Exclude traducir turco
369 traducción paralela
We prefer destroy all your plans, rather than know you exclude us from it... "
Bizim dışımızda kalmasındansa sizin... tüm planlarınızı yok etmeyi yeğleriz.
We've tried to honor the court and exclude the Dreyfus affair but the defense makes it impossible. They claim they want light.
Dreyfus meselesini bu davadan ayrı tutmaya çalıştık fakat savunmanın bu tutumuyla mümkün değil.
Well, the situation here would tend to exclude the presences... of any third person.
Durum burada üçüncü bir adamın olmasına ihtimal bırakmıyor.
But two times K over Q exclude the identity transformation if K is not an integer.
Fakat K tam sayı değilse Q üzeri iki K özdeş fonksyonu hariç tutar.
Shun her example, avoid her company, exclude her from your sports... and shut her out from your converse.
Onu örnek almaktan kaçının, onunla arkadaşlık etmeyin... onu oyunlarınıza katmayın... ve onunla konuşmayın.
- I see no reason to exclude myself... if the host provides scotch.
- Ev sahibi viski ikram ediyorsa hayır demek için bir neden göremiyorum
I exclude none of you from this, Mr. Eden.
Hiçbirinizi bunun dışında tutmuyorum Bay Eden.
For my part tell you something,... Charles is to recover the exclude from that territory.
Şuan da anladığım kadarıyla ben sana bunu söyleyemem. Eğer Charles iyileşirse onu bir an önce eve yollayacağım.
I trust you weren't going to exclude me!
Beni dışlamayacağın konusunda sana güveniyorum!
But one thing doesn't exclude the other!
Birisinin olması için ötekinin dışlanması gerekmez!
I don't like the question but I don't see how I can exclude it.
Bu soru hoşuma gitmedi... ama bertaraf etmek için de bir neden göremiyorum. Cevap verin.
We can't exclude the possibility.
Bu ihtimali göz ardı edemeyiz.
We exclude him from our Holy Mother Church and all her sacraments in heaven, or on earth.
İsa'nın kanından gelen değerli vücudunu ve ruhunu... ondan ve tüm Hristiyan birliğinden ayırmak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu dünyada ve cennette, kutsal kilisenin tüm ayinlerinden ve kutsal kiliseden, onu dışlıyoruz.
- Exclude the Confederates.
- Konfederasyon askerlerini katma.
I would exclude that she gave it to the husband.
Dolayısıyla kravatı kocasına vermiş olamaz.
It seems logical to me, exclude it.
Bence de, bu mantıklı.
The fact that my older brother is dead should surely exclude me from that particular curse.
Benim büyük kardeşim öldü bu da beni bu lanetin dışına iter.
Socialism must not exclude human pleasure from its program.
Sosyalizm insani zevki programından çıkarmamalıdır.
And we must exclude the male sex -... from our vital environment.
Erkek cinsiyetini zaruri çevremizin dışında tutmalıyız.
We can't exclude the possibility of weariness.
Hele ki yorgunluk ihtimalini asla göz ardı edemeyiz.
From physicist such attitudes might sound astounding but modern science does not exclude the fact that the future exists in the present in away similar to our pasts existing in our memories.
Fizikçilere düşünceleri şaşırtıcı gelse de modern fizikçiler geleceğin, geçmiş ve şimdiki zaman gibi hafızamızda yer etme gerçeğini dışlamıyorlar.
One good thing needn't exclude the other.
İki hoş şeyden biri diğerini dışlamamalı.
Today they are no longer nephews but sons... do you exclude whores from the Holy Church?
Bugün artık onlar yeğen değil oğul oldular... Fahişeleri Kilise'nin dışında mı bırakıyorsunuz?
Then exclude me from it
Bundan sonra beni bundan mahrum bırak.
We can't prove it had a harmful effect, but we can't exclude it either.
Zarar verdiğini kanıtlayamayız ama olmamış gibi de davranamayız.
That doesn't exclude me from making policy decisions as far as the company's concerned.
Bu beni şirketle ilgili verilen kararların dışında bırakmaz. - Sen tatildeydin.
We couldn't exclude the Yuan's case
Ama Yuan Davası için değil..
Not can we exclude the hypothesis... of a concomitant development of the vocal cords.
Peki ya bunu ses tellerinin fazladan gelişimi varsayımının dışında bırakabilir miyiz? "
But I don't exclude the possibility of war.
Ama savaş ihtimalini de göz ardı edemem.
It's like there's two sisters of Faith and Chance, of Faith... My Faith can't exclude Chance, but Chance...
Kader..., şanssız olabilir, ama şans...
Well, it's like there's two sisters of Faith and Chance, my Faith can't exclude Chance, but my Chance can't e...
"Kader" ve "Şans" adlı ikizler gibi Kaderim..., şanssız olabilir ama şansım kaderimi açıklayamaz.
You must not let them exclude you from the inheritance.
Seni mirasın içine dahil etmemelerine izin vermemelisin.
I will exclude him from my will for that insult.
Ve bu hakareti yüzünden onu vasiyetin dışında tutacağım.
Tell me, uh, why did you exclude the car owner?
Söylesene, neden arabanın sahibini Dışarıda bekletiyorsun?
Mme. Waverly and Miss Collins we can exclude.
Bayan Waverly ve Bayan Collins'i hariç tutabiliriz.
Judge refused to exclude the evidence.
Yargıç delilleri dikkate almamayı reddetti. Anlaşma yok.
He tried to limit the scope of the fingerprint search to exclude his own.
Parmak izleri bulunmasın diye laboratuarın araştırmalarını kısıtlamak istedi.
Usual Fourth Amendment case, you're trying to exclude evidence.
Bu farklı. Olağan Dördüncü Yasa davası, kanıtları çıkarmaya çalışıyorsun.
Please don't exclude her because she's different.
Onu lütfen ayrı tutmayın, o biraz farklı.
Then why exclude adrenoleukodystrophy?
Neden adrenoleukodystrophy'yi hariç tuttun?
Ater all, no institution is going to happily design a mechanism to self-destruct. That's not the way institutions function, so they all work to exclude, or marginalise, or eliminate dissenting voices, or alternative perspectives and so on because they're dysfunctional.
Kitapta Profesör Chomsky'nin yazdığı önsözde Forizon nispeten apolitik bir liberal olarak tanıtılıyor
I exclude no one.
Sözüm herkese.
Age doesn't exclude love.
Yaş aşka engel değildir.
There was some consternation in this night since I exclude Violet of the will.
Vasiyetime Violet'i koymadığım için o akşam oldukça şaşırmışlardı.
- Amend that to exclude this hostage crisis.
- Bu rehine krizini hariç tutmak istiyorum.
Is being excited a reason to exclude eight people from conversation?
- Bu herkesi dışlamak için neden mi?
But there's no reason to exclude you from our deliberations.
Ama seni araştırmalarımdan muaf tutmak için bir sebep yok ortada.
I know, But Jane says we shouldn't exclude Bump, or he might be, um, scarred,
Jane, Bump'ın dışlanmaması gerektiğini söyledi. Yoksa - - Ruhu yaralanır.
It's not right to exclude women.
Kadınları dışlamak doğru değil.
If I am elected, the law will exclude no-one.
Ben seçilirsem kimse görmezden gelinmeyecek.
- I see no reason to exclude myself... if the host provides scotch. - This do?
- Ev sahibi viski ikram ediyorsa hayır demek için bir neden göremiyorum