English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ H ] / He'll be right out

He'll be right out traducir turco

81 traducción paralela
He'll be right out.
Hemen geliyor.
He'll be right out.
Şimdi gelir.
He'll be all right when we get the bullet out.
Mermiyi çıkaralım, bir şeyi kalmayacak.
HE'LL BE RIGHT OUT, FRED!
Doğruca dışarıya çıkacaksın, Fred.
- He says he'll be right out.
- Hemen geliyor.
Dr Quinn said he'll be all right, but he's still out cold.
Dr Quinn iyi olduğunu söyledi, ama hala kendinde değil.
Yes, he'll be right out.
Evet, hemen geliyor.
He'll be right out.
Hemen çıkıyormuş.
Maybe you better stay and find out what it's like being married to a marshal. If he doesn't handle this right, he'll be a dead man.
Ah, bayan belki de marshal ile evlenmekle, iyi yapmıyorsunuz, biliyorsunuz hayatı her an tehlikede, her an ölebilir.
He's in there, he'll be right out.
İşte içeride, şimdi çıkar.
You can bring him oranges on Sunday and in five years... you'll be right there when he comes out.
Her pazar ona portakal götürürsün. Ve beş yıl sonra çıkışta kavuşursunuz.
I'll be able to find out whether he is a good brother to me. As for you, ifyou appreciate me, hold me in esteem, ifyou're the right man.
Onun için gerçekten iyi bir kardeş olup olmadığını, sizin için de bana değer verip vermeyeceğinizi, doğru eş olup olmayacağınızı bilmem gerekir.
He'll be right out.
Hemen çıkar.
Have a seat, he'll be right out.
- Size söylemiştim birisi cüzdanımı çalmış! - Oturun, hemen gelecek.
He'll be right out.
Birazdan çıkar.
And once he's wiped out the lobster beds... there's no way they'll be able to replenish themselves, right?
Istakoz yataklarını yok ettiğinde tekrar yenilenmeleri mümkün olmaz değil mi?
If he's at the front door, we'll go out the back door, since he can't be at two places at one time, right?
Ön kapıdaysa arka kapıdan çıkarız aynı anda iki yerde birden olamaz tamam mı?
That's all right. They'll be back. He went out for his urinalysis.
İdrar tahlilinden sonra geri dönecek.
More than usual, but he'll be all right as long as the gin holds out.
Normalden ağır, ama cin tükenmedikçe bir şey olmaz.
- He'll be "president of the company just in from out of town," all right?
- Şirketin başkanı olacak... Şehre dönmesini bekliyorlar sadece tamam mı?
I want you to do me a favor. That phone rings, whoever it is, say "He'll be right back." I'm running out to the car.
Telefon çalarsa, her kimse "hemen geri gelecek" de.
He'll be right out.
Birazdan gelir.
If you fiind anything out about where He might be... you'll let me know, right?
O'nun nerede olduğuyla ilgili herhangi bir bilgi edinirseniz bana haber verirsiniz, değil mi?
- Ahh he'll be fine. I'll just take him home and show him some good hard core porn, he'll snap right out of it, won't you Ned?
Şimdi eve götürüp ona güzel bir sokuşlu porno gösteririm, kendine gelir.
I mean, Dawson's out right now with Pacey, enjoying his birthday, by the time he gets here, he'll probably be in a great mood.
Dawson şu anda Pacey'ye doğum gününü kutluyor. Buraya geldiğinde çok keyifli olacak.
If his superiors find him like this he'll be banished from the colony and our trade agreement will go right out the airlock.
Eğer üstleri onu böyle bulurlarsa sömürgeden ihraç ederler ve bizim yapacağımız ticaret sözleşmesi havaya gider.
He's got a chunk taken out of his neck but he'll be all right.
Boynundan irice bir parça gitmiş. Ama durumu iyi.
He'll be right out.
Hemen geliyormuş.
He'll be right behind me. He can help you out with the paperwork.
Birazdan bana yetişir, kağıt işlerini yapmanda sana yardım eder.
But he's gonna get out in the morning, so he'll be all right.
Kalp rahatsızlığı gibi bir şey. Sabaha taburcu olacak. Yani iyi.
If I know Leo, then right around now he'll be figuring out that I made Piper cast the spell.
Ben Piper büyü yapılmış bu Leo biliyorum, o zaman şu anda etrafında o bulmaktan olacak.
Three days, he'll be taking chicken out of my mouth. Right, baby?
Üç gün içinde elimden tavuk yiyor olacak, değil mi?
But he had me write out "I'll be back" with my right and left hand.
Bana iki elimle de, "Döneceğim" yazdırmıştı.
- He'll be right out.
- Hemen geliyor. - Teşekkürler.
You'll be going hot and heavy with your boyfriend, he squeeze too hard, that thing fly right out your mouth.
Erkek arkadaşınla iş pişirirken, çok fazla sıkarsa ağzından fırlayıverirler.
Ok, you made it up here without passing out or vomiting, now just calmly and eleguantly explain that you can't open the door right now, and he'll be on his way.
Pekala. BayıImadan ve kusmadan buraya kadar gelebildin. Şimdi sâkin ve kibar bir şekilde kapıyı neden açamadığını anlat.
The boy's getting dressed, he'll be right out.
Çocuk giyiniyor, birazdan gelir.
He'll be right out.
Onu çıkaracağız.
Oh, he'll be right out.
Oh, şimdi gelir.
- He'll be right out. - Good.
- Birazdan hazır olur.
- He'll be right out.
Şimdi çıkacak.
Alex doesn't know this odd-ball yet, but he'll turn out to be an important person, even though their encounter didn't start out on the right foot.
Alex'in henüz olan bitenden haberi yok. ... ama o, ileride önemli biri olacak.. ... tanışmaları henüz başlamadı bile.
So have a seat and he'll be right out.
Siz oturun, birazdan yanınızda olur.
He'll be right out.
- İyi olacak.
He'll be right out. He's just getting his stuff.
Eşyalarını topluyor, birazdan çıkar.
He'll be right out.
- Hemen çık!
and hopefully he'll just shit the stick right out of his ass. lt'd be good for him.
Ve ümidimiz kıçındaki şemsiyeyi çıkarmak. Onun için iyi olacaktır.
He'll be right out.
Birazdan müsait olacak.
All right, look, he's gonna be passing out any minute now, so just go ahead and order and I'll be there as soon as I can, all right?
Tamam, her an sızabilir. Siz siparişlerinizi verin. Ben en kısa sürede geleceğim, tamam mı?
Jimmy said he'll be right out.
Jimmy hemen geleceğini söyledi.
Well, if you beat us he'll be passed out, right?
Bizi yenerseniz sızar kalır zaten.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]