English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ G ] / Groomer

Groomer traducir turco

51 traducción paralela
You have to take them to an animal groomer, and it's pretty expensive.
Onu hayvan berberine götürmen gerekir ve bu çok pahalı.
Kirby. Kirby. - He's at the groomer's.
- Erkek arkadasinda.
I can drop off my dog at the groomer.
Köpeğimi bakıcıya bırakabilirim.
That's an electric nostril groomer.
O elektrikli bir burun kılı kesicisi.
She even sent me to the dog groomer to get the gray out of her poodle.
Kanişinin beyazları için beni köpek kuaförüne bile gönderdi.
You said- - l always said, " Dog groomer, honey.
Sen de hep derdin ki... "Köpek Bakıcısı" derdim.
What about dog groomer? "
Köpek bakıcılığına ne dersin?
Someone has to be the dog groomer.
Birilerinin köpek bakıcısı olması gerekir.
I took him to the groomer's.
Onu köpek kuaförüne götürdüm.
Apparently, the dog groomer delivers.
Anlaşılan, köpek kuaförü elden teslim ediyor.
YOU'LL GET IT WHEN I RETURN A NOW SLIGHTLY USED MUSTACHE GROOMER TO HAMMACHER-SCHLEMMER.
Az kullanılmış bir bıyık düzelticiyi Hammacher-Schlemmar'a iade ettiğimde alacaksın.
Your sign doesn't say "live dog groomer."
Levhada "yaşayan köpekler yıkanır" yazmıyor.
Plus you got the dog groomer next door in case your Korean friend wants some lunch.
Hem yan tarafta köpek berberi var. Belki Koreli arkadaşların öğle yemeği ister.
Hey, do you believe there's a dog groomer there in case somebody needs a snack?
Atıştıracak bir şey isteyen olursa yan tarafta köpek berberi var.
The groomer missed one of Mr. Muggles'nails.
Bay Muggles'ın tırnaklarından birini atlamışlar.
I'm so sorry I am late but I gotta pick up Sounder from the groomer because I wanted him to be a lovely and pretty... for the studio meeting.
Kusura bakmayın geciktim ama Saunder'ı barınaktan almam gerekti. İlk stüdyo görüşmemizde tatlı ve sevimli haliyle olmasını istedim çünkü.
Yeah, you know... See, as luck would have it, our dog "Ballsy" suffered a minor maiming at the groomer's.
Evet, bilirsiniz evi alma şansımız olursa, köpeğimiz "Ballsy". veterinerde az biraz acı çekebilir.
The groomer ran out of orange, so we thought we would...
Kuaför turuncudan kaçındı. Biz de düşündük ki...
It's also a multimedia player, a can opener a dog groomer a vacuum cleaner a baby monitor.
O bir video oynatıcı, aynı zamanda konserve açacağı bir köpek bakıcısı bir elektrikli süpürge bir bebek telsizi.
Oh, Wexler has the groomer at three.
Wexler, üçte tıraşa gidecek.
We met at the groomer.
Köpek bakım evinde tanıştık.
A groomer or some shit.
Temizleyici falan.
Joanna took Coco to the groomer's.
Joanna, Coco'yu güzellik salonuna götürdü.
I heard about this professor at MIT who melted down, bought a van, and spent the rest of his life as a mobile dog groomer.
MIT'deki bir profesörün bir minibüs alıp, hayatının geri kalanını seyyar köpek tımarcısı olarak geçirdiğini duymuştum.
Hi, it's Sandra from the dog groomer.
Merhaba, ben Sandra. Köpek kuaföründen arıyorum.
"update phone sheet, take dogs to groomer, write coverage of eugenides."
"telefon defterini güncelle, köpekleri tımara götür, kimyasalların içeriğini yaz."
She even took me to the groomer.
Tımarcıya bile götürdü beni.
Why do you think we waited so long to take you to the groomer's last month?
Geçen ay seni tıraşa götürmek için neden o kadar bekledik sanıyorsun?
You ever thought about taking that dog to a groomer?
Onu hiç tımara götürmeyi düşündün mü?
I'm a dog groomer.
Köpek tımarcısıyım.
Only when she goes on her walk or to the groomer's.
Sadece yürüyüşe çıkarıldığı ve kuaförüne gittiği zaman benden ayrılır. Pekâlâ.
So that means Lolita was off at the groomer's, so, no.
Bu da demek oluyor ki, Lolita o gün kuaföründeydi. Yok, değil.
He's a dog groomer and breeder who's lived in Los Angeles his entire life.
Adam hayatı boyunca Los Angeles'ta yaşamış köpek bakım ve üreticisi.
All I have here is a few sweaters, books, bank stuff, computers, mail, collectibles, medicine and my electric body groomer.
Burada sadece birkaç kazak kitaplar, banka belgeleri, bilgisayar postalar, koleksiyonlar, ilaçlar ve elektrikli tıraş aleti var.
If you want to know how to get to my dog groomer, sure.
Köpeğimin bakıcısına nasıl ulaşacağını merak ediyorsan eğer, elbette.
Shamed super groomer and all-round pillock of the community Jason Gladwell has resigned as an MP, saying he could no longer maintain his position.
Camianın utanç içindeki süper tımarcısı ve çok yönlü gerzeği Jason Gladwell daha fazla makamında kalamayacağını söyleyerek milletvekilliğinden istifa etti.
no walks, no trips to the groomer's.
Yürüyüş yok, tımarcı yok.
He's using my four-in-one groomer.
4'ü bir arada bakım setimi kullanıyor.
That's the dog groomer.
Bu köpek bakıcısı olmalı.
Sure, you'll act all friendly, gain his trust, chauffer him around on his little errands to the groomer and whatnot, but all the while, you'll be studying him, scouring out his weaknesses,
Dostça davranıp güvenini kazanacaksın. Ona şoförlük yapıp, tımarcıya falan götüreceksin. Ama bu süre boyunca onu iyice araştırıp zayıflıklarını belirleyeceksin.
You know, I'm not paying $ 300 for a dog groomer.
Bir köpek bakıcısına 300 dolar ödemiyorum.
Laser Groomer 3000 set to level three.
Lazer Tarayıcı 3000, üçüncü seviyeye ayarlandı.
The groomer was trying to put them together.
- Kadın, ikisini birleştirmeye çalışıyormuş. - Adam izleme listesindeymiş.
So finally, my husband took our poor dog to the groomer...
Bakın, biliyorum hepinizin aklında anne var.
I work at a pet groomer's.
Bir evcil hayvan bakım evinde çalışıyorum.
Sarah's Pomeranian needs to be at the groomer before lunch.
Sarah'nın Pomeranian cinsi köpeğinin öğle yemeği öncesinde kuaförde olması gerek.
It could just be a dude who's not serious man-groomer.
- Tırnaklarını kesmemiş bir erkek de olabilir.
Definitely not a groomer.
Kesinlikle bir damatçı değilim.
Your dog groomer confirmed your alibi.
Köpeğinizin bakıcısı sizi doğruladı.
POODLE GROOMER?
Köpek bakıcısı?
He's just a... a basic dog groomer.
Sıradan bir köpek bakımcısıymış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]