English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ D ] / Don't you understand that

Don't you understand that traducir turco

1,896 traducción paralela
Well, I don't know about any of that! I don't understand what you're talking about!
Bunun hakkında bir şey bilmiyorum ve söylediklerinden bir şey anlamıyorum.
No, I don't think that you do understand.
- Anladığınızı sanmıyorum.
Something's happening here that we don't understand but what you're suggesting is impossible.
Burada anlamadığımız bir şey oluyor söylemeye çalıştığın şey olanaksız.
I understand that you don't want to talk about it, but I believe... that everything happens for a reason... and-and I know that for every action... - there is an equal and opposite reaction.
Bunun hakkında konuşmak istemediğini anlıyorum, ama inanıyorum ki her şeyin bir nedeni vardır ve... ve biliyorum ki, yapılan her etkinin eşit ve karşıt şekilde bir tepkisi.
Understand that if you don't have this surgery you're just waiting for the cancer to spread.
Bu ameliyatı olmazsan kanserin yayılmasını beklediğini anla.
We killed her, you guys. Don't you understand that?
Seni arıyordum.
You understand that, don't you?
Anlıyorsun değil mi?
I still don't understand what you saw in that guy.
Needen bu kızı farkedemiyor hala anlamış değilim.
Elisa, don't do that, you don't understand.
Elisa, yapma bunu, anlamıyorsun.
I don't understand that, after 15 years of service here, I have to get in a car and drive to New York in order to talk to you.
Anlayamıyorum, 15 yıl hizmetimden sonra seninle konuşabilmek için arabaya atlyıp, New York'a gelmem gerekiyor.
Is there anything about the adoption that you still don't understand?
Evlâtlık alma konusunda anlayamadığın bir şey var mı?
'Cause the one thing That you always ask Is the one that I don't understand.
Çünkü en çok sorduğunuz şey, benim de anlamadığım tek şey.
Is that what You needed to hear? People don't understand.
Bunu mu duymak istiyordun?
Sam, listen, I think that You don't understand the whole picture.
Sam, dinle, tüm bu resimleri anlayamadığını düşünüyorum.
Because you don't seem to understand that your secret friend is interfering with this agency's ability to shut down a terrorist cell.
Çünkü gizli arkadaşının, bu teşkilatın bir terörist hücresini çökertmesine engel olduğunu anlamıyorsun.
YOU UNDERSTAND WHAT THAT MEANS, DON'T YOU, TROY?
Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun, değil mi Troy?
I don't understand this.I finally find you an architect- - somebody who's talented and someone we know- - that's just it.
Seni anlayamıyorum.Sonunda sana bir mimar buldum-- - Çok yetenekli ve işini iyi biliyor- - Sadece okadar.
But you should know that he has had a very hard life, and there are things about him that you don't understand.
Ama oldukça zor zamanlar yaşamış olduğunu bilmelisin. Ve senin anlayamayacağın şeyler var.
And I understand that you're busy, but I'm scared. I don't want to die.
Biliyorum çok meşguldünüz ama çok korkuyorum ve ölmek istemiyorum.
Papi, I am sorry that you don't understand this, but I have to go.
Baba, bunu anlayamadığın için üzgünüm ama gitmek zorundayım.
Jim, what you don't understand is that this company's worth...
Jim, anlamadığın olay şu ki ; bu şirket -
But people like you don't understand that, eh?
Ama senin gibi insanlar anlayamaz bunu, değil mi?
I don't understand. How did you know that I was here?
Anlamıyorum, burada
You don't understand that our English is the basis of civilized society?
Halk dili ayrıdır argo ayrıdır?
I don't understand how that doesn't concern you.
Bu seni nasıl endişelendirmez anlamıyorum.
But you don't understand how women work once we know we can't go that's exactly when we have to go.
Bayanlar için bunun nasıl işlediğini anlamıyorsun. Gidemeyeceğimizi düşündüğümüz zaman, gitmemiz gereken zamandır.
I don't understand.I thought you and emerson were friends yeah, that was before he left me to rot with the fbi.
Emerson'la arkadaştınız hani? Öyleydik. Beni FBI'da yüzüstü bırakana kadar.
I just don't understand why you'd lie to me like that, you know, tell me we were still married.
