English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Don't look so worried

Don't look so worried traducir turco

95 traducción paralela
Don't look so worried, Paula.
Bu kadar telaşlanma Paula.
Don't look so worried, Kenneth.
Endişelenme, Kenneth.
Don't look so worried, man.
Endişelenme ahbap.
Well, don't look so worried.
Merak etme.
Don't look so worried, I won't hold you to it.
O kadar endişelenmiş görünme, seni zorlamam.
Don't look so worried.
O kadar üzülme.
Oh, darling, don't look so worried.
Oh, sevgilim, öyle üzüntülü görünme.
You don't have to look so worried.
Endişelenmenize gerek yok, sheriff.
- My past. Don't look so worried.
- Geçmişte yaptıklarımı biliyor ve aldırmıyor.
Don't look so worried, baby.
Öyle endişeli bakma bebek.
But don't look so worried, my darling girl.
Bu kadar endişelenme canım kızım.
Don't look so worried.
Öyle endişeli bakma.
Don't... look so worried.
Bu kadar acayip olma.
Well, don't look so worried.
Endişeli durma.
Don't look so worried, Chief.
Böyle endişeli bakma, Şef.
Oh, don't look so worried, Jamie told me all about it.
Ah, bana endişeli endişeli bakma öyle, Jamie bana her şeyi anlattı.
Don't look so worried.
Bu kadar endişeli durma.
Be sober by tomorrow... and don't look so worried, Snyder.
Bu kadar endişelenme Snyder.
Don't look so worried.
Bu kadar endişeli bakma.
Don't look so worried.
Ben sizin yanınızdayım.
Look, I don't know what you're so worried about.
Bak... neden çok endişelendiğini bilmiyorum.
Don't look so worried.
Hayır, o kadar endişelenme.
Don't look so worried, all right?
bu kadar üzgün durma tamam mı?
Don't look so worried!
O kadar endişeli bakma!
Don't look so worried.
Bu kadar endişeli görünme.
Don't look so worried, Hugh, we're halfway there.
Endişelenme Hugh, yolu yarıladık.
Don't look so worried, sweetheart.
O kadar endişeli bakma tatlım.
Hey, junior slayers, don't look so worried.
Küçük avcılar, endişeli bakmayın.
Don't look so worried.
O kadar tasalanma.
Don't look so worried.
O kadar üzgün görünme genç adam.
- Don't look so worried.
- O kadar üzgün görünmene gerek yok.
Don't look so worried McNabb.
Çok endişeli görünüyorsun McNabb.
Don't look so worried.
Öyle hüzünlü durma.
Look, don't be so worried.
Bak, endişelenmiş gibi gözükme.
You guys don't look so worried after your joke.
Şakanızdan sonra fazla endişeli görünmüyorsunuz çocuklar.
I don't know why you look so worried.
Neden böyle endişelendiğini anlayamıyorum.
Don't look so worried.
Hey.
Hey, don't look so worried.
Öyle bakma.
Don't look so worried.
Endişelenme.
Don't look so worried...
Çok şaşırma.
I have good days and bad days, but don't look so worried, I'm not dying today.
İyi günlerim ve kötü günlerim oluyor ama çok endişeli görünmeyin, bugün ölmeyeceğim.
And don't look so worried!
Endişeli görünme!
And don't look so worried.
Bu kadar kaygılanma.
Don't look so worried.
Böyle endişeli bakma.
Don't look so worried, mate, the vaccination we've all been given gives us complete immunity.
Endişelenme dostum. Yaptıkları aşıyla tamamen bağışıklık kazanmış durumdayız.
Don`t look so worried.
Bu kadar endişeli bakma.
Don't look so worried, sir, I've hanged hundreds of people and we'll have you out of here in no time.
O kadar endişenmeyin, efendim, Yüzlerce insanı astım ve sizi hiç zaman kaybetmeden buralardan göndereceğiz.
- Don't look so worried.
- Pek endişeli değilsin.
Don't look so worried.
O kadar endişelenme.
It's OK, don't look so worried.
Sorun değil. Bu kadar endişeli bakma.
Don't look so worried.
Endişeli görünmüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]