Due traducir turco
13,788 traducción paralela
And when I become principal, I'm gonna make sure you finally get the respect you're due.
Ve müdür olduğumda hak ettiğin ilgiyi görmeni sağlayacağım.
Let's just say all will be revealed in due time.
Zamanı gelince her şey meydana çıkacak.
- Listen, Mister, with all due respect,
Dinleyin, bayım, bütün saygımla,
Unfortunately, Ian is no longer with the company, due to, uh, cutbacks.
Kesintiler nedeniyle maalesef Ian artık şirkette çalışmıyor.
Attention, due to an emergency, platform "B" is now closed.
Yolcularımızın dikkatine. Acil bir durumdan dolayı "B" platformu kapalıdır.
We lost all of our weed and our rent is due. What are we supposed to do?
Bütün otumuzu kaybettik ve kira zamanı yaklaşıyor.
The baby's not due till tomorrow.
Bebek yarın gelecek.
With all due respect, I cannot take seriously one who has abandoned his beliefs in a higher power.
Size saygım sonsuz ancak, tanrıya olan inancını terk etmiş birini asla ciddiye alamam.
We're due for some out-of-town guests.
Şehir dışından misafir bekliyoruz.
You are mistaken, and with all due respect, you're muddying the waters here.
Yanılıyorsunuz ve kusura bakmayın ama açıkçası suyu bulandırıyorsunuz.
If we... we could d obin a provisional agreement today, to allow the... the branch to open be... All due respect, it's up to you folks to submit accurate paperwork. No, no.
Ancak bugün itibariyle geçici bir anlaşmaya vararak şubenin erken açılmasını...
Well, don't forget we're due at the royal stables.
Kraliyet ahırlarında beklendiğimizi unutma sakın.
I demand my due.
- Hakkımı talep ediyorum.
We should push on, join the prince with due haste.
- Hızlandırıp bir an evvel prense katılmalıyız.
Due to some alcohol-related cheating, we decided to incorporate I.V.'s to keep everything on the up-and-up.
Alkolde yapılan hilelerden dolayı işi garantiye almak için serum takma kararı verdik.
That procedure is referred to as "Due Process."
Bu prosedür "Hak süreci" olarak bilinir.
The same with a criminal defendant being entitled to due process before being locked up a student is entitled to the same before you can expel them.
Sanığın suçlu olduğuna karar verilip, hüküm giyerek hapse atılması süreciyle, öğrencinin okuldan atılmasına gerek gören hak süreci de, aynı prosedürle çalışır.
I was afraid of my loans coming due.
Borç taksitlerim var.
The court said that was unconstitutional uh, for it violated their due process and their freedom of speech.
Hak sürecini ihlal ettiğini ve konuşma özgürlüğüne aykırı olduğunu açıklamıştır.
I suppose she's due some credit.
Sanırım oldukça değerli birisi.
Due west!
Batıda!
Any due diligence needed to be complete by the time you raised your hand.
Herhangi bir inceleme isteseydiniz bunu zamanında el kaldırarak belirtebilirdiniz.
And of course, there are any number of colorful associates of Ben's, some of whom were destined to end up on the front pages of the tabloids, reeking blood on the side walk due to cranial ventilation.
Ve tabii ki, Ben'in çok sayıda renkli iş arkadaşı da oradaydı. Bazıları kafatası kırıkları sonucu kaldırıma sızan kan yüzünden gazete manşetlerine çıkmaya mahkûm olmuşlardı.
He was due to appear in court in Belfast tomorrow morning to face these and other charges, but that is no longer the case as he has suffered serious injury whilst in police custody.
Yarın bu suçlamalardan Belfast'ta duruşmaya çıkacaktı ancak polis gözetiminde ağır yaralandığından dolayı artık bu durum söz konusu değil.
Paul Spector is due to be moved today.
Paul Spector bugün nakledilecek.
Peter was due to leave, and Jensen made Peter choose.
Peter ayrılıyordu ve Jensen Peter'e halefini seçtirdi.
Doctor, all due respect, you need me sitting on the other side of the glass from this thing, then I think it's safe to say that it has already failed the psych evaluation.
