Gonna be okay traducir turco
8,870 traducción paralela
- Dad's gonna be okay.
- Babam iyileşecek.
Come on, you're gonna be okay.
Hadi, iyileşeceksin.
You're gonna be okay.
Bir şey olmayacak.
And I knew right then that I was gonna be okay.
O zaman her şeyin yoluna gireceğini anlamıştım.
Look, he's gonna be okay.
Bak, iyileşecek.
It's gonna be okay.
Her şey yolunda gidecek.
You're gonna be okay.
Her şey yolunda.
You're gonna be okay.
Sana bir şey olmayacak.
You're gonna be okay, kid.
İyi olacaksın çocuk.
Calm down, it's gonna be okay.
Sakin ol, her şey yoluna girecek.
Everything's gonna be okay.
Her şey yoluna girecek.
You gonna be okay?
Başının çaresine bakabilecek misin?
- Hold it tight, Matt! - You're gonna be okay.
- Sıkıca bastır Matt!
You're gonna be okay.
- İyileşeceksin dostum.
You're gonna be okay.
İyi olacaksın.
Are we gonna be okay?
Sıkıntı çıkmayacak değil mi?
Everything's gonna be okay, all right?
Her şey yoluna girecek, tamam mı?
You're gonna be okay, baby.
İyileşeceksin bebeğim.
It's gonna be okay.
İyi olacak.
You're gonna be okay, Mom.
İyi olacaksın anne.
- It's gonna be okay.
- Buradayım, sorun yok.
Yeah, you're gonna be okay.
Her şey geçti.
You're gonna be okay, Tiger. Sammy!
- İyileşeceksin kardo.
"You're gonna be okay, son. You're gonna be all right."
Her şey düzelecek. " falan demiş.
It's gonna be okay.
Her şey yoluna girecek.
You're gonna be okay, Mom.
İyileşeceksin, anne.
It's gonna be okay, Ruthie.
Her şey yoluna girecek, Ruthie.
I'm 15! Ruthie, it's always gonna be okay.
Ruthie, her şey her zaman yoluna girer.
- It's not gonna be okay!
- Girmeyecek! Yoluna girmeyecek!
It's all gonna be okay.
Her şey yoluna girecek.
It's gonna be okay, Ruthie.
Her şey iyi olacak, Ruthie.
We're gonna be okay.
Her şey yoluna girecek.
You gonna be okay?
İyi olacaksın.
He gonna be okay?
İyi mi gelecek?
Don't worry, Jill, I'm okay. My toe's gonna be okay.
Endişelenme Jill, iyiyim Parmağım iyi olacak.
It's gonna hurt just for a second, and then you're gonna be okay.
Bir anlığına acıtacak ama sonra iyileşeceksin.
All right, you're gonna be okay.
Tamam, sen düzelecek.
Hey, hey, hey, hey, hey, we're all gonna be okay.
Hey, hey, hey, hey, hey, biz tüm düzelecek konum.
We're gonna be okay.
Yapacağız düzelecek.
You're gonna be okay, Joe.
- Dayan.
Okay, for the eight of you living in this house and the eight of you living next door, there's gonna be some guidelines for living here.
Pekala, sekiziniz bu evde ve diğer sekiz kişi de yan evde yaşayacak. Burada yaşamanın bazı kuralları var.
You're gonna have to be patient and wait in line just like everyone else, Mrs. Otterton. Okay. Okay?
Siz de sabredip herkes gibi sırada bekleyeceksiniz Bayan Samurgil, tamam mı?
Everything's gonna be okay.
Her şey düzelecek.
Pete, you're gonna be all right, okay?
Pete, iyi olacaksın, merak etme, tamam mı?
Okay, we'll, uh... we're gonna be moving on.
Tamam, biz, uh... Biz devam edeceğiz.
It's not gonna be a disaster, okay?
Bu felâket olmayacak, tamam mı?
You're gonna miss the 10 : 00 meeting and I don't wanna be doing this, okay?
Saat 10'daki randevuyu kaçıracaksın ve bunu yapmak istemiyorum.
No! You're not gonna be gathering anything, okay?
Hayır, hiçbir şeyi toplama.
- Okay, so... if you're not gonna be a lawyer, then what?
- Bi cacık olmaz. Avukat olmayacaksan, ne olacak peki?
Okay, I'm not always gonna be here to do your tie, you know.
Tamam, ama kravatını hep ben bağlayamam.
I'm gonna need you to be brave, okay?
Cesur olman gerekiyor, tamam mı?