English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ E ] / Exploding

Exploding traducir turco

879 traducción paralela
First here exploding one squib and then here exploding the second.
Önce burası, ilk fişeği patlatacak. ... sonra burası da ikinci fişeği patlatacak.
Tanks exploding from the heat will quickly release immense quantities of poisonous gas into surrounding areas of the city. "
Sıcaklıktan dolayı patlayan tanklar, şehrin çevresine hızla ve çok miktarda zehirli gaz yayar. "
Nothing but clouds of steam, boiling seas and exploding volcanoes.
Buhar bulutlarından, kaynayan denizlerden ve patlayan volkanlardan başka bir şeyin olmadığı.
The lure of the orchestra exploding like a storm crashed through walls and roofs engulfing all
Orkestranın cazibesi, bir fırtına gibi köpürüyor duvarlar ve çatılar arasında gidip geliyor ve hepsini yutuyordu.
Have an exploding cigar.
Patlayan, şaka purosu.
It hurts too much to keep hurting everyone else in every direction and to be hurt with all the separate hates exploding day after day.
Dört bir yandaki insanların canını yakmak, insanın çok canını yakıyor. Gün be gün ortaya çıkan farklı nefretlerle canının yanması da.
The harnessed power of an exploding planetary system.
Patlayan bir gezegen sisteminin yararlanılan gücü.
It's like the whole ocean is exploding.
Sanki bütün okyanus patlıyordu.
And for the Hausfrau whose aim with the family china is not what it use to be, here is a very handsome item, an exploding cream pitcher.
Ve aile porseleni ile amacı alışılmışın dışında olan Ev kadını için işte çok güzel bir parça, patlayan krema testisi.
We're not exploding atom bombs.
Atom bombası patlatmıyoruz.
A hundred yards from where I'm standing now... the sappers have begun to dig down to the exploding mechanism of the V2... which only an hour ago struck down from the black London sky.
Şu anda bulunduğum yerden yüz metre ileride... istihkam erleri, yalnızca bir saat önce siyah Londra semasından düşüp... yere saplanan V2'nin patlama mekanizmasını kazmaya başladılar.
They're exploding short.
Hemen patlıyorlar.
- We have 99 chances of exploding... - What?
- % 99 şansımız var.
To stop the cartridge exploding turn the catches horizontally.
Kartuşun patlamasını önlemek için kilitleri yatay olarak çevir.
They're exploding, dad!
Baba sonunda çalıştı!
The geologists calculate that 12 bombs of this size... exploding in this pattern, will break loose the overhang.
Jeologlar, bu büyüklükteki 12 bombanın... bu sarkık kayayı düşüreceğini hesapladılar.
At midnight, when the cheque was presented, I planned to sign it, add a lavish if purely imaginary tip, and then, as the fireworks were exploding in the black velvet sky, to hurl myself from the top of this grotesque edifice.
Geceyarısı hesabı imzalayacak, cömert ama hayali bir bahşiş ekleyecek ve karanlık gökte havai fişekler yükselirken kendimi bu yapının tepesinden boşluğa bırakacaktım.
- That exploding cake- -
- Şu patlayan pasta -
Yet, that exploding shark was pulling my leg.
Evet, patlayan köpekbalığı dalgaların arasından çıktı.
You and your trained exploding shark!
Sen ve eğitimli köpekbalığın!
I could lure him into a giant exploding octopus- -
Onu patlayan dev bir ahtapotun kollarına çekebilirim...
We shall spring them from the Joker's jack-in-the-box through that window, out over the sea and into the waiting arms of the Penguin's exploding octopus!
Onları, Joker'in yaylı kutusuyla şu pencereden, denize fırlatacağız. Doğrudan Penguen'in patlayan ahtapotunun kollarına!
He puts his foot here, my secret jack-in-the-box fires shooting him over the sea into the waiting arms of Penguin's exploding octopus.
Ayağını buraya basınca, gizli yaylı kutum onu denize fırlatacak Penguen'in patlayan ahtapotunun kollarının arasına.
