Go back traducir turco
55,933 traducción paralela
How do I go back to my job now?
İşime nasıl geri döneceğim?
How do I just go back to my life, knowing what you and John really think of me?
John ve senin gerçekten bunu benim yaptığımı düşündüğünü bilerek nasıl hayatıma devam edeceğim?
Wait, go back.
Bekle, geri gel.
Isaac, we have to go back.
Isaac, geri dönmemiz gerekiyor.
You go back in there and something happens to you, his sacrifice means nothing.
Oraya geri gidersen ve sana bir şey olursa fedakarlığının bir anlamı kalmayacak.
We have to go back.
Geri dönmemiz gerekiyor.
I should go back to CTU for my debrief.
ATB'ye geri dönüp ifademi tamamlamalıyım.
Certainly, I wish I could go back and change the history of the Baudelaires at this very moment rather than the descent into misery, tribulation and... dire inconvenience which will occur shortly.
Geriye gidip tam bu anda Baudelaireların geçmişini değiştirebilmeyi, yakında yaşayacakları büyük sıkıntıları, ıstırap ve çilenin pençesine düşmelerini önleyebilmeyi çok isterdim.
One, he fails, in which case we sail around till we tire of it, then go back to the camp.
Bir, beceremez. Daireler çizer ve usanıp geri döneriz.
There are times I wish I could go back to being that little girl.
Bazen keşke yeniden o küçük kız olabilsem diyorum.
Let's just go back to the shop.
Hadi dükkâna geri dönelim.
- You should go back to bed, Kala.
- Yatağa dönmelisin Kala.
My... go back to sleep.
Oğl... Uyu sen.
You should... go back to the tight suit store.
Sen de dar takım elbise mağazana geri dön.
I dont wanna go back down there living with those motherfuckers.
Dünyadaki yavşaklarla yaşamak istemiyorum.
I don't think we can ever go back there again.
Oraya bir daha gideceğimizi sanmıyorum.
Or maybe we should go back to the woods tonight and find the killer.
Ya da bu gece ormana dönüp katili bulmalıyız.
- I mean, look, sometimes it got screwy when Jane and Martin would go back and forth.
Jane ve Martin gidip geldiğinde bazen işler karmaşık bir hal almış.
I can go back to that.
İşime geri dönerim.
And when you're done, do you think that you'll go back to New York, or what do you think you'll do?
İşin bitince New York'a dönecek misin? - Ne yapacaksın?
Mia, if he misses home, we'll go back on a trip.
Mia, eğer evini özlüyorsa yine oraya dönebiliriz.
If he misses home, we'll go back on a trip.
Eğer evini özlüyorsa yine oraya dönebiliriz.
Why can't you simply go back in time and reverse this entire series of events?
Neden zamanda geriye gidip bu olaylar dizisini tersine çevirmiyorsun?
Can't you go back to the moment just before the Ripper escapes in your time machine and stop him?
Karındeşenin makinenle kaçtığı ana geri dönüp onu durduramaz mısın?
Can we just go back to a regular coffee maker?
Sadece normal bir kahve makinesine geri dönebilir miyiz?
Shouldn't we go back?
Geri dönmemiz gerekmez mi?
I don't go back.
Ben geri dönmem.
Go back and see if you can unhook that thing.
Git, şunu arkadan çıkarmaya çalış.
Um, Mickey, why don't you just go back to work?
Sen ofise dön istersen.
Just go back to the...
Tekrar al...
And you'll just go back to being a nobody from nowhere island.
Sen de hiçbir yer adasında bir hiç kimse olacaksın.
You don't wanna go back to Pen Gu?
Pen Güya dönmek istemiyor musun?
Hey, let's go back inside.
İçeri girsek nasıl olur?
Why don't you go back to bed, hmm?
Neden yatağa gitmiyorsun, hmm?
Are you sure you're feeling well enough to go back to work?
İşe gidecek kadar iyi hissediyor musun kendini?
Well, if you're so fixed and special, why don't you go back to New Jersey or London or wherever the fuck you're from?
O kadar düzgün ve özelsen neden New Jersey'ye ya da Londra'ya veya nereliysen oraya dönmüyorsun?
- We should go back inside.
- İçeriye dönmeliyiz. - Hey!
Guys, go back to bed.
Millet, yatağa dönün.
When you go back and you look at where these hog facilities are located, there's a disproportionate number of them that are located near communities of color.
Gidip bu domuz tesislerinin yerlerine bakarsanız bunların çoğunluğunun siyahi nüfusun yoğun olduğu yerlere yakın olduğunu görüyorsunuz.
There have been times in the past that I have gotten ready on a Sunday and gotten ready to go to church and come out and the smell was so strong that I had to go back and regroup because it had got in my clothes, and I just couldn't go to church
Geçmişte Pazar günü kiliseye gitmek için hazırlanıp ISAAC WARD DUPLIN BÖLGESİ SAKİNİ evden çıktığımda güçlü bir kokuyla karşılaştığım ve eve dönüp üzerimi değiştirmek zorunda kaldığım zamanlar oldu. Çünkü koku kıyafetlerime sinmişti ve o hâlde kiliseye gidemezdim.
Back up on the gurney, let's go.
Sedyeye geri dön. Gidelim.
They'll go in, sweep the room, then head back out here.
İçeri girer, odayı tarar, sonra tekrar dışarı çıkarlar.
Let's go around back.
Arkadan girelim.
I can get back to my magazine, and you can die on the floor and go straight to hell.
Dergimi okumaya devam ederim, sen de yerde nalları dikip cehenneme gidersin.
But, we have to go outside to access it and get Earth back online.
Ama tamir etmek ve dünyayla iletişimi tekrar sağlamak için birinin dışarı çıkması lazım.
I know you're supposed to drive out tonight, so if you don't call me back, just promise me you're actually going. Just get in the jeep and go.
Bu gece yola çıkacağını biliyorum ama beni geri aramazsan sadece gerçekten gideceğine söz ver.
I'm just saying, like... if I saw, like, an old movie and your face was in it, like, even if you were, like, in a crowd, like, way back in the background, I would, like, notice you and I would go, like...
Diyeceğim şu ki izlediğim eski bir filmde senin de bir rolün olsaydı, arka plandaki kalabalığın arasına karışmış olsan bile gözüme takılırdın ve şöyle bir tepki verirdim...
Oh, Tyler and I actually go way back... to first period.
Aslında Tyler'la tanışıklığımız birinci derse dayanıyor.
♪ We can ride all night... ♪ Is it weird I want to go back in?
Dönmeyi istemem tuhaf mı?
- You wanna go back to your mother's?
- Annenlere dönmek ister misin?
So, I've had people go vegan, and they come back to me and they're like,
Vegan olma kararı veren hastalarım oldu.