Executor traducir turco
169 traducción paralela
Has the final executor been completed?
Sonunda en son işlem de tamamlandı.
Many people are now using the word "assassin"... whereas before they only spoke of him as the "executor".
Şimdi pek çok kişi "katil" kelimesini kullanıyor... oysa herkes daha önce onun için "infazcı" derdi.
In his will, Ballin left everything to Gilda, with me as sole executor.
Ballin'in vasiyetine göre herşey Gilda'nındı, sorumlu da bendim.
I'm the sole executor.
Vasiyete göre tek sorumlu benim.
I realized I had no heaven sent right to be judge and executor, on these people who had done me no injury.
Bu insanları, beni yargılayıp kurban etmeden tam zamanında fark etmiştim.
As executor for the Sturgis estate... I've drawn up this document.
Sturgis'in vasiyetini yerine getiren kişi olarak bu belgeleri hazırladım.
No. I am the executor of his estate.
Hayır. ben bu mülkün vasisiyim.
Mr. Agnew is the executor.
İşi yöneten Bay Agnew.
My father was executor of the estate and refused to liquidate it.
Babam bu evin vasiyet infaz memuruydu ve tasfiyesini reddetti.
He forced Mr. Ishimoda to be the executor.
Bay Ishimoda'yı vasi yaptı.
Yukiko Tashiro's heirship must be revoked by the executor.
Yukiko Tashiro'nun payı hükümsüz kılınmıştır.
Rome was appointed their guardian and the executor of his will.
Roma onun vasiyetinin koruyucusunu ve icracısını tayin etti.
- As executor of your parents'estate.
- Ailenin varlıklarını yönetmekle görevli memur sıfatıyla.
I'll handle the executor's work myself.
İdamını bizzat kendim yerine getirmek isterim
I wanna pre-date a will, name you as executor.
Vasiyetimi yazacağım ve seni de yerine getirmekle görevlendireceğim.
You're his executor, George.
Onun infazını sen yapacaksın, George.
As executor of Charlie's estate and guardian to his daughter for the last 20 years, I've a legal and moral responsibility to take care of the dispensation of any treasure to Katherine.
Son 20 yıldır Charlie'nin mallarının kontrolü ve kızının vekili olarak... yasal ve manevi sorumluluğum... altında Katherine'e ait... her türlü hazine benim sorumluluğum altındadır.
I will sign as executor of the estate and then we will be all signed, sealed and-- - - Oh, a tunnel...
Bende yürütmeden sorumlu kişi olarak imzalayacağım ve tüm imzalar atılmış, mühürler basılmış ve...
I'm the executor of his estate.
Mallarını ben yönetiyorum.
As the executor of your great-uncle's will, I hereby declare that the full inheritance of $ 300 million is yours.
Büyük amcanızın vasiyetinin uygulayıcısı olarak, açıklama vesilesiyle tüm miras 300 milyon dolar sizindir.
I'm executor of a family trust... a special conservatorship benefiting James Danforth... but this should not be confused with being his attorney... whatever he's told you.
James Danforth yararına ailesi tarafindan kurulan özel bir vesayetin hukuki işlemlerini yürütüyorum. Size ne söylemiş olursa olsun bu onun avukatı olduğum anlamına gelmez.
YOUR COPY OF THE ESCROW PAPERS, DIRECT FROM THE EXECUTOR OF THE FITZGERALD ESTATE
Genç, arzulu ellerine... direkt olarak Fitzgeral emlak komisyoncusundan gelen... yed-i emin kağıtların.
Therefore, it is with no small amount of personal satisfaction that I declare Fester Addams legal executor of the Addams estate and rightful owner of all possessions and properties contained therein with one exception.
Bundan dolayı, küçük miktarlar ile kişisel tatmin ilan ediyorum Fester Addams kanuni icracı Addams mallarını ve yasal mal sahibi tüm mal mülkleri ordaki uygunluk kapsamında ile tek istisna.
As you know, I'm the executor, so I can go over it with you in detail.
Bildiğin gibi ben, vasiyet uygulayıcısıyım, seninle beraber işin detaylarına inmeliyiz.
- Lionel Hutz, attorney. I'm the executor of the estate. Bea was wealthy and- - Surprise, surprise!
