Be right out traducir turco
2,274 traducción paralela
I'll be right out.
Hemen geliyorum.
MTAC... I will just be right out here then!
Ben buradayım o zaman.
We'll be right out.
Hemen çıkıyoruz.
Well, we're almost done in here and we'll be right out.
İşimiz bitmek üzere zaten, birazdan çıkarız.
- Okay, well, Mike'll be right out.
- Tamam, Mike şimdi gelir.
I'll be right out.
Hemen çıkarım.
He'll be right out.
Birazdan müsait olacak.
Be right out!
Hemen geliyorum!
All right, so this guy's gotta be in and out of the house Well before the night of the disappearance.
Bu adam, kaçırılma olayından önce de eve girip çıkmış olmalı.
He needs to be where he is right now, So I need you to figure it out.
Şu anda orada olması gerekiyor yani senin bulmanı istiyorum.
I mean, obviously normally you'd be upstairs, but selfishly, this'll give us a chance to work out a little bit more, right?
Normalde üst katta sizin olmanız gerekirdi ama bencilce düşünürsem, bu bize beraber çalışmak için bir şans verir, değil mi?
There will be men come here too, now and in a while ; Men who once wore the emblem of rebellion came now to express their shame for it. Right men, pull out!
Bir zamanlar isyancıların armalarını takanlar da, utanç duydularını göstermek için buraya geliyor ve gelmeye devam edecekler.
I mean, we should be out there looking for that other carjacker If he's so dangerous, right? You mean, like the time I busted up
Yani o kadar tehlikeliyse, biz de çıkıp diğer araba hırsızını aramalıyız.
All right, Jimmy and I'll case the lounge, make the I.D., and then follow him out of the terminal, where you'll be waiting, Luke.
tamam, Jimmyle ben salonda kimliği tespit edeceğiz. sonrada terminalin dışına kadar takip edeceğiz senin beklediğin yere, Luke.
All right, I'm gonna go to the diner, get there early, pretend to be her date, get her out of there, and try to explain what's going on.
Tamam, lokantaya bir gideyim, biraz erken gelip onun randevusuymuş gibi yaparım, onu oradan uzaklaştırıp ona durumu açıklamaya çalışırım.
All right, look, you - you sit'em down, And you be sympathetic, but don't drag it out.
Pekâlâ, önce onları oturt, empati kur ama kendini faza kaptırma.
You know, fake it till you make it, right? I'm kidding. Look, domestication seems to be working out for you.
Evet ama bu farklı bir durum.
If you, me, and, like, Travis barker were all hanging out and all of a sudden he just totally wanted to have sex with both of us, you'd be into that, right?
Eğer sen, ben ve mesela Travis Barker birlikte takılırken, birden ikimizle birden sex yapmak isteseydi kabul ederdin değil mi?
Let's get the rest tomorrow. I'll take the trash out, and I will be right in. All right.
- Bulaşıkları yarın hallederiz.
If the class finds out you'll be in for it, right?
Bunu sınıftakiler öğrenirse kötü olmaz mı?
Turns out, you didn't, so that's got to be some relief, right?
Rahatlaman gerekmez mi? Hala ölü.
Yeah, well... it's going to be a logistical nightmare, but we're going to figure it out'cause that's what powerful couples like us do, right?
Lojistik bir kabus olacak. Ama çözeceğiz. Çünkü bizim gibi güçlü çiftler bunu yapar değil mi?
And using our process, Mr. Gibson is gonna be able to mine it - right out from under you.
Ve Bay Gibson yöntemimizi kullanarak altınızdan alabilecek.
This area right here is lighting up like a Christmas tree. You'll be able to get a good six months out of that vein.
Bu bölge Noel ağacı gibi parlıyor.
There's got to be a way out of here, right?
Buradan bir çıkış yolu olmalı, değil mi?
and hopefully he'll just shit the stick right out of his ass. lt'd be good for him.
Ve ümidimiz kıçındaki şemsiyeyi çıkarmak. Onun için iyi olacaktır.
If you hadn't shot out that window when you did, my autopsy Would be full right now.
Eğer o pencereye ateş etmeseydin bizim de otopsimiz yapılıyor olabilirdi şu an.
You be all right if I pop out?
Dışarı çıkmam sorun olmaz değil mi?
Ms. McAllister, we'll be sure... to get a patrol out here right away.
Bayan McAllister, hemen buraya bir devriye aracı göndereceğiz.
