas has always smelled like oranges to me.
Bu aşamada pek çoğumuzun Hal Philip Walker'ı sorularını anlamadığını söylemek doğru olur. Ama bir sorusuna cevap vermek gerekirse Noel bana her zaman portakal gibi kokmuştur.
You are right to be afraid. sir... it's possible that you don't know this but, there are 8 more persons like you... that saw something suspicious on the day of the assassination
Korkmakta haklısınız beyefendi. Şunu da bilmiyor olabiliriz, suikast günü şüpheli olaylara şahit olan sizin gibi 8 kişi daha vardı.
Don't be like this, woman, don't be like this
Böyle yapma kadın, böyle yapma. Kendimi öldürürüm.
Yes. I don't suppose you thought it would be like this.
Eminim, böyle olacağını ummamışsındır.
Don't you think it deserves to be seen on a glorious, God-given night like this?
Tanrının lütfu olan bu kadar harika bir gecede görülmeye değer olduğunu düşünmüyor musun?
She don't know a damn word of English but she can be mighty comforting on a night like this one.
Dilimizi hiç bilmiyor ama böyle bir gecede insanı avutur.
I like to be with you and I don't want to screw up this relationship.
Seninle birlikte olmak istiyorum. Bu ilişkiyi bozmak istemiyorum.
I don't want you to be like this.
Seninle böyle olmak istemiyorum.
I'd like to keep the poem, if you don't mind. Handwriting can be very useful in a case like this.
Mahzuru yoksa şiir bende kalsın El yazısı işimize yarayabilir.
I don't want to be left out of somethin'like this.
Böyle bir nedenle dışarıda kalmak istemiyorum.
A year ago, I don't know what I would give to be with you alone in the car at night, like this.
1 yıldır sizinle gece vakti bir arabada... böyle baş başa kalabilmek için ne isteseler verirdim.
It might be better if we don't mention this to a whole lot of people. Like any, if you know what I mean.
Bundan kimseye bahsetmesek iyi olur Buddy, ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?
I'd be glad to show you some of my poems sometime, but if you don't mind, I'd like to have this back.
Size bir ara şiirlerimden bir kısmını göstermek isterim, ama size sorun olmayacaksa, bunu geri almak isterim.
- I don't like to say it like this. - -Jerry's gonna be unavailable.
Bunu söylemek istemiyorum ama Jerry artık olmayacak.
All right, we're gonna be sharing this cab... but I don't like paper wrappers in my cab.
Tamam, bu taksiyi paylaşacağız ve taksimde paket kağıdı görmek istemiyorum.
don't be silly 1150
don't be 1026
don't be late 287
don't be a stranger 86
don't be a pussy 41
don't be so hard on yourself 105
don't beat yourself up 132
don't be sad 190
don't be shy 514
don't be afraid 1221
don't be 1026
don't be late 287
don't be a stranger 86
don't be a pussy 41
don't be so hard on yourself 105
don't beat yourself up 132
don't be sad 190
don't be shy 514
don't be afraid 1221