English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Entertain

Entertain traducir turco

1,486 traducción paralela
A pity he uses his talents for evil rather than entertain children at parties.
Yeteneklerini, doğum günü partilerinde çocukları eğlendirmektense kötü amaçlı kullanması çok üzücü.
Ah, yes, something, but Brian is playing poker so I need you two to entertain them.
O kızların tüm gece boyunca sizin odanızda kalmasını istiyorum. Anlaşıldı mı?
I guess we'll have to find a new way to entertain ourselves.
Sanırım kendimizi eğlendirecek başka şeyler bulmalıyız.
I hope you didn't feel obligated to entertain me.
Umarım kendini, beni eğlendirmeye mecbur hissetmedin.
I can't expect someone who's really sick to entertain me.
Aslında hasta olan birinden beni eğlendirmesini bekleyemem.
I'm on a mission to civilize, not to entertain.
Ben uygarlaştırma görevini yapıyorum, eğlendirme değil.
And I want to be, you know, a vessel of love and I want to entertain and make people happy.
ve Bilirsiniz, aşk gemisi olmak istiyorum insanları eğlendirip mutlu etmek istiyorum.
Well, at least I entertain the idea of trying something new, a concept that you've never grasped.
En azından yeni bir şeyler denemeye kalkışıyorum. Sen bunu bile beceremiyorsun.
How can you entertain ideas about you and a woman her age?
Nasıl annem yaşındaki bir kadına asılırsın?
To entertain you before bed
Sizleri yatmadan önce eğlendirmem için
It's unbelievably difficult to deal with the case and then go out and entertain people.
Bu gerçekten çok zordu. Davayla uğraştıktan sonra gidip insanları eğlendirmek. Hey!
If you wake them up, you'll entertain them.
Onları uyandırırsan sen uyutursun.
The company cannot entertain scandal.
Şirket skandal kaldıramaz.
You have your work and I can entertain myself...
Bu senin işin ve ben Kendimi eğlendirebilirim
These frequent trips I make nowadays entertain me.
Şimdilerde yaptığım bu yolculuklar beni eğlendiriyor.
I want to entertain my sponsors in here
Mali destekçilerimi burada eğlendirmek istiyorum.
But most of the audience didn't know and they thought that this is a comic number to entertain them.
Ama seyircinin çoğu bilmiyordu ve komik bir gösteri olduğunu sandılar.
Not quite ready to entertain visitors but you can drop by tomorrow.
Şu anda ziyaretçi kabul edemez ama yarın uğrayabilirsiniz.
Watching this man entertain, be sweet and insightful and touching,
Bu adamın eğlendirişini izlerken, içgörülü ve dokunaklı oluşunu izlerken...
You said you had customers lined up in the street, so I'm here to entertain.
Müşteriler sokakta kuyruk oluyor dedin, ben de eğlendirmeye geldim.
A place to entertain my lady friends.
Bayan arkadaşlarımı eğlendirecek bir yer.
Gather them up and entertain them for awhile so the adults can catch their breath.
Yetişkinler rahat nefes alsınlar.
How often does a man like me get the chance to entertain two such lovely and intelligent young ladies?
Benim gibi bir adam ne kadar sık bu kadar hoş ve zeki iki genç hanımı eğlendirme fırsatı bulur ki?
COME ON, HONEY, ENTERTAIN ME, ENTERTAIN ME.
Hadi hayatım. Eğlendir beni. Eğlendir beni.
At TV Centre, the BBC continues to fulfil its charter to educate, entertain, inform and provide work for Patrick Kielty.
TV merkezinde BBC, eğitme, eğlendirme, bilgilendirme ve Patrick Kielty'ye iş bulma amaçlı çizelgesine devam etmektedir.
You know, if I even entertain the thought, if I let myself believe for a second that my brother's gonna die, then my brother's gonna die.
Bu niyetle eğlensem bile, bir saniye bile olsa kardeşimin öleceğine inanacak olursam o zaman kardeşim ölecektir.
WHAT A COINCIDENCE. THE FIRST FUCKING THING YOU SEE ON YOUR BRAND NEW 99-INCH HOME ENTERTAIN - MENT SYSTEM
Yepyeni, 99 inçlik, ses sistemli televizyonunda ilk gördüğün yüz Stockwell'inki.
- That's when we don't allow any TV and just entertain each other with music and stories.
Bu gecede biz televiyonu kapatır ve birbirimizi müzik ve hikayelerle eğlendiririz.
- To entertain clients discreetly.
Bazı mühim müşterilerini eğlendirmek için.
I was happy to entertain your nephew for a while. I mean, he's a great kid, but who's got the energy?
Harika bir çocuk ama enerjim de bir yere kadar.
I'm sorry she's not feeling well enough to entertain you today.
Kusura bakmayın bugün kendini pek iyi hissetmiyor.
We none of us know for sure if such a world might exist, but we can all at least entertain the notion!
Hiçbirimiz böyle bir dünyanın varlığını kesin olarak bilemeyiz ama en azından bu fikir aklımıza gelir.
Well, find a way to entertain yourself.
Ozaman kendini eglendirecek birseyler bul.
is I won dided not entertain to hope not is I won the minimum poker is just winne r the in the book write wrong according to the rule
İşte ben kazandım öleceksin. Hayır ben kazandım. Hayır ben.
A robot to entertain them.
Bir robot onları eğlendirebilir.
If you pass a law that states no one can entertain Air Force officers, well, hell I'd be happy to abide by it.
Hava Kuvvetlerinden birilerini yemeğe çıkarmanın yasadışı olduğuna dair bir kanun çıkarırsanız ben de uyarım.
And if he is pleased tonight, he may well entertain patronizing a performance of Moreto.
Ve ona özel bir gösteri yapmanı istiyor.
He was one of two pairs you hired a year ago... to entertain Cornelius and Helena Lucius.
O bir yıl önce Cornelius ve Helena Lucios'u eğlendirmek için... tuttuğun çiftten biriydi.
I am now prepared to entertain questions from the floor.
Artık sizlerin sorularını aktarmaya hazırım.
It's a great place to entertain, which I love.
Eğlenmek için harika bir yer, ben çok seviyorum.
Got one for you : How do you entertain a bru... a blonde for hours?
Bir esm... sarışını saatlerce nasıl oyalarsın?
They want to entertain you for possessing foreign cigarettes.
Seni yabancı sigara bulundurmaktan dolayı tebrik ediyolarmış.
That's not entertain, that's detain. Let's go.
Tebrik değil, tevkiftir o, gidelim.
That's not detain, it's entertain.
Tevkif değil, tebriktir o.
Perhaps they sought to entertain us... during this... difficult time.
Belki bu zor anımızda bizi eğlendirmek istemişlerdir.
You don't have to entertain us.
Bizi eğlendirmek zorunda değilsin.
Can I entertain the hope you'll leave Leon for me?
Leon'u benim için terk etmeni bekleyebilir miyim?
Anyway, entertain yourselves.
- Sanırım cüzdanında benim param var.
My client is prepared to entertain an amicable dissolution
Müvekkilim reddediyor. - Evlilik anlaşarak sonuçlandırılabilir.
Let me entertain you let me make you smile. It's unbelievably difficult.
Dayanılması çok güç bir şeydi.
We cannot possibly entertain her at court.
Bunu yapmamız mümkün değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]