English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Don't forget that

Don't forget that traducir turco

1,533 traducción paralela
Don't forget that
Bunu unutma.
Don't forget that
Sen de bunu unutma.
That's unusual... Women usually don't forget the names of the dolls they treasured.
Çok garip kadınlar genelde bebeklerinin isimlerini unutmazlar.
I know you love my mother, but you forget yourself. Please don't talk about my father in that way.
Afedersiniz, Bessy Higgins'i arıyordum.
Forget that. Don't think about it.
Boş ver kafa yorma.
I don't want to forget that. And I must not.
Bunu unutmak istemiyorum ve unutmayacağım.
But guys... Don't forget that Fai is still sick...
Ama çocuklar... şunu unutmayın ki, Fai hala hasta...
- { Chuckling ] Don't forget my girlfriend. - That's who I meant.
- Kastettiğim oydu.
- { Chuckling ] Don't forget my girlfriend. - That's who I meant. To Lindsay and Tobias, to George Michael and...
Lindsay ve Tobias'ın, George Micheal ve...
Now I want you to forget I asked you... or you will spoil the surprise, and you don't want to do that do you?
Şimdi sana sorduğumu unutmanı istiyorum... yoksa süprizi mahvedeceksin... ve sen bunu yapmak istemezsin, değil mi?
I don't want you forget that I actually prefer chocolate cake with white icing.
Sadece beyaz kremalı çikolatalı pasta tercih ettiğimi unutmanı istemiyorum.
Don't forget that.
Bunu unutma.
Don't forget that. Here you go, asshole.
Bunu unutma, al bakalım pislik.
NOW, DON'T FORGET, WE HAVE THAT SHOW AT THE ART GALLERY TONIGHT.
Unutma, akşam sanat galerisindeki sergi açılışına gidiyoruz.
Don't forget to sweep up. Don't do that.
Sen bırak.
Just promise me the next time that we decide to do this, Kate, make sure that they don't forget the forks.
Bana söz ver Kate bir daha ki sefer bunu yapmaya karar verdiğimizde çatal getirmeyi unutmadıklarından emin ol.
You meet him again, don't forget that.
Onunla bir daha karşılaşırsan bunu unutma.
You don't forget that face.
O yüz unutulmaz.
I just don't want you to forget the most important part, that's all.
En önemli kısmı atlamanı istemiyorum, hepsi bu.
I think we both know the answer to that, so I'm just saying... don't forget who put their life on hold, so that you one day could live yours.
Bence ikimiz de cevabı biliyoruz. Demek istediğim, fazladan bir gün daha yaşarken bunu kime borçlu olduğunu unutma.
Don't forget about that thing, in Chinatown, we should go to that.
Çin mahallesindeki şeyi unutma. Ona gitmeliyiz.
Look, son, I understand what that friendship means to you, but please don't forget, he... had you investigated.
O dostluğun senin için önemini anlıyorum ama seni araştırttığını unutma. Dikkatli ol.
And don't you ever, for one second, forget that.
Ve bunu bir saniyeliğine bile olsa, asla unutma.
And don't forget, the help that he thinks she needs is useless.
Ve unutma, yardımcı olduğunu düşündüğü şey faydasız.
You don't forget someone having that bad a day.
Kötü bir gün geçiren birisi unutulmaz.
That reminds me. Don't forget to chop firewood and mend the sliding doors.
Oo, odunları kesmeyi ve sürme kapıyı tamir etmeyi unutmayın.
But don't forget that lots of students are out there, and they're after your head.
Ama unutma... onun en iyi adamları seni arıyorlar.
And don't forget, that as of today... the whole gang's worth $ 40,000 more.
Unutma, bugün itibariyle tüm çete 40 bin dolar daha değerli.
Don't forget that.
Bunu sakın unutma.
Why don't you forget that stuff
Neden bırakmıyorsun bu işleri
And it'll make you realize that there's some people that... That you don't forget.
Bu gibi kayıplar insana unuttuklarının değerini hatırlatır.
Don't you forget that.
Unuttun mu?
Don't you forget that,
Bunu sakın unutma.
Don't forget : I'm the one who taught you that stuff.
Unuttun mu ; o şeyleri sana öğreten benim.
Don't forget that one.
Onu unutma.
Don't forget that these projects are due at the end of this week.
Unutmayın bu projeler haftasonuna kadar hazır olacak.
The rest is not so important, as long as you don't forget that.
Bunu unutmadığın müddetçe, Gerisi o kadar da mühim değil.
Don't forget to remind him that he's there to sing.
Ona türküsünü çığırmak için Orada olduğunu unutturma.
Don't you forget that.
Bunu unutma.
A briefcase like that, come on. You don't just forget.
Çantanı aslında unutmadın öyle değil mi?
I don't think that I can ever forget the parents and the police going from body to body in the parking lot of the school.
Annemi, babamı, okulun çevresinde sürekli gördüğüm polisleri tanıyamayacağım aklımın ucundan geçmezdi.
I don't want to forget that, but... we've moved on.
Bunu unutmak istemiyorum, ama... ayrıldık işte.
Don't forget that you're the only one who can defeat this fate.
Unutmayın, kaderinizi alt edecek olan sizlersiniz.
Don't ever forget that. Don't ever forget that.
Bunu aklınızdan çıkarmayın.
Don't forget that shit, motherfucker.
Bunu unutma orospu çocuğu.
Don't forget that I'm used...
Andres, unutma ben...
Shut up, you plumber... Don't forget that Natasha is mine.
Tesisatçı, kapa çeneni Natasha'nın benim olduğunu unutma.
Don't forget that even people... like yourself... should let their hair down.
Unutma ki senin gibi... insanlar bile... kontrolsüzce yaşamamalı.
Forget the question, I'm looking at that line that horizontal line there that captivates me and I don't know why.
Soru sormayı boş ver, şu çizgiye bakıyorum şu yatay olana, beni kendine çekiyor ve nedenini bilmiyorum.
Don't forget that Shut up!
pekala, şimdi anlıyorum.
Don't forget, from the very beginning you've chosen a path that won't be save by money or power.
Unutma, seçtiğin yol ta en başından beri... para ve gücün işe yaramadığı bir yol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]