Flippity traducir turco
25 traducción paralela
- Well, flippity-jippity
- Evet, hokus pokus
Doing the yin and the yang, the hip and the hop, the stupid, fresh thing, the flippity-flop.
Ying ve Yang. Hip ve Hop. Aptal saptal yenilikler, şıkıdım şıpıdıklar.
Don't try and pull that "tell me to do it so I don't do it" flippity-floo, okay?
Allahım, hem de nasıl var. Hadi ama, Robby, herkesin moralini bozuyorsun.
Don't try and pull that "tell me to do it so I don't do it" flippity-floo, okay?
"Bana bir şey yapmamı söyle ki onu yapmayayım." politikasından vazgeç.
Mr. Happity Hee-haw Flippity-flop!
- Merhaba, bay hufflepaff...
and now because white people say "hizzle for zizzle", we have to say "flippity floppity floop".
... ve şimdi, beyaz insanlar "hizzle fo shizzle," dediği için... " "flippity floppity floop." demek zorunda kaldık.
Let's get back to our flippity floppity floop!
Hadi flippity floppity floop'umuza geri dönelim.
All that flippity hippity stompity stoobily-doo.
Nedir o'ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu maharet'numaraları?
So, now which way do we go in this farkaktah-flippity ship?
Şimdi bu farkakte-battı geminin neresine gideceğiz?
Hey, unless you are in your aquaman suit... you know, flippity floppity... the rest of the world does not really know you.
Hey, Aquaman kıyafetin olmadıkça... bilirsin, şıpıdık, şıpıdık... geri kalanlar seni tanımayacak.
Flippity-flop and slide to the side.
Çırpın coş, kay kenara.
Catch you on the flippity-flop.
Sonra görüşürüz o zaman.
I'll catch you on the flippity-flip.
Sonra görüşürüz şeyde, bir yerde.
Okay, well, I'll see you guys on the flippity-flop.
Gelince görüşürüz, gençler.
Flippity flop.
- At! At!
- Flippity-floppity. Flippity-floppity.
- Göğüslerini sallaya sallaya.
Catch you on the flippity-flop.
Evde görüşürüz.
Get you ladies on the flippity-floppy.
Seni evinden alırım.
Well, uh, catch you on the flippity.
Güzel. Şeyde görüşürüz.
That's a pre-boom. You'll get it on the flippity.
- Sonra anlarsınız.
I will see you all on the flippity.
Mekanda görüşürüz madem.
"See you on the flippity."
- "Mekanda görüşürüz."
Flippity, flippity, that's, uh, my thing.
- Mekan, mekan benim işim.
Catch you on the flippity.
Görüşmek üzere.