English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / Hadn't we

Hadn't we traducir turco

2,041 traducción paralela
Still, if Laurel hadn't seen that necklace on Marie's neck and followed her into the store, we may have never found our killer.
Eğer Laurel, Marie'nin kolyesini görüp onu mağazaya kadar takip etmemiş olsaydı katilimizi asla bulamaya bilirdik.
We hadn't counted on having to protect Mr. Rayborn from himself.
Rayborn'u kendisinden korumak zorunda kalacağımızı hesaba katmadık.
I know I shouldn't be saying this, but... seeing you again makes me wonder... if we hadn't gone to school on opposite sides of the country...
Biliyorum bunu söylememem gerekir ama seni yeniden görünce merak ettim memleketin zıt taraflarındaki üniversitelere gitmeseydik...
WE'D MADE A SPLASH, BUT WE HADN'T FIXED THE WORLD.
Bir çalkantı yarattık belki ama dünyayı düzeltemedik.
You know, we hadn't said one word to each other in 13 years.
13 senedir birbirimizle tek kelime konuşmadık.
The only thing we hadn't got was the authorization to fly the plane.
Sahip olmadığımız tek şey uçağı uçurmak için gerekli izindi.
Because when it came to that morning. and we still hadn't signed the papers we needed to get the aeroplane airborne.
Çünkü o büyük sabah geldiğinde, uçağı uçurmak için gerekli kağıtları daha imzalatamamıştık,
Oh, I don't know how long we would have been there if ethan hadn't shown up to tell us about the jackhammer.
Oh, eğer Ethan gelip bize matkap olayını söylemeseydi Orada daha ne kadar kalırdık hiç bilmiyorum.
If you hadn't have picked up on the Imam... we wouldn't have found the tapes.
Sen, imam üzerine yoğunlaşmasaydın biz o kayıtları bulamayacaktık.
Maybe we wouldn't be failing if you hadn't fired our teacher.
Öğretmenimizi kovmamış olsaydınız belki de başarısız olmazdık.
Because there's something else at work here, George, that we hadn't thought of : a third man.
İşin içinde başka iş var da ondan George. Üçüncü bir adam var.
Then we'd better find out where he's going to strike next, hadn't we?
Sıradaki kurbanı bulmalıyız.
We hadn't shown up... but why risk it?
Gelmeseydik... Ama neden riske attı?
If the Devil hadn't interrupted we most certainly would have ended up in bed together.
Şeytan araya girmese muhtemelen geceyi yatakta tamamlardık.
If we hadn't seen it at the right time... sister-in-law's life was in danger.
Eğer tam zamanında görmeseydik... Yengenin hayatı tehlikedeydi.
Uh, we're in our thirties, hadn't met anyone.
kimseyle çıkmamış bekarlardık.
If you hadn't suggested that we go to the Indian restaurant,
Eğer sen hint restoranına gitmemizi önermeseydin...
Miss, if we hadn't handled the weapon or contaminated the crime scene...
Silaha dokunmamış veya olay yerini bozmamış olsaydık- -
And I wish you hadn't called me stupid twice in one sentence, but here we are.
Ben de aynı cümle içerisinde bana iki kez aptal dememeni isterdim ama söyledin işte.
If hadn't been looking for Sal's gun, we never would've stumbled on to this other thing.
Sal'ın silahı olmasaydı, bu şeyi asla öğrenemezdik.
He hadn't eaten, we fed him.
Yemek yememişti. Karnını doyurdum.
If only that rosalind woman hadn't popped up and spoiled things. We were gonna get you here nice and quiet, so we could take our time.
Bir de o Rosalind denen kadın çıkıp işleri bozmasaydı seni sessiz sakin buraya getirecektik ve uzun uzun ilgilenecektik.
That's the word Rebecca used, but we didn't know it did that yet. We hadn't figured it out.
Rebecca'nın kullandığı kelime buydu ama o sırada bunu biz bile daha bilmiyorduk.
If we hadn't found something, she probably would have glared us to death.
