Engagements traducir turco
248 traducción paralela
Your Highness, please, before you make any other engagements,
Ekselansları, lütfen. Siz başka randevu ayarlamadan önce...
Women always cry at their own engagements and other people's weddings.
Kadınlar, nişanlarında ve başkalarının düğünlerinde her zaman ağlarlar.
I'll see whether I can rearrange my engagements.
İşlerimi ayarlayabilir miyim, bir bakayım.
You know dinners and a thing like that weather lead to engagements.
Zaten, yemekler ve... bu tip havalar nişanlanmaya öncülük eder.
Lady Catherine de Bourgh doesn't believe in long engagements.
Leydi Catherine de Bourgh uzun nişanlılıklara inanmaz.
Thank you, sir. And I hope your future engagements will not take place during mealtimes.
Umarım ilerideki bağlantıların yemek zamanına rastlamaz.
I don't believe in long engagements.
Uzun merasimleri sevmiyorum. Sizin görüşünüz?
Now tell me, your professional engagements allow you enough time... to spend at our institute?
Profesyonel çalışmalarınızdan kuruluşumuzla ilgilenmeye zamanınız kalacak mı acaba?
That's because I want you to see the men who fought 36 engagements who cleared and pacified this frontier single-handed who sweated and starved day after day against impossible odds.
Çok tuhaf. Çünkü 36 muharebeye katılmış, sınırı yardımsız temizlemiş, zor koşullarda ter döküp aç kalmış olan adamları görmenizi istiyorum.
We have our pick of engagements.
Rio? Bizim anlaşma seçeneklerimiz var.
And that is why Miss Sylvia will be unable to accept any social engagements.
Bu yüzden Bayan Sylvia herhangi bir randevu talebini kabul edecek durumda değil.
Don't you think I have any other engagements?
Başka randevularım da olabileceğini düşünmüyor musun?
Not, come to think about it, that I have any seriously pressing engagements.
Hayır, Bu konuda düşünmek ciddi baskı oluşturuyor..
I never did believe in long engagements.
- Harika. Uzun nişanlılıklara hiç inanmadım zaten.
Just tell her you like long engagements.
Ona uzun nişanlılık dönemi istediğini söyle gitsin.
I do not know whether there's anything... peculiarly exciting about the air... of this particular part of Hertfordshire... but the number of engagements that go on seem to me... to be considerably above the proper average... that statistics have laid down for our guidance.
Hertfordshire'in bu tarafındaki havadan mı kaynaklanıyor bilemiyorum ama bana sanki nişanlılık sayısı istatisliklerin bize bildirdiği ortalamanın oldukça üzerindeymiş gibi geliyor.
My engagements led me to other parts of the West, toward Mexico.
Sözleşmelerimden dolayı, Batı'dan Meksikaya doğru gitmem gerekti.
Kearny led a troop in three engagements this year.
Kearny bu yıl üç muharebede birlik yönetti.
You are going to have heaps of engagements from now on.
Bundan sonra bir sürü randevun olacak.
All my engagements I will construe to thee, all the charactery of my sad brows.
Neye girişmişsem, okunmaz ne yazı varsa çatık kaşlarımda, açıklayacağım hepsini sana.
Is it true you've canceled all your social engagements for the next two weeks?
Önümüzdeki iki hafta için sosyal meşguliyetleri iptal ettiğin doğru mu?
I am temporarily between engagements.
Şu an geçici olarak şovlar arasındayım.
Phoney engagements!
Sahte nişanlar!
You know, I don't like to break engagements.
Son anda iptal etmeyi sevmem.
We had engagements in the best-paying recreation centers in America.
Amerika'nın en lüks eğlence merkezleriyle anlaşmalar yaptık.
You don't know how many engagements I broke for your sake tonight.
Senin için ne sözlerimi bozdum.
So congenial that Gaston returned, canceled all engagements and left Paris that same evening for Monte Carlo.