Neden bana öyle bir yalan söylediğini anlamıyorum. Neden hâlâ evli olduğumuzu söyledin?
And that's what I don't understand... Why the hell did you even marry me? !
Anlamadığım şey benimle neden evlendin?
So, I think you two would understand that I don't want to upset her. I don't want to jeopardize that.
Onu üzmek istemediğimi ilişkimizi tehlikeye atmak istemediğimi anlarsınız.
I don't think that you truly understand. I understand.
Bunu gerçekten anladığını düşünmüyorum.
I don't understand ; are you suggesting that she might've had something to do with my mother's disappearance?
Annemin kaybolmasıyla onun bir ilgisi olduğunu mu düşünüyorsunuz?
You don't understand. But when you're trapped inside a burning building, you gotta know that the other guys are gonna put code before cowardice, walk through a wall of fire and come get you.
Anlamıyorsunuz yanan bir binanın içinde mahsur kaldığınızda diğer elemanların kuralları, korkaklığın önüne koyduklarından ve ateş duvarının içine, sizi almaya geleceklerinden emin olmalısınız.
Listen, make sure you don't eat anything that witch is gonna give you, understand?
- Sen Pamuk Prenses misin? - Evet. - Bana bak.
Okay, well, I can understand that there could be some jealousy that arises, but in the end, don't you think it's just better to tell the truth?
Tamam, biraz kıskançlık doğmasını anlayabilirim ama sonunda doğruyu söylemenin en iyisi olduğunu düşünmüyor musun?
Right, well, can I just state for the record, that I understand why you're doing this, but I don't want you to go.
Pekala, kayıt için şunu belirteyim, Bunu neden yaptığını anlıyorum, ama gitmeni istemiyorum.
What you don't understand is that I'm just like you, and I'm gonna help you.
Anlamadığın şey ise, benim de tıpkı senin gibi olduğum. - Sana yardım edeceğim.
- I don't think that you understand that we got up early to secure these seats and...
- Ben de senin önce bizim geldiğimizi anladığını sanmıyoru- -
I don't understand you actually think that flirting with Rick Fox all day is not gonna make me slightly jealous?
Bütün gün Rick Fox'la flört ederken benim hiç kıskanmayacağımı mı düşündün?
I don't understand what that means - you're "attempting" to track them.
Bunun ne anlama geldiğini anlamıyorum... Onları takip etmeye mi kalkışıyorsunuz?
I still don't understand why you wanted me to say that.
Hâlâ bana neden bunu söylettiğini anlayamadım.
You understand that. I don't think you have any sense, what it's like for me right now, you know.
Şu anda neler yaşadığımı anladığını hiç sanmıyorum.
You understand what that's like, don't you?
Ne demek istediğimi anlıyorsun değil mi?
You think that I don't understand?
Anlamadığımı mı zannediyorsun?
- I don't understand. Woman claims she's pregnant and Nathan's the father but in this day and age, you can prove that thing so easily with an amniocentesis, or eventually a blood test, so...
Kadın hamile olduğunu iddia ediyor ve Nathan'ın da babası olduğunu söylüyor ama bu çağda bunu kolayca ispatlayabiliriz amnosiyentez ya da DNA testi yapılabilir.
That you sent to help me, but don't you understand?
Yardım diye o ikisini gönderdiniz. Kafanız almıyor, değil mi?
I don't understand why you like talking about this when you can see so clearly that it upsets me.
Beni üzdüğünü açık açık gördüğün halde neden bunları konuştuğunu hiç anlayamıyorum.
I don't know if you could understand that
Bunu anlar mısınız, bilmem.
I understand you don't wanna speak without your attorney and that's just fine with me, but I will need you to undress.
Şimdi, anlıyorum ki avukatınız olmadan konuşmak istemiyorsunuz Bu bana uyar, Ama sizi soymam gerek.
You understand that, don't you?
Bunu anlıyorsun değil mi?
Look, I-I don't understand how you can ignore something that even the most skeptical people in the world think might be real.
Dünyanın en şüpheci insanlarının bile gerçek olabileceğini düşündüğü şeylere karşı nasıl bu kadar kayıtsız kalıyorsun anlamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]