Exploration traducir turco
649 traducción paralela
And so another miracle is entered into the annals of exploration.
Ve keşif tarihçesine bir mucize daha eklendi.
By right of exploration, I claim for the United States of America... all the land we have traveled... from the Rocky Mountains to the Pacific Ocean.
Keşif gezisinin tamamlanmasından sonra, Birleşik Devletler adına... Rocky dağlarından, Pasifik okyanusuna... Yolculuk yaptığımız bütün topraklar ülkemize katılmıştır.
The exploration of outer space.
Uzayın keşfi.
"The president has ordered Project Sky Hook rebuilt..." ... and the space exploration program continued under the direction of Dr. Russell A. Marvin.
" Başkan, Gök Kancası ve uzay programının Dr. Russel Marvin yönetiminde devam etmesini emretti.
Now, their mission, the greatest aerial exploration and mapping program of Antarctica ever undertaken.
Görevleri Antarktika'nın havadan keşfi ve yapılmış en geniş kapsamlı haritalandırılmasıydı.
Oil exploration has folded now.
Petrol aramaya geldik.
THE SCIENCE REVIEW Monthly scientific-philosophical and literary magazine # 5 MAY and was entitled "The Exploration of Cosmic Space by Means of Reaction Devices".
"Reaksiyon Cihazları Aracılığıyla Kozmik Alanı Arama." başlığıyla yayınlandı.
Your eminence in the field of exploration is well-known.
Keşif alanındaki ününüz gayet iyi biliniyor.
its intersection with the sphere of discovery, of the exploration of unknown terrains, and with all the forms of quest, adventure, avant-garde.
- kayıp çocuklar - bulur keşif alanıyla kesişmesini ; bilinmeyen arazilerin araştırılmasıyla... ve sorgulamanın tüm biçimleriyle - serüven, avangard.
Worlds full of action... revolution, exploration, war!
Dünya devinim dolu devrimler, keşifler, savaşlarla dolu.
To sit in judgment on the final test the Bureau of Marine Exploration has sent a seaplane with its top officer, the former vice admiral B.J. Crawford to rendezvous with the submarine Seaview in the Arctic.
Son test kararı için, Deniz Araştırmaları Bürosu, Arktikte Seaview denizaltısıyla buluşmak üzere üst düzey yönetici, eski Tümamiral B J Crawford'u taşıyan bir deniz uçağı gönderdi.
Admiral Nelson calling Bureau of Marine Exploration.
Amiral Nelson Deniz Araştırmaları Bürosunu arıyor
The search goes on, and systematic exploration continues.
Aramalar ve sistematik araştırmalar devam ediyor.
This is the age of planetary exploration when our ships have begun to sail the heavens.
Bu çağ, gemilerimizin gökyüzündeki cennetlere yelken açmaya başladığı, başka diyarların keşfinin çağıdır.
Yes, you know, this is going to be your first exploration.
Bu, senin ilk keşfin olacak.
It's a matter of exploration.
Keşif yapmamız gerekiyor.
We have been on a slight exploration.
Küçük bir araştırma yapıyorduk.
Exploration.
Keşif için.
Since the early years of space exploration, Earth vessels have had incorporated into them a substance known as corbomite.
Uzay keşiflerinin ilk yıllarından bu yana, gemilere, korbomite adı verilen bir madde dâhil edilmiştir.
" ln view of historic importance of Captain Pike in space exploration,
" Kaptan Pike'ın uzay keşfine yaptığı tarihi katkıyı göz önüne alarak,
" We shall not cease from exploration.
Keşfedeceğiz durmaksızın.
- "We shall not cease from exploration".
- "Keşfedeceğiz durmaksızın."
We have buried the members of the Starnes'exploration party.
Starnes keşif partisi elemanlarını gömdük.
Since exploration and contact with alien intelligence is our primary mission, I've decided to risk the potential dangers and resume contact.
Keşif ve uzaylı zekayla temas bizim asıl görevimiz olduğundan, potansiyel tehlikeleri göze almaya ve yeniden temasa geçmeye karar verdim.
For proof, I offer you our exploration of this galaxy.
Kanıt olarak, bu galaksiyi keşfetmemizi gösterebilirim.
My work over the last 12 months has been a preparatory exploration into the techniques which I intend to employ.
Son 12 aydaki çalışmalarım uygulamak istediğim tekniklere yönelik hazırlık keşifleriydi.
The 67th meeting of the European Space Exploration Council is now in session.
