For his sake traducir turco
550 traducción paralela
I hope so for his sake.
Umarım olmuştur.
I don't mind hardship as long as it's for his sake.
'Sake'içilir olduğu sürece sıkıntıları önemsemem.
I must be calm for his sake.
Onun yüzünden sakin olmalıyım.
You had a rough time for his sake.
Onun iyiliği için çilelere katlandın.
Lord, make us grateful for what we are about to receive for his sake. Amen.
Tanrım, nimetlerin için sana şükrediyoruz.
You must tell me where he is, for his sake.
Nerede olduğunu bana söylemelisin, onun hatrı için.
But I want you to know that this wretch of a man is only letting you stay... for his sake.
Ama bilmeni isterim ki bu biçare adam, sadece onun hatırı için kalmana izin verecek.
Women who, for his sake, had set convention at defiance would seem to go pale if dorian gray entered the room.
Onun hakkında konuşup duran kadınlar, Dorian Gray odaya girdiğinde renk değiştiriyordu.
I have to open them both, for his sake.
Bunun için her ikisini de açmam gerek.
When he was almost nine. As much for his sake as mine, I married.
Yaklaşık dokuz yaşındayken benim olduğu kadar onun da iyiliği için, evlendim.
And for his sake, and a sake of this town, I wish he hadn't.
Ve kendi iyiliği ve kasabanın iyiliği için keşke dönmeseydi.
I hope so, for his sake.
Umarım, onun iyiliğine olur.
Thought I was doing it for his sake, so he bought me this.
Onun iyiliği için yaptığımı düşündüm, o da bana bunu aldı.
For his sake... no matter how hard it must be for us, we've got to save him from all that.
Onun iyiliği için... bizim için ne kadar zor olursa olsun, onu tüm bunlardan korumalıyız.
But wretched Jonah cries out to them to cast him overboard... for he knew that for his sake this great tempest was upon them.
Ama zavallı Jonah, bu büyük fırtınanın onun yüzünden olduğunu bildiği için kendisini denize atmaları için yalvarıyordu.
For his sake, I wish he hadn't.
Onun iyiliği için, bunu yapmamasını istedim.
Christian, for his sake we must overcome the general apathy here this man must be taken to where he can be properly attended.
İsa aşkına buradaki lanet hissizliği yenerdik bu adam düzgün bir şekilde tedavi göreceği bir yere götürülmeli.
I will take a lot from this filthy house for his sake... but I will not go along with hurting a child.
Doktorun hatırına bu pis evde çok şeye katlanırım... ama bir çocuğa zarar verilmesini kabul edemem.
I could stay here for his sake but I'd like to be myself now.
Aslında burada kalabilirim, onun iyiliği için ama artık yalnız olmak istiyorum.
But not for his sake. For yours.
Sizin hatırınıza.
We're doing it for his sake.
Bunu, onun iyiliği için yapıyoruz.
For his sake.
Onun iyiliği için.
I left for his sake.
Onun iyiliği için oradan ayrıldım.
For your sake, if not for his.
Onun için olmasa bile senin hatırın için.
I only accepted a commission for my father's sake... because all his family have been soldiers.
Bu görevi sırf babamın hatırı için kabul etmiştim. Çünkü tüm aile üyeleri askerlerden oluşuyordu.
His mind was made up. You must always remember that, Ethne... for the sake of his memory and for your own happiness.
Onun hatırına ve kendi mutluluğun için... bunu asla aklından çıkarmamalısın Ethne.
He leadeth me in the paths of righteousness for His name's sake.
" O'nun adı, uğruna doğruluğun yolunda gitmemi sağlayandır.
For his own sake, you better control that brat.
Kendi iyiliği için şu velede dikkat et.
He leadeth me in the path of righteousness, for his name's sake.
Adı uğruna bana doğru yollarda öncülük eder.
" he leadeth me in the paths of righteousness for his name's sake.
Onun adı aşkına... " "... beni doğru yola iter.
He leadeth me in the paths of righteousness, for His name's sake.
Kendi ismi uğrunda, doğruluk yollarına yöneltir beni.
So that I must play maidservant for the world's sake and his success?
Dünyanın iyiliği ve kendisinin başarısı uğruna hizmetçi rolü oynuyorum.
I want somebody to know what happened for a friend's sake, to clear his name.
Birinin olanları bilmesini istiyorum. Arkadaşımın adını temize çıkarmak için.
My terms are a man's right to exist for his own sake.
Koşullarım, bir insanın kendi uğruna yaşama hakkıdır.
For your sake, his sake and their sake.
- Herkesin iyiliği için.
My dear, Christmas day. I'll drink his health for your sake and the day " s,... not for his.
Tatlım, Noel günü sizin iyiliğiniz için onun sağlığına içeceğim ve de bugünün... onun için değil.
For his own sake.
Kendi iyiliği için.
Now it's for his own sake.
Ya da senin iyiliğin için.
Horemheb for Egypt. And his sister for his own sake.
Mısır için Horemheb istiyor, ve kendi iyiliği için kızkardeşi istiyor.
He leadeth me in the paths of righteousness, for his name's sake.
Beni adı uğruna doğrunun yoluna yöneltti.
Would a nobleman risk his life for the sake of a shyster?
Asil bir erkek kendi hayatını böyle ahlaksız bir herif için riske atar mı hiç?
Therefore, for God's sake, entertain good comfort... and cheer His Grace... with quick and merry words.
Onun için, Tanrı aşkına biraz sakin olun, Majestelerine güleryüz gösterip içini ferahlatın.
For his son's sake, he had accepted.
Oğlunun hatırına kabul etmişti.
The night before he fell into the lake, he fell so far and so hard for the sake of the flying machine, that the crankcase oil burst from his veins and a heart heavy with shame pumped blood back into them.
Göle düşmeden önceki gecede o uçan makine için öyle çok tasalıydı ki karter yağı fışkırdı onun damarlarından ve utançla dolu yüreği pompaladı dökülen kanlarını geri.
For the sake of the docket, can you give me a clue as to his plea?
Kayıtlara geçmesi için soruyorum, davalının talebi ne olacak?
He guideth me in the paths of righteousness for his name's sake.
Kendi ismi uğrunda beni doğruluk yollarında güder.
You ask me to believe that the son of Taras Bulba would betray the Cossack Brotherhood, his country, his father, for the sake of a woman?
Bana, Taras Bulba'nın oğlunun Kazak kardeşliğine, ülkesine, babasına bir kadın uğruna ihanet edip etmeyeceğini sordun?
Please, let's put him back in his tomb for heaven's sake.
Lütfen, onu mezarına geri koyalım.
The captain and his visitor will be here any moment. For heaven's sake let's try to create a good impression.
Kaptan ve konuğu az sonra burada olur, tanrı aşkına iyi bir izlenim verelim.
"He leadeth me in the paths of righteousness for his name's sake."
Onun kutsal adına beni dürüst yollara sevkeder.
It is the man who loses his life for my sake that will secure it.
Benim uğruma canını yitiren ise onu kurtaracaktır.
for his 18
sake 100
for her 243
for he's a jolly good fellow 82
for him 328
for her sake 60
for himself 17
for how long 637
for helping me 16
for help 25
sake 100
for her 243
for he's a jolly good fellow 82
for him 328
for her sake 60
for himself 17
for how long 637
for helping me 16
for help 25