My eighth birthday, right, he's supposed to be taking me out for the day, so he takes me to IKEA and he buys so much of that flat-pack furniture, that there's no room for me in the car, so he leaves me there
Sekizinci doğum günüm. O gün beni dışarı çıkaracaktı. IKEA'ya götürdü beni.
I'm not even supposed to be out of bed right now.
Aslında yataktan çıkacak halim bile yoktu.
The two out-of-town idiots are on auto-draft, but I haven't seen Vince all... He's supposed to be coming, right?
Şehir dışındaki salaklar otomatik kurada fakat Vince'i hiçbir yerde görmedim.
I-I pointed out that either we're right, and he's the hero for ending the crisis, or he's right, and he gets to be the first person to look at a brain infected with smallpox.
Biz haklıysak, bu krizi sona erdiren o olduğu için bir kahraman olacağını o haklıysa da çiçek hastalığı olan bir beyine bakan ilk insanın o olacağına değindim.
All right, look, the truth is I don't want to be left out.
Pekala, dinle, dürüst olmak gerekirse grubun dışında kalmak istemiyorum.
They're gonna be going out, right?
Zaten dışarı çıkacaklardı değil mi?
But then I thought, hm maybe you shouldn't do radical things right after a blond woman has ripped your heart out of your chest and stomped on it.
Fakat sonra sordum kendime : "Sarışının teki kalbini söksün senin, sonra da bir güzel çiğnesin ; sen de git onun için radikal bir değişiklik yap ha!" "Değer mi be kızım?" dedim.
Line be out the door, but we'd walk right in.
Dışarıya kadar kuyruk olurdu, ama biz kuyruk beklemezdik.
That's right, so you be safe out there.
Bu doğru, bu yüzden dışarıda dikkatli ol. - Olurum.
Come on, tell me there's anywhere you'd rather be right now than out on the streets with me.
Haydi ama, şu anda sokaklarda benimle olmaya tercih edeceğin her hangi bir yer söylesene. - Evet, yatağım.
All right, if you could escort them out, it'd be great.
Sağ olun. Dışarı kadar geçirebilirsen çok iyi olur.
'I clung to the idea that the inquest would right everything, that the truth would come out,'that Alan Maxfield would be held responsible for my son's death.'
Ama ben, soruşturmanın her şeyi açığa çıkaracağı fikrine sarıldım. Alan Maxfield'ın, oğlumun ölümünden sorumlu olduğu gerçeği ortaya çıkacaktı.
I'll sort the bike out, I'll be right in.
Bisikletimi bırakıp geliyorum.
Great, we'll be right out.
Çok güzel.
Right, and even if it turns out to be like that, it won't happen anytime soon.
Doğru, evlilik konusunun konuşulması hemen bir şeyler olacağı anlamına gelmez.
If we are to find out more about the Hong Tae Seong disowned by the Haeshin Group, this would be the only place to start, right?
Haeshin Grup tarafından evlatlıktan reddedilen Hong Tae Seong hakkında daha fazla bilgi bulursak bu sadece başlangıç yeri olur, öyle değil mi?
That man needs to be pulled out right now!
O adama izin vermemeliyiz!
This is the house right here, but ain't nobody out there, it's dead as hell.
İşte bu ev, kimse yok be orada, ölü gibi.
It all could be something right out of a Gale Weathers best-seller. And where is she now?
Peki şimdi nerede?
I'd love to be a fly on the wall, listening to Frank Campana right now and hear what he's saying in there. In and out.
Duvarın üstünden uçup, Frank Campana'nın söylediklerini duymak isterdim.
That's right and we want you to hit us up, be safe out there.
Evet bizi aramani ve burada güvende tutmani istiyoruz
Get the fuck out of here ; again, right now?
Hadi be oradan adamim..
be right back 646
be right there 245
be right with you 65
be right down 28
right outside 19
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
be right there 245
be right with you 65
be right down 28
right outside 19
outside 883
outer 19
outfit 21
outsiders 26
outrageous 90
outs 110
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outlaw 21
out now 39
out of context 16
out of curiosity 82
out of order 40
out of my mind 17
out of the blue 171
out of sight 112
out of interest 20
outstanding 214
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
outside of work 17
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of mind 55
out of town 49
out of nowhere 149
out of 299
out loud 97
outside of work 17
out of my sight 38
out of respect 50
out like a light 17
out of mind 55