Fight him traducir turco
2,326 traducción paralela
You can't fight him.
Onunla savaşamazsınız!
- Why don't you go fucking fight him?
- Dövüşürüm ki.
- I'll go fucking fight him.
Şişkonun teki.
Fight him!
- Kalk evlat! - Dövüş onunla!
I do not want to fight him because I'm only ten years old.
Ben sadece on yaşındayım kavga için oldukça küçüğüm.
I'll fight him.
seninle dövüşeceğim.
"then I had to get up and fight him again." And he'd already been stabbed.
" Ne güzel kurtulmuşken...
And if we're all of the devil, how do we fight him?
Hepimiz öyleysek, onunla nasıl savaşacağız?
I'm gonna fight him.
Onunla dövüşeceğim.
I fight him with love, you see.
Sevgiyle savaş halindeyim.
We can't fight him.
Onunla savaşamayız, gidelim.
Fight him in London and you prove true every rumor and every lie Cecil has ever told.
Eğer onunla Londra'da mücadele edersen, onun söylemiş olduğu bütün yalanların doğruluğunu kabul etmiş olursun.
Uncle Master, fight him with your noodle making skill
Usta amca, senin şehriye usulu ile onunla dövüş
Spit in his face? Fight him?
Yüzüne tükürüp, kavga mı edeyim?
If we don't destroy it we must fight him
Eğer yok etmezsek onunla savaşmamız gerekir.
You're leaving me to fight him alone?
Onunla savaşta beni yalnız mı bırakıyorsun?
I could never fight him off in a small space, but out in the open..
Onunla küçük bir alanda dövüşemezdim, ama açık alanda..
- I only turned pro because I want to fight him.
Sadece onunla karşılaşmak istediğim için profesyonel oldum.
Why are you that determined to fight him that you're going this far to lose weight?
Neden sırf onunla dövüşebilmek için kilo verecek kadar ileri gidiyorsun?
Fight him with some proper boxing.
Onunla doğru düzgün boks yap.
Listen, honey, I would not fight him on this.
Dinle hayatım, onunla bu konuda tartışamam.
How do you expect him to fight?
Ondan dövüşmesin nasıl beklersiniz?
I fought a crazy, 80-foot-tall, purple-suited dude and I had to fight 96 guys to get to him.
Dev gibi mor giyimli bir deli ile dövüştüm ve ona gelene kadar da 96 kişiyle daha.
Don't you feel anything when you see him rebel, and fight back?
Asiliğini görüp bir şey hissetmiyor musun da ona savaş açıyorsun?
If you touch him, you will have the fight of your life.
Kılına dokunursan seni buna pişman ederim.
Get ready for the fight. Already Shea Neary starts taking it to him on the ropes.
Neary kendini göstermeye ve son 30 saniyede üstünlüğü ele almaya başladı.
That is the biggest Ginormus guy I've ever seen. I would not want to fight with him.
O şimdiye kadar gördüğüm en iri adam onunla başa çıkabailecekmisin.
Look, I want to hold his head on the chopping block for you. But we can break him. We can make him fight.
Bak, kafasını senin için kütüğün üzerinde tutmak isterim, ama direncini kırabiliriz.
We can make him fight for us. On our stage.
Bizim için kendi sahnemizde dövüştürebiliriz.
The last fight, I want him.
Son dövüşte onu istiyorum.
Personally, I would rather fight with a madman, than against him.
Delinin tekiyle savaşmaktansa onunla yanyana savaşmayı tercih ederim.
Yo, I'll fight him.
Ben onunla dövüşürüm.
You know, the guy... At least we've seen him fight. I mean, he's fought real guys.
En azından onu daha önce başkalarıyla dövüşürken gördük.
You don't knock him out, you lose the fight.
Onu nakavt etmiyorsun. Dövüşü kaybediyorsun.
Help him fight the aliens off.
Uzaylılarla savaşırken destek olmamız için.
I don't fight in tournaments because when I fight a man for real I don't want him to know what I can do.
Turnuvalarda dövüşmem çünkü bir adamla gerçekten dövüşeceğim zaman neler yapabileceğimi bilmesini istemem.
Do you want me to fight with him?
Onunla kavga etmemi mi istiyorsun?
When he's teaching him to wax on and off but really to fight?
Hani ona cilalamayı öğretirken dövüşmeyi öğretiyor ya?
Because, I mean, I figured, him being a first lieutenant in the Army, that he would've put up a fight.
Çünkü biliyordum, anlamıştım orduda Üsteğmen olarak görev yapmıştı. ... mücadele etmiş olmalıydı.
You know, the first time I met him, he'd just been in a fight.
Biliyormusun, onunla ilk tanıştığımda, kavga ediyordu.
Five counting Vincent, but had lost a hand to explode a grenade... and could not fight as When met him.
Vincent'i de sayarsak beş fakat o elini bir el bombası patlaması sonucu kaybetmişti ve onunla ilk karşılaştığımda dövüşemiyordu.
And when you do deny it, if that's not enough for him then I will stand right beside you and fight.
Ve inkar ettiğinde, bu onun için yeterli değilse senin yanında durup savaşırım.
I heard you had a fist-fight with him.
Kavga ettiğinizi duydum.
You fight with him?
Onunla dövüştün mü?
Pigs! Detective Sanchez, I said, "do not fight with Sarge." I told him that.
Dedektif Sanchez, "Sarge'la dövüşmeyin" demiştim.
You two got in a fight over the sponsorship, and you killed him.
Sponsor için kavga ettiniz ve onu öldürdün.
Him and Amir got in a major fight two days ago.
- 2 gün önce Amir'le ciddi anlamda kavga etmişler.
So I followed him out of his apartment the other night, ready to fight some queen bitch from Connecticut for what's mine, only it wasn't another girl.
Connecticut'lı bir kızla, benim olan bir şey için kavga etmeye hazırdım. Başka kız falan yokmuş. Kimmiş?
- Will you have to fight over him?
- Onunla kavga etmek zorunda mısın?
The boy's mother would never let him take her son away without putting up a fight.
Annesi evladının alınmasına kolayca izin vermezdi.
"There's a great fight going on inside all of us," he told him.
Ona ; "Hepimizin içinde büyük bir kavga vardır" demiş.
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
fight 1035
fighter 43
fighting 337
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
fight 1035
fighter 43
fighting 337
fighters 50
fights 47
fight club 20
fight the power 30
fight or flight 26
fight me 78
fight it 105
fight's over 21
fight them 19
fight back 126
fights 47
fight club 20
fight the power 30
fight or flight 26
fight me 78
fight it 105
fight's over 21
fight them 19
fight back 126