Öyle hoştu ki Gaston dönüşünde bütün randevularını iptal edip aynı gece Monte Carlo'ya gitti.
Well, I could see if I could break a couple of engagements.
Peki bir bakayım, bir kaç randevuyu kırabilirsem.
Sir... the "Sea Tiger" deserves a better epitaph than... " commissioned 1940, sunk, 1941. Engagements : none.
Efendim, Deniz Kaplanı, üstünde "1940 yılında denize indirildi..... 1941 yılında hiç ateş etmeden battı" yazılı bir mezar taşından fazlasını hak ediyor.
But, of course, if you have engagements- -
Ama randevularınız varsa...
how shall I put it, between engagements?
Nasıl denir iki iş arasında.
I'II take the kid out for lunch, and then I'll immediately go back to Rome, because I have lots of job engagements.
Çocuğu yemeğe götüreceğim, sonra hemen Roma'ya dönüyorum... çünkü yapacak bir sürü işim var.
His recent impertinence in claiming and capturing some of our frontier towns must be well known to you, Thomas, since you more than distinguished yourself in several of these engagements?
Yakın zamanda küstah bir biçimde hak iddia edip, ele geçirdiği, kuzeydeki bazı kasabalarımızı çok iyi biliyor olmalısın Thomas. Münferit yükümlülükler ve pazarlıklar gereği, sandığından çok daha önemli bir konumdasın.
This is just something that I do between engagements.
Bu sadece iki kişi rasındaki nişan gibi bir şeydir.
I had a week free between engagements in Paris and Vienna.
Paris ve Viyana'daki işlerim arasında bir hafta boştum
Well, Miss Scrumptious has a lot of social engagements, you know.
Hımm, Bayan Scrumptious'un bir sürü sosyal bağlantısı vardır, biliyorsunuz
We believe in aircraft, but they cling to the ancient theory that decisive naval engagements must be fought between battleships.
Bizler uçağın gücüne inanıyoruz, ama onlar belirleyici çarpışmasının... savaş gemileri arasında olması gerektiği o antik teoriye sarılıyorlar.
I've ordered the train already and I'll cancel all the engagements.
Trene emri verdim ve tüm randevularınızı iptal ettim.
Am I right that the President has no engagements outside the palace...
Cumhurbaşkanının bugün, yarın ya da cumartesi günü sarayın dışında...
Avoid unexpected engagements.
Beklenmedik buluşmalardan kaçının diyordu. Mart'ın 15'i ha?
After a series of confused engagements hundreds of miles apart, the Imperial Japanese Navy suftered heavy losses.
Birbirinden kilometrelerce uzakta, karmakarışık icra edilen görevler sonrası Japon Birleşik Filosu, ağır kayıp verdi.
But I do have engagements.
Ama bazı yükümlülüklerim var.
Sheer class, golf, baths, engagements, a couple of hundr... h... h... horses.
Yüksek kesim, golf, banyolar, randevular, birkaç yüz... a.. a.. at!
It's aboutyou. What time you left the house, where you went,..... what restaurants you had your lunch in, what time your speaking engagements were.
Evden çıkış saatiniz, nereyi gitiğiniz, yemeği nerede yediğiniz, toplantı saatleriniz.
Engagements them.
Saldıralım onlara.
Because you hold neither promises nor engagements.
Çünkü siz bize verdiğiniz hiçbir sözünüzü tutmadınız.
Important engagements were canceled.
Yapmam gereken önemli işler iptal edilmişti.
We have no pressing engagements.
Acil işimiz yok.
I did not have the time to talk to her and ask her to cancel her engagements.
Onunla konuşmaya zamanım olmadı ve randevularını ertelemesini isteyemedim.
We still gotta travel all over the state to get engagements.
Hala ödemeleri denkleştirmek için bütün eyaleti dolaşmak zorundayız.
- What engagements have we, Nicholas?
Randevularımız kimlerle, Nicholas?