He's innocent traducir turco
1,215 traducción paralela
I think he's innocent.
Masum olduğunu düşünüyorum.
"A great face, he's innocent looking"
"Güzel yüzlü, masum görünümlü."
W-wait... you have to confess. He's an innocent man.
Onun ne olduğunu bilmiyorum.
He came back... - to shed innocent blood. - What's blood for... if not for shedding...
O geri geldi masum kanı dökmek için.
- But the man's innocent, yet he's been in jail 15, 16 years.
- Ama adam masum. 15-16 yıldır hapiste.
Look ahead... he's holding an innocent child to ransom.
Önüne bak! Küçük bir çocuk ellerinde tutsak ve benim arkadaşlarım da.
"He's so mischievous but his countenance innocent."
Bunun formülü ne? Basit.Eğer halka düzse oğlan olur Eğer eğriyse kızın olur
He's innocent, Nelle.
O masum, Nelle.
- Do you believe he's innocent?
- Masum olduğuna inanıyor musun, John?
We both want to believe he's innocent.
İkimiz de masum olduğuna inanmak istiyoruz.
I believe he is innocent, if it's any consolation.
Teşekkür ederim. Eğer bu bir teselli olacaksa, masum olduğuna inanıyorum.
Maybe he's not our innocent.
Belki de kurtarmamız gereken o değildir.
He's out there right now torturing and murdering innocent life - forms just to get home a little quicker.
Tamam, Doktor. Şimdi git ve biraz çalış. Ne aradığımızı biliyorsun.
If he sinks, he's innocent.
Eğer batarsa, masumdur.
- He's innocent!
- O masum!
Without that tape, I cannot show you that the crowd fired first... and that Colonel Childers is innocent. But without that tape, they cannot prove... beyond a reasonable doubt that he's guilty!
Bant olmadan size ilk olarak kalabalığın ateş açtığını ve Albay'ın masum olduğunu kanıtlayamam ama bant olmadan onlar da suçluluğu konusunda ciddi bir şüphe uyandıramazlar.
If he's innocent, why is this taking so long?
- Masumsa neden uzun sürdü?
Daddy, don't pull the plantation master act with Sam, he's innocent.
Baba, Sam'e sert davranma,..... o masum.
- Not him. He's innocent.
- O masum.
He's very innocent
Oh canım!
Look, he's innocent.
Bak, o masum.
- The fact that he's innocent?
- Masum olduğu gerçeğini mi?
Look, we need to face the fact that he's one innocent
Bak, onun kurtaramayacağımız bir masum olduğu...
But your father's... I mean... He's been totally innocent in this, and... and he's the one that's sick.
Ama baban... yani bu olanlarda o tamamen masum ve ve hasta olan da o, değil mi?
What if he's innocent?
Ya masumsa?
He's not so innocent.
O kadar masum değil.
That he's innocent?
Masum olduğuna dair mi?
That he's innocent?
Şimdi ne diyor? Masum olduğunu mu?
Because he's just so innocent.
Çünkü o çok saf biri.
You can't tell he's innocent.
Onun masum olduğunu söyleyemezsin.
If he's such an innocent, why'd he plea-bargain?
Ama David masumsa niye suçu kabul etti?
Do you believe he's innocent?
Onun masum olduğuna inanıyor musun?
I know he's an innocent but not like Dawn innocent.
Masum olduğunu biliyorum ama Dawn kadar masum değil.
He's an innocent.
O bir masum.
He's the innocent?
O mu masum olan?
I mean, he's clean-cut, innocent.
Baksana güzel saç kesimi var, bence masum.
- I take it he's not an innocent victim.
- Sanırım masum bir kurban değil.
You think he's innocent?
Masum olduğunu mu düşünüyorsunuz?
MY CLIENT'S INNOCENT. HE WAS ENTRAPPED BY THIS OFFICER,
Bu memur tarafından tuzağa düşürüldü, tıpkı diğer erkekler gibi.
Maybe he's guilty and he's innocent.
Belki... belki suçlu ve masum.
He's been starting wars among innocent species, tampering with primordial gene pools, punching holes in the fabric of space-time.
Masum türler arasında savaş başlatıyor, eski gen havuzlarını kurcalıyor, uzay zaman dokusundaki boşlukları etkiliyor.
- Because he thinks he's innocent.
- Çünkü masum olduğunu sanıyor.
So we got two innocent men in jail and he's got an eight-day lead on us, so please, let's kick it in and see what we can do.
Öyleyse hapiste iki suçsuz adam var ve o bizden sekiz gün önde, o halde lütfen, işe başlayalım ve ne yapabileceğimize bir bakalım.
He's as innocent as a newborn lamb.
Yeni doğmuş bir kuzu kadar masum biri.
He's innocent.
O masum.
Every time I arrest someone... he's either innocent, amnesiac or an orphan.
Zaten ne zaman birini tutuklasam ya masum, ya amnezik ya da öksüzdür.
- I know he's innocent.
- Tabii ki.
I know he's innocent.
Onun masum olduğunu biliyorum.
He's innocent. Give him to me, I'll adopt him.
O masum, ben onu kabul edeceğim.
Orrie Cather's my best friend and he's innocent.
Burada beklemenizin bir anlamı yok.
Now, i'm sure your wife would not wanna see him punished if he's innocent, would she?
Gelin. Hayatım.
innocent 241
innocent until proven guilty 26
innocent people 55
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's so handsome 49
he's dead 3015
he's got a gun 260
innocent until proven guilty 26
innocent people 55
he's so cute 178
he's my uncle 44
he's mine 293
he's my husband 167
he's so handsome 49
he's dead 3015
he's got a gun 260
he's doing okay 17
he's my baby 20
he's my brother 335
he's gone 2224
he's my best friend 106
he's a doctor 159
he's an idiot 170
he's my dad 94
he's back 468
he's my cousin 54
he's my baby 20
he's my brother 335
he's gone 2224
he's my best friend 106
he's a doctor 159
he's an idiot 170
he's my dad 94
he's back 468
he's my cousin 54