English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Don't know where

Don't know where traducir turco

11,775 traducción paralela
I know you're getting settled in, but, if you don't mind, just leave that conch where it is.
Kurulup ettiğini biliyorum, işine bak tabii ama sorun olmazsa deniz kabuğunu yerinde bırak.
We don't know where either of them have been taken.
- Nasıl? İkisinin de nereye götürüldüğünü bile bilmiyoruz daha.
We don't know who they are, where they are or what they're planning on doing with Mitra.
Kim olduklarını veya nerede olduklarını bilmiyoruz. Mitra'yla ne yapmayı planladıklarını da bilmiyoruz.
But then I don't even know where you live now, so...
Gerçi nerede yaşadığını bile bilmiyorum.
And I feel like I lived an entire lifetime since the last time I dated, and I don't even know where to start.
Son randevumun üzerinden bir asır geçmiş gibi hissediyorum ve nereden başlayacağımı bile bilmiyorum.
Actually, children often don't know where they're going.
- Aslında, çocuklar genellikle nereye gittiklerini bilmezler.
I don't know where he is!
Nerede olduğunu bilmiyorum.
I don't know where we are.
Neredeyiz bilmiyorum.
I don't know where it comes from, but it really turns me on, you know?
Nasıl oldu bilmiyorum ama gerçekten beni cezbediyor.
I don't suppose you'd know where I might find this Nancy?
Bu Nancy'i nerede bulabileceğimi bildiğinizi sanmıyorum?
You don't know where you're vulnerable... until you fail.
Başarısız olana dek hangi tarafın zayıf bilemezsin.
I don't know where it is.
Nerede olduğunu bilmiyorum.
He's smart enough to know you don't sleep where you steal.
Kaldığı yerde çalmamayı bilecek kadar akıllı.
I mean, I don't know where he got these ideas from, but he's wrong.
Bu fikirlere nereden kapılmış bilmiyorum ama yanılıyor.
I don't know who Roger Maddox had to step on to get to where he is in life, but he picked the wrong people this time.
Roger Maddox bugünlere gelene kadar kimleri ezdi geçti bilmiyorum ama bu kez yanlış kişileri seçti.
I don't know where it came from.
Nereden geldiğini bilmiyorum.
I- - [female reporter] You don't know where Steven Avery is?
Steven Avery'nin yerini bilmiyor musunuz?
- We don't know where it leads.
- Nereye çıktığını bilmiyoruz.
So in other words, if you don't know where Culhane's DNA came from, you might not know where Halbach's DNA came from.
Başka bir deyişle, Culhane'in DNA'sının nereden geldiğini bilmiyorsanız Halbach'in DNA'sının da nereden geldiğini bilemezsiniz.
I mean, I don't know if this will make you feel good or bad, but the first vote, you know, a lot of times what jurors do is they go in and they say, "OK, let's just take a... see a show of hands where people are leaning right now."
Yüreğinizi bir nebze olsun ferahlatır mı bilmiyorum ama ilk oylamada genellikle jüri ilk toplandığında genel eğilimin ne yönde olduğunu görmek için bir oylama yapar.
I don't know where your family is on this, but as horrible as this is for a 44-year-old man, it's ten times worse when you're talking about a 17-year-old boy who's not very bright and, um... you know, hasn't had a chance in life.
Ailece bu konuda ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama bu durum 44 yaşındaki bir adam için ne kadar kötü de olsa zekâsı pek parlak olmayan ve henüz bir hayat tecrübesi olmamış 17 yaşındaki bir çocuk için on kat daha zor.
The files. I don't know where they are.
- Nerede olduklarını bilmiyorum.
You don't even know where I am right now.
Şu an nerede olduğumu bile bilmiyorsun.
I don't know where you got the postmark.
Gerçi posta pulunu nereden bulduğunu çözemedim.
I don't know where to go.
Nereye gideceğimi bilmiyorum.
I don't know where he went.
Nereye gittiğini bilmiyorum.
Hang on, we don't know where you keep Amazon.
Bekle bir dakika, Amozon'u nerede tuttuğunu bilmiyoruz.
I don't know where, but I have a feeling it's Michigan.
Neresi bilmiyorum ama Michigan gibi geldi.
I don't even know where it is.
Neremde olduğunu da bilmiyorum.
I don't get it. I don't know where I'm gonna find another one like her.
Bilmiyorum, gerçekten onun gibi birini bir daha nasıl bulacağımı bilmiyorum.
Woman! I don't know where the fuck you live.
Nerede yaşadığını bilmiyorum ki lan!
But you don't even know where she is.
Nerde olduğunu bile bilmiyorsun. Ben biliyorum!
I don't know where you're going.
Nereye gideceksiniz bilmem.
I don't even know where my home is, but I miss it, too.
Ben de evim nerede bilmiyorum ama özlüyorum.
Uh, I'm super lost and I don't really know where I'm going, but...
Kayboldum ve nereye gideceğimi bilmiyorum, ama...
They've got my mom and I don't know where they're taking her!
Annemi yakaladılar ve nereye götürdüklerini bilmiyorum!
Sorry, I don't know where we're going with all of this... but I have to tell you, I can attract the wrong type of women.
Kusura bakmayın, mevzu nereye gidiyor bilmiyorum ama söylemem gerekir ki, yanlış kadın türlerinin ilgisini çekebiliyorum.
- Shit. We don't know where we are!
Nerede olduğumuzu bilmiyoruz!
And we don't know where Peter is.
- Peter nerede bilmiyoruz. - Siktir.
But I don't even know where he is.
Ama şu an nerede olduğunu bilmiyorum.
I don't know where he is.
Nerede bilmiyorum.
I don't know where you go at night.
Gece nereye gidersin bilmem.
- I just don't know where to start.
- Nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Oh, don't tell me anymore, because I know where this is going.
Oh, bana artık söyleme, Çünkü bunun nereye gittiğini biliyorum.
Now, I know that it was a long lecture, and you probably don't recall, but, uh, was there any point during it where you thought to yourself, "Gosh, I wonder what it's like to actually have a life"?
Şimdi biliyorum ki uzun bir dersti ve muhtemelen hatırlamazsın ama o ders sırasında kendine hiç "Tanrım, boş bir hayatım olmasa nasıl olurdu" diye sordun mu?
Don't know where that came from. What?
Niye öyle dedim bilmiyorum.
I don't know where they are.
Şu anda nerede olduklarını bilmiyorum.
But you don't know where you wanna go.
Ama nereye gitmek istediğini bilmiyorsun.
- If you know all, why don't you know where we are?
- Hepinizin bildiği takdirde, Nerede neden bilmiyorum?
We... we... we lost our compass, so we don't know where we are, but we're gonna try to make it back home.
Pusulamız bozuldu, o yüzden konumumuzu bilmiyoruz ama dönmeye çalışacağız.
If they know where they are... someone tell me where I am'cause I don't know where the hell we are.
Kendi yerlerini biliyorlarsa birileri bizim yerimizi söylesin, çünkü bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]