Do I get an exploding briefcase and a secret transmitter?
Patlayan çantam ve gizli vericim olacak mı?
A self-exploding lock!
Kendi patlayan kilit!
I'll make exploding locks for a living.
Patlayan kilitler yapacağım.
It would be more humane to kill you, but I cannot risk exploding the gas with a gunshot.
Seni öldürmek daha insancıl olurdu fakat silahla gazın patlama riskini alamam.
Your ship flares up like an exploding sun within minutes.
Geminiz bir kaç dakika içinde patlayan bir güneş gibi yanacak.
It is tuned to an exploding device which is incorporated within the capsule.
Frekansı kapsülün içinde yer alan bir patlatma düzeneğine ayarlanmıştır.
Now, with your help, we can probably remove the device without exploding it.
Sizin yardımınızla cihazı muhtemelen patlamadan çıkartabiliriz.
Do you not agree that this is a better thing for them than exploding the ship, as your engineer had thought to do?
Mühendisinizin istediği gibi gemiyi patlatmaktan daha iyi değil mi?
Therefore, I'm sure he knows that the world is exploding.
Dünyanın patlamakta olduğunu biliyordur.
You exploding again?
Köpürüyor musun yine?
Now to the exploding version of "the blue danube."
GEÇİŞ... ama şimdi sırada "Mavi Tuna" nın patlayan versiyonu var.
Thank you, thank you, Conrad Poohs and His Exploding Teeth.
Teşekkürler, teşekkürler, Conrad Poohs ve Patlayan Dişleri.
This town's exploding by leaps and bounds.
Kasaba hoplayıp, zıplayan adamlarla kaynıyor.
That's exploding candy, for your enemies. Great idea.
Bu patlayan şeker, düşmanlarınız için, harika fikir değil mi?
Miss Bishop, the lieutenant is from homicide and, obviously, he is under the impression that the accident was caused by an exploding cigar.
Bayan Bishop, Komiser cinayet masasından. Ve kazaya... patlayan bir puro kutusunun sebep olduğunu düşünüyor.
The building sounds like it's exploding.
Tüm bina patlıyormuş gibi sanki.
Before, the belly of Paris was exploding. Do you remember when we ate in that street? Oysters...
Paris'in eski güzel günlerinde... o sokakta yediğimiz yemekleri hatırlıyor musun?
We do have infighting, but you mean without actually exploding?
İç çatışmalarımız oluyor tabii, ama sen büyük patlamaları kastediyorsun sanırım?
And fell out of window onto exploding bomb And was killed in a shooting accident.
Kalp krizi geçirdi, camdan patlayan bombanın üstüne düştü ve silah kazasında öldü.
Then came Luther, exploding the traditions of the Church, and here in Basel setting town against gown in a new kind of opposition.
Sonrasında Luther ortaya çıkıp,... kilisenin kurallarını yıkarak,... Basel'de yeni türde bir direnişle şehri organize etti.
Either you're exploding or you're lying around like a catatonic.
Ya patlıyorsun ya da şizofrenler gibi yatıyorsun.
Have you ever heard of a head exploding?
Baş patlaması diye bir şey işittin mi hiç?
Love suicide, by an exploding inflatable doll!
Aşk nedeniyle intiharmış, şişme kadını patlatmış!
Here in Los Angeles, the mysterious pop bottle bomber is still at large after exploding his latest bomb in Anaheim.
Anaheim'deki son bomba patladıktan sonra, Los Angeles'deki şişe bombacısı halen yakalanamadı.
The exploding kind.
Patlayan cinsten.
We cannot endanger the Cygnus by exploding them too soon.
Keşfe bu kadar yakınlaşmışken Cygnus'u tehlikeye atamayız.
( WATER EXPLODING )
Sonra eğildi ve beni öptü ve sanırım ben de onu öptüm.
Bloody television exploding again.
Kahrolası televizyon yine patladı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]