English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ F ] / Feel what

Feel what traducir turco

8,207 traducción paralela
And you're gonna clear my brother right now, because if you think that demon in your boy was bad, you just wait and see and feel what mine can do.
Kardeşimi çıkartacak mısın? çünkü oğlunun içindeki şeytanın kötü olduğunu düşüyorsan, benimkinin ne yapabileceğini bekler ve görürsün.
Look, after a while... however long it takes... I know... I know you will feel what I feel.
Bir süre sonra ne kadar sürerse artık eminim ki benimle aynı hisleri paylaşacaksın.
You feel what they feel. What'd you feel?
- Onların hissettiklerini hissediyorsun.
Feel what?
Ne hissi?
For his last night, he got to feel what it felt like to be your son.
Son gecesinde, senin oğlunmuş gibi hissetmek istediğini.
Yes. Can you feel what your faith is doing for you?
- İnancınızın sizin için yaptıklarını hissedebiliyor musunuz?
Yes. Can you feel what your faith is doing for you? Oh, yes.
- İnancınızın sizin için yaptıklarını hissedebiliyor musunuz?
You can't fight what's happening, nor can you feel any of the pain... yet.
Olan bitene karşı koyamadığın gibi acıyı da hissedemiyorsun. Şimdilik.
I wonder what you'll feel when you watch somebody else die because of what you did.
Yaptıkların yüzünden başkası ölünce nasıl hissedeceksin merak ediyorum.
I know what we'll feel.
Biz ne hissedeceğiz, biliyorum.
I know how you feel about what I do, Foggy.
Ne yaptığım hakkında ne hissettiğini biliyorum Foggy.
What matters now is that you have your child and that Jon and I return only once we feel liberated from this awful emptiness that currently inhabits us.
Önemli olan şey çocuğunu doğurman ve Jon ve ben, bu içimizdeki korkunç boşluktan kurtulduğumuzu hissettiğimiz anda geri döneceğimiz.
I feel so terribly about what happened.
Olanlar hakkında kendimi çok kötü hissettim.
Rose did feel terrible about what happened.
Rose olanlar hakkında korkunç hissediyordu.
You know, if this sheet could talk, you know what it would say, " I fold myself into very special shapes for you, Guy. It doesn't feel very good, but I don't let it stop me.
Eğer bu lanet olası şey konuşabiliyor olsaydı "Senin için kendimi farklı şekillere büküyorum Guy bu iyi hissettirmiyor ama kendimi durdurmayacağım.Alıştım artık."
And we will not have this conversation every time you feel uncomfortable with what I ask you to do, or how I choose to conduct myself.
Bir şey sonucu huzursuz olduğunda ya da kendim yaptığım her bir seçim sonucunda bu konuşmayı yapmayacağız.
'Sometimes I feel like there are items that you can't live without.' What?
"Sanki onsuz yaşayamacağın bazı eşyalar görüyorum."
Because how I feel about you, what we have, that was the only thing in my life this past five years that was real.
Çünkü sana karşı hislerim, aramızdaki ilişki, geçen beş yılda hayatımda gerçek olan tek şeydi.
What does love feel like?
Aşk nasıl bir histir?
What's wrong? I don't know, I... I feel terrified.
- Bilmiyorum, korkmuş hissediyorum.
What does it feel like when you're running down the street Like a bat out of hell?
Herkesten daha hızlı hareket etmek nasıl bir duygu?
I thought if you really feel that strongly, you'd be brave, you wouldn't care what people thought.
Eğer o kadar hislerin o kadar güçlüyse, cesur olacağını ve insanların ne düşündüğünü umursamayacağını düşündüm...
I feel awful for what happened, and it's just hitting me now the damage that I did, and I came here to tell you that I want to go back to the way things were.
Olanlardan dolayı çok kötüyüm ve verdiğim hasar şimdi bana dönüyor ve buraya sana her şeyin eskisi gibi olmasını istediğimi söylemeye geldim.
You're doing what you feel is right.
Doğru hissettiğin şeyi yapıyorsun.
What they feel, what they think, why they feel.
Ne hissederler, ne düşünürler, neden böyle hissederler?
And through introspection and the examination of my mind, I feel as though I'm coming closer to the common denominator of what it means to be human.
İç gözlem ve zihnimin... incelenmesi süresince... insan olmanın ortak paydasına... yaklaştığımı hissettim.
Just wanted to see what it would feel like to be a serial killer.
Bir seri katil olmak Sadece o gibi hissediyorum olacağını görmek istedim.
And now, somehow, I know what Joe and Henry feel when they look on you with pride.
Ama artık, nasıl oluyorsa Joe ve Henry sana gururla baktıklarında nasıl hissettiklerini anlayabiliyorum.
I know what makes people feel safe, the place that helps them go to sleep at night.
İnsanlara kendini güvende hissettiren geceleri rahat uyumalarını sağlayan şeyi biliyorum. Aslında...
And with what evidence did you feel able to charge him?
Peki hangi kanıtla onu suçlayabildiniz?
Well... for what it's worth, I feel the same way.
Değeri varsa, ben de aynı şekilde düşünüyorum.
Are you sure you're not just pretending you didn't know what it was to make me feel better?
Hediyenin bu olduğunu bilmiyormuş gibi yaparak beni iyi hissettirmeye çalışmadığına emin misin?
Sometimes... sometimes we feel like we know what you want better than you do.
Bazen... Bazen ne istediğini senden daha iyi bildiğimizi düşünüyoruz.
If you feel up to it, would you mind telling me exactly what happened, as you remember it?
Hatırladığınız kadarıyla olanları anlatır mısınız?
I know what you pretend not to feel.
Neyi hissetmiyormuş gibi davrandığını biliyorum.
But I just... I feel in my bones that what we're doing is right.
Ama doğru şeyi yaptığımızı hissediyorum.
What do you feel but you can't say, huh?
Ne hissedipte söyleyemiyorsun?
Why would you feel shame over what you were built to do?
İnşa ettiğiniz şey için neden utanç duyasınız ki?
What does it feel like?
Nasıl hissettiriyor?
What did you just feel?
- Az önce ne hissettin?
What did you feel?
Ne hissettin?
Well, maybe it's not all about what you want or how you feel.
Bu konunun seninle ve hissettiklerinle ilgisi yok.
What do you and the kids feel like for dinner?
Akşam yemeğine ne istersiniz?
No. He hasn't decided what to do yet. But he does not feel compelled to free an alleged murderer on behalf of a failed spy.
Hayır, ne yapacağına henüz karar vermedi ama başarısız bir casus uğruna katil olduğu iddia edilen birini serbest bırakmak istemez.
Uh, I understand what a difficult time this must be for both of you, so I will start by trying to make you feel a little better.
Bu ikiniz için de çok zor bir zaman olmalı, anlıyorum. Bu yüzden biraz daha iyi hissetmenizi sağlamaya çalışarak başlayacağım.
When you watch the plays, what do you feel?
Oyunlari izlediginde ne hissediyorsun?
♪ Soundin'crazy ♪ ♪ What I feel ♪
# Delice gelebilir Sana olan hislerim #
Well, you'll do what you feel you have to do.
İçinden ne geliyorsa, onu yap.
Feel the force. What?
Gücü hissediyorum.
What do I feel?
Peki ne hissediyorum?
Or there might be something that Annie hates doing, but she does it anyways, because what she really loves is to feel useful.
Veya Annie'nin nefret edip, yine de kendisinin yapmak isteyeceği bir şey. Çünkü esas sevdiği şey, faydalı biri olmak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]