Eğer bir şey bulamamış olsaydık büyük ihtimalle bizi dik dik bakışlarıyla öldürürdü. Evet.
Ifl hadn't seen them, where would we be now?
Eğer görmeseydim kimbilir nerde olacaktık?
We hadn't gone anywhere fun in like, months.
Aylardır bir kez bile eğlenceye çıkamamıştık.
If I hadn't slept on that mattress... we could have just returned them and moved on.
Eğer o yatakta yatmamış olsaydım, geri verip, bu olayı arkamızda bırakırdık.
Because the last I checked, we hadn't positively ID'd these bodies yet.
çünkü son baktığımda, biz kimlikleri tam olarak tespit edememiştik.
Hadn't we ought to report this to the police?
Durumu polise bildirmemi ister misiniz? Bay Holmes.
If it hadn't been for juror number nine, we would have convicted.
Eğer dokuz numaralı üye olmasaydı onu mahkûm edebilirdik.
What if we hadn't found her in time?
Ya onu zamanında bulamasaydık?
You know, if you hadn't gotten to your boy when we did, Things could have been a lot worse.
Bağımlıyken oğlunuzun durumunun farkına varmasaydınız işler daha da kötü gidebilirdi.
We hadn't had sexy boom-boom yet, so I was certain this would impress her.
Daha seks yapmadık. O yüzden, bunun onu etkileyeceğinden emindim.
If we hadn't followed his orders, it would be our necks in nooses.
Emirlerine uymasaydık ilmektekiler bizim boyunlarımız olurdu.
And if we hadn't come along, when do you think you'd be getting in it?
Ve eğer biz gelmeseydik tam olarak ne zaman arabanın içinde olacaktınız?
No, me and sam, we hadn't talked in... Hell, five years.
Ben ve Sam yaklaşık beş yıldır konuşmuyoruz.
You know, like, ever since that night at the party, even though I hadn't seen you in years, it's like we just picked up, like we'd never been apart.
Bilirsin, sanki, o gece ki partiden beri, seni bir yıldır görmememe rağmen, Sanki biz sadece iyileştik, hiç ayrılmamışız gibi.
Um, we had been to a lot of the same parties and clubs, but we hadn't really been introduced.
Birçok partide ve kulüpte bir araya gelmiştik zaten, ama birbirimizle tanışmamıştık.
There was another girl, but we hadn't fully committed to her.
Evet, başka bir kız vardı ama ona söz vermemiştik.
We wish it hadn't.
Olmasını hiç istemezdik.
We wouldn't have had to steal one if you hadn't sat on ours!
Bizimkinin üzerine oturmasaydın çalmak zorunda kalmazdık.
By the time we got to France, we kind of relaxed into it but for the first while, you are, because as well as the fact I hadn't really done anything before.
Fransadayken, hepimiz rahattık ilk sefer için, ben gerçekten önce bir şeyi gerçekten hiç yapmamıştım.
If we hadn't aborted the operation they would've made the people lynch us.
Eğer durmasaydık, bizi halka parçalatacaklardı.
But we'd never have got so far, if it hadn't been for Lund
Ama Lund olmasaydı asla bu kadar ilerleyemezdik.
We hadn't met them yet, but we could hear them all the time.
Henüz tanışmamıştık ama sürekli gürültülerini işitiyorduk.
That's something we hadn't considered.
Bunu düşünmemiştik.
In case you hadn't heard, we had to let the room service go due to the economy.
Eğer duymadıysan, ekonomi yüzünden oda servisini çıkarmak zorunda kaldık.
It bothered her, we hadn't seen him
Onu görmemiş olmamız avukatı rahatsız ediyordu.
We don't want to do anything that we hadn't thought through.
Elbette.
We hadn't talked about a date.
Tarih belirleme işini konuşmamıştık.
- Well, for example, about the guys we'd have seen on the Interior Intelligence video, if it hadn't gone missing.
... iç İstihbaratın videosunda görülen adamlar hakkında. Tabii kaybolmasaydı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]