67. Avrupa Uzay Keşif Konseyi toplantısı başlamış bulunmakta.
There was a pause in Arctic exploration.
Sonra, Kuzey Kutup keşfinde bir duraklama yaşandı.
A palmaral P-O-P-L-l-T-E-R-A-L artety explor... exploration, and possible graft.
Yüzbaşı Bandini şimdi palmarel pop... poplit, bir pop... bir palmarel P-O-P-L-I-T-E-A-L damar keşef... damar keşfi ve muhtemel doku nakli gösteriyor.
" In a true biological crisis which our exploration of space could bring about, the present Lunar Receiving Laboratory might prove inadequate.
"Uzaydan gelen bulgular doğrultusunda yaptığımız biyolojik deneylerimiz için... "... şu anki Ay Gözlem Laboratuvarı çok yetersizdir.
With, like, hitherto unclassified marine life, man So the whole scene's wide open for a scientific exploration.
Bilimsel araştırmaya çok açık.
Because I had visions of exploration in sexual areas... unimaginable for human low beings.
Ve bu yalnızca seks alanında sıradan insanların hayal bile edemeyecekleri ilerlemeleri göz önüne getirdiğim için.
Moreover, in light of recent information, we are morally obligated to continue the exploration.
Dahası etik olarak, şu anki bilgilerle elimizden araştırmalarımızı sürdürmekten başka bir şey gelmez.
Practically none, which means that exploration in this area will be discontinued.
Pratik olarak tavır almayacağım. Bu bölgedeki araştırmamız devam etmeyecek.
" Subject entered hospital for routine exploration of minor peptic ulcer, and complications set in.
Buna göre hastaneye mide ülserini tedavi ettirmek için yatmış. Ancak bazı komplikasyonlar olmuş.
Once again let me remind you that the rock is extremely dangerous, and you are therefore forbidden any tomboy foolishness in the matter of exploration, even on the lower slopes.
Bir kez daha kayaların çok tehlikeli olduğunu hatırlatayım... ve her türlü aptallık ve Erkek Fatmalık... en alçak kayalarda bile keşif yasaktır.
"With active help... " I partake in the exploration of my mind.
Aktif bir yardımla, zihnimin keşfine iştirak edebilirim.
This is a unique moment... in the history of space exploration.
Bu uzay araştırma tarihi için benzersiz bir an.
Acting is like an exploration of the soul.
Oyunculuk, yani rol yapmak ruhun bir keşfi demektir.
This is nothing. When the war is officially over, we may be able to get back to deep star exploration.
Savaş resmen bittiğine göre yıldızları keşfetmeye yeniden başlayabiliriz.
When the war is officially over, we may be able to get back to deep star exploration.
Bu hiçbir şey. Savaş resmen bittiğinde, derin yıldız araştırmalarına geri dönebiliriz.
Tonight, my friends... we stand on the brink... of a feat unparalleled in space exploration.
Bu akşam, dostlarım... Uzayı keşfetmede eşsiz... bir başarının arifesinde bulunuyoruz.
This is a peaceful exploration.
Barışçıl bir keşifteyiz.
- You're in charge of oil exploration?
- Petrol keşiflerinden sorumlusun sen?
This exploration has yielded no positive results.
Bu araştırma pozitif sonuçlar vermemiştir.
From their point of view, all nearby planetary systems might seem equally attractive for exploration.
Onların bakış açısına göre, tüm yakındaki gezegen sistemleri, muhtemelen keşfedilmek için eşit çekicilikte görünüyordur.
To the astronomers, Mars is a place as real as the Earth a world awaiting exploration.
Astronomlara göre Mars, dünyaya çok benzeyen bir yer olup, keşfedilmeyi bekliyor.
SAGAN : This is the age of planetary exploration when our ships have begun to sail the heavens.
Bu çağ, gemilerimizin gökyüzündeki cennetlere yelken açmaya başladığı, başka diyarların keşfinin çağıdır.
The exploration of the cosmos is a voyage of self-discovery.
Evreni keşfetmek demek kendimizi keşfetmek gibi.
Exploration is in our nature.
Keşfetmek doğamızda var.
Earth-like planets with landscapes crying out for careful exploration.
Dikkatli kesifler için bizi bekleyen, Dünya benzeri gezegenler bunlar.
explosion 159
explore 23
explorer 31
explode 40
explosives 84
explosions 36
exploring 18
explosive 37
exploded 20
explore 23
explorer 31
explode 40
explosives 84
explosions 36
exploring 18
explosive 37
exploded 20