Doktor, kusura bakmayın ama... bu şeyle aramda bir duvar olması gerekiyorsa... psikolojik değerlendirmenin başarısız olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
Well, Spector is due to be moved today, which means the next part of his assessment is about to begin.
Spector bugün sevk edilecek yani değerlendirmesinin sonraki adımı başlamak üzere.
She's in custody, due in court again tomorrow.
Gözaltında, yarın tekrar mahkemeye çıkacak.
Paul Spector, a 32-year-old bereavement counsellor from South Belfast charged with four counts of murder is due to make his first appearance in court today.
Dört ayrı cinayetle suçlanan 32 yaşındaki Güney Belfastlı yas danışmanı Paul Spector bugün ilk kez mahkemeye çıkarılacak.
You could probably tell that I'm struggling in your class due to the fact that I don't speak French at all, um, and I was hoping that maybe you could tutor me clowning in English.
Dersinizde zorluk çektiğimi fark etmişsinizdir. Tek kelime dahi Fransızca bilmememden ötürü. Acaba palyaçoluğu bana özel ders olarak İngilizce anlatabilir misiniz?
All due respect to your scooter, we actually make some pretty good ones here in America.
Scooter'ınıza saygısızlık etmek istemem ama Amerika'da da gayet iyi Scooter'lar yapıyoruz.
I lacked due care and attention.
Dikkat ve dikkat eksikliği vardı.
In doing my due diligence, your résumé stood out.
Durum tespitimi yaparken, özgeçmişiniz belirgindi.
You didn't replace it, leaving a Clara-sized hole in Google, which they flagged in due diligence.
Sen değiştirmedin. Google'da Clara boyutunda bir delik bırakarak, Bunlar da durum tespiti ile işaretlenmiştir.
Sir, with all due respect, you told me to throw the book at these guys.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama bu adamları en ağır şekilde cezalandır demiştiniz.
Yes, I helped him with his migraines, which he claims are due to you.
Evet, sizin sebep olduğunuzu söylediği migreni için yardım etmiştim.
I'll give you two minutes, Agent Mulder, and then I'm due back on Earth.
Size iki dakika veriyorum Ajan Mulder, sonra gerçek dünyaya dönüyorum.
Six weeks ago, we went off the air due to threats from outside forces bent on controlling content deemed dangerous to their cause.
Altı hafta önce, hedeflerini tehdit olarak gördükleri içeriğimizi kontrol amacı güden dış güçler tarafından yayınımıza son verilmişti.
Go back to them and tell them I will come in due course.
Gidip onlara vakti geldiğinde kampa geleceğimi söyle.
Give our intelligence its due!
Bize göre birazcık öyle!
It's moved north and is due to hit Thailand in 24 hours. - Oh.
Kuzeye ilerledi ve 24 saat içinde Tayland'ı vuracak.
It's due to hit Bangkok and the surrounding provinces tomorrow evening.
Yarın akşam Bangkok ve çevresindeki illeri vuracak.
And due to media exposure, You will have to be sequestered.
Medya teşhiri olmaması için bu süre boyunca devletin sağladığı gizli yerde bulunacaksınız.
'Due to a combination of different elements in his blood stream,'he did suffer some sort of episode.'
'Kan dolaşımındaki bazı farklı maddelerden dolayı,'bazı halüsinasyonlar yaşamış.'
Sir, all due respect, I'm awfully confused.
Efendim, saygısızlık etmek istemem, ama kafam acayip karıştı.
Jackie, your payment is long past due, man.
Jackie, ödemen çok fazla gecikti, dostum.
So, all due respect, if you wanna ride with Team Koch... then number one :
O yüzden, kusura bakma ama eğer Koch Ekibi'yle çalışacaksan, bir :
All my first editions are due at South Bronx Library by lunch on Thursday.
Bendeki ilk baskılar perşembe Güney Bronx Kütüphanesi'ne gidecek.
When's it due?
- Vadesi ne zamandı?
Due to the ongoing manhunt for a person wanted...
Aranan kişı ıle bağlantıları olanlar...