Freaking traducir turco
5,888 traducción paralela
You're small but freaking intense!
Ufaksın ama gerginsin de!
You're going to freaking die.
- Öyle bir öleceksin ki hem de.
I'm freaking out here, man.
Sinirlenmeye başlıyorum, dostum.
I definitely want kids. I'm just not freaking out about it yet.
Ben kesinlikle çocuk istiyorum, ama şu an pek hevesli değilim.
I'm freaking out right now!
Çok korkuyorum. Tuvalete gitmeliyim.
I had to go as a freaking cat lady.
Ben kedili manyak kadın olmak zorunda kaldım.
I saw the freaking thing.
I lanet şeyi gördüm.
It's a freaking mess.
Lanet olası bir karmaşa.
I don't give a shit. - I'm freaking out.
- Hiç sikimde değil.
Freaking better.
- Çok daha iyi şekilde.
Last time, you got your lipstick all over the can and you only had one freaking sip.
Geçen defa kutunun her tarafına ruj bulaştırdın sadece bir tek yudum almıştın.
You used to be the boss in prison, I'm sure, but you're not the freaking boss here!
Hapishanede patron olmaya alışkınsın, buna eminim ama burada lanet olası patron sen değilsin!
My freaking sis... my sister?
Benim lanet olası kardeşim, niye?
I told you not to freaking come here, now get your stuff and get out!
Sana bu siktiğimin yerine gelme dedim, şimdi eşyalarını topla ve siktir git!
What the hell are you doing with a freaking Sledgehammer?
Balyozla ne yaptığını sanıyorsun?
What are you, a freaking recording?
Nesin sen, bozuk plak mı?
I am, like, freaking out all over the place. Babe, I have, like, a lot of anxiety about this.
Korkudan elim ayağım ayrı oynuyor bebeğim, fena stres yaptım.
I kind of started, like, freaking out, and, like, started seeing things.
Adeta çıIdırmaya başlamıştım. Sonra bir şeyler görmeye başladım.
And I'm sitting here feeling bad for her that she's freaking out, and I'm trying to calm her down.
Burada, ona acıyarak oturuyordum korkudan ödü patlıyordu ve onu sakinleştirmeye çalışıyordum.
You just have to tell me what to do, because I am... I am freaking overwhelmed.
Sadece bana ne olduğunu söyle çünkü ben resmen kafayı yemiş durumdayım.
I freaking can't believe it's you.
Resmen sana inanamıyorum.
Donna Ericone, Mall of freaking America.
Donna Ericone, Kahrolası Amerikan Avm'den.
I'm sorry, I'm just freaking out about the competition tomorrow.
Özür dilerim. Yarınki yarışma için heyecanlıyım.
Oh, yeah. Totally. Mat's, like, freaking out about it.
Evet ama Mat bu durumdan rahatsız.
- Yes, yeah, abso-freaking-lutely.
- Evet. Kesinlikle.
I'm going on tour because I think it would be freaking awesome.
Çıkıyorum çünkü bunun harika olacağını düşünüyorum.
But inside, I'm kind of freaking out.
Aslına bakarsan çok da korkuyorum.
You freaking stole one?
- Çaldın mı yoksa birini?
This is freaking me out, man.
Çok korkuyorum dostum.
I just wanted to apologise for freaking you out.
Sana öyle tepki verdiğim için özür dilemek istedim.
She came out of nowhere, and she clocked me with a freaking coffee pot.
Nereden çıktı anlayamadım! Kahve fincanıyla kafama vurdu ya.
She was freaking me out.
Beni korkuttu.
Look, you guys are freaking me out, okay?
Beni korkutuyorsunuz, tamam mı?
Can I not voice one opinion without you freaking out?
Seninle sen çıldırmadan konuşabilecek miyim?
Your dad's freaking out.
Baban çıldırdı!
I'm fucking freaking out.
Delireceğim. Yapayım mı?
It's all been a front, because I'm fucking freaking out.
Sahteydi, endişeden kuduruyorum.
One of us has to be not freaking out.
Birimizin sakin kalması lazım ama.
Max is freaking weird, Amy.
Max kaçığın teki, Amy.
So, where you been dancing, the freaking Bolshoi or something?
Önceden nerede dans ettin, Bolşoy Tiyatrosu'nda falan mı?
You're freaking fast.
- Tazı gibisin be.
Why does this freaking son of a bitch always have to happen to me! Aww!
Neden bu kahrolası orospu dölü hep benim başıma gelmek zorunda ki?
Don't start freaking out, okay?
- Panik yapmaya başlama, tamam mı?
No, Agustín, I'm not freaking out.
- Hayır, Agustin. Panik yapmıyorum.
It's freaking me out.
Beni biraz tedirgin etti.
- And you know what? If it freaks you out so much, why don't you get your boss to do something about the freaking rents in this town.
Bu seni o kadar rahatsız ettiyse Neden patronuna şehirdeki kiralar konusunda bir şey yapmasını söylemiyorsun?
That cow on the window is really freaking me out.
Pencerede ki inek ödümü koparıyor cidden.
Stop it, you're freaking me out.
dur beni korkutmaya başladın.
Okay, so maybe it wasn't phrased like freaking ten commandments
- Çok iyiydi.
You freaking hit him, man.
Ezdin geçtin!
They freaking did it.
Başardılar lan.