- avukat Lionel Hutz hukuk icra kurulundan bay Simpsson, Bea çok zengindi ve- - sürpriz, sürpriz!
We leave him the way he is, and I become executor of the estate.
Onu kendi haline bırakıyoruz ve varis de ben oluyorum.
- I'm Lionel Hutz... executor of Ms. Bouvier's estate.
Ben Lionel Hutz... Bn. Bouvier`in vasiyetinin yerine getirilmesini sağlayacak kişiyim.
To my executor, Lionel Hutz... I leave $ 50,000.
Vasiyetimi uygulayacak olan Lionel Hutz'a 50.000 dolar bırakıyorum.
My lawyer has my will. You're the executor.
Vasiyetnamem avukatta, sen de uygulayıcısın.
Anyhow, she only asked me to be the executor, not the beneficiary.
Neyse, benden sadece vasi olmamı istedi, hak sahibi ben değilim.
You know that I'm the executor of her estate.
Biliyorsunuz onun mülkünün vasisi benim.
Ladies and gentlemen, Mrs. Arundle solicitor has asked for me to read the will, since I am its executor.
Bayanlar ve baylar, hükümleri ben yerine getireceğim için Bayan Arundel'in avukatı vasiyeti benim okumamı istedi.
He's gonna set me up, but you gotta come with me to be the executor.
Her şeyi ayarlayacak ama vasiyet güder olarak seninde gelmen gerekiyor.
The executor of what?
Ne vasiyet güderi?
How are you gonna be the executor of my living will?
Nasıl vasiyetimi yerine getireceksin?
Oh, I guess I should speak to the executor of his estate.
Vasiyetnamecisiyle konuşmalıyım o halde.
- I'm worried about the executor.
- Ben uygulayıcıdan korkuyorum.
As you know, I'm executor of your grandfather's will.
Bildiğin gibi, dedenin vasiyetini ifa etmekle görevliyim.
I'm the Christians'attorney and an executor of the estate.
Christian'ların avukatı ve vasiyet vekillerinden biriyim.
It states, in plain language : "The executor shall have the right to dispose of... any and all personal property as he shall see fit."
Açık bir dille, hak sahibinin şahsi mülkiyetini istediği şekilde satabileceği yazıyor.
I said I was the executor of the will and I needed to talk to him.
Frances'in vasiyet memuru olduğumu ve konuşmamız gerektiğini söyledim.
- You're the executor of his estate?
- Miras işlerine sen mi bakıyorsun?
The brother was the executor of the parents'estate.
Kardeş aile mirasını yöneten kişi.
Then the funds revert back to the... executor of the state, my firm, hopefully into the bonus pool.
O zaman bu fon yönlendirilir bizim hukuk firmamıza kalır, bonus havuzunda toplanır.
At your service. But if you're the executor of the estate then why are you, uh...?
- Ama mirasla ilgilenen sensen, niye- -?
As their executor, I keep all that stuff in the office... along with some of the smaller valuables, till after probate.
Avukatları olarak, vasiyetname onaylanana kadar... diğer değerli eşyalarla birlikte onları ofisimde tutuyorum.
As you know, I'm executor of your grandfather's will.
Bildiğin gibi, ben büyükbabanın dileklerini yerine getirilmesinden sorumluyum
Said he was the executor of your grandmother's estate needs to talk to you.
Büyük annenin vasiyetiyle ilgileniyormuş, seninle konuşması gerekiyormuş.
Now, as chief officer of Mulctuary Management and the executor of your parents'estate, it is my legal obligation to take care of your money till you come of age and to place you in the care of your closest relative.
Kazıkçı Para Yönetimi'nin müdürü ve ailenizin mülkünün vasisi olarak sizler reşit olana kadar paranıza göz kulak olmak ve sizi en yakın akrabanıza teslim etmek benim yasal görevim.
I'm the executor of your aunt's will.
- Hayır.
I've named you as executor.
Bu benim vasiyetim John. Vasiyeti sen yerine getireceksin.
execute 80
execution 60
executive 19
executioner 23
executed 42
executive producer 31
execution style 27
execute him 20
execution 60
executive 19
executioner 23
executed 42
executive producer 31
execution style 27
execute him 20