He can do it traducir turco
1,417 traducción paralela
Heck, that's just plain egotistical of him, to think that he can do it all.
Hem kadın, hem erkek olabileceğini düşünmesi büyük bir bencillik.
Whether he can do it or not... is not the issue!
Yapabilsin ya da yapamasın önemli olan bu değil!
He says he can do it.
Yapabileceğini söylüyor.
Yeah, he can do it.
Evet, affettirebilir.
So he can do it without a transmutation circle...
Dönüşüm çemberi olmadan, ha?
He's out to control the galaxy, and I think he can do it.
Galaksiyi kontrol etmek için yola çıktı ve bunu yapabileceğini düşünüyorum.
He can do it.
Bunu başarabilir.
He can do it.
Başarabilir.
- He can do it in nine.
- Dokuz gün içinde başarabilir.
You need help, and he can do it.
Yardıma ihtiyacın var ve o sana yardım edebilir.
The next time he tried that I said you son of a bitch you can, you can scream your ass off at, at the clouds in the sky and at yourself but you re not going to do it to me.
Ne olduğunu şaşırırsın. Kendini yeryüzündeki son kadın falan mı sanıyorsun sen?
I bet he can't do it.
Bahse girerim, yapamaz.
But my friend Andrew made this, and he doesn't even cook for his boyfriends, so the least you can do is try and be polite and eat it.
Ama bunu arkadaşım Andrew yaptı ve o sevgilileri için bile yemek pişirmez. Bu yüzden, en azından tadına bakıp... nazik olmayı ve onu yemeyi deneyebilirsin.
He kept saying you can't do this to people, it's not fair.
Ne demek oynamadım? Gözlerimi kandırabileceğini mi sanıyorsun?
Can he really do it?
Bunu gerçekten yapabilir mi?
Yes, he can do tha for anybody he wants... whether we like it or not.
Evet, bunu dilediği herkes üzerinde uygulama yetisine haiz. Her ne kadar beğensek de beğenmesek de.
I can't do it but he can!
I can't do it but he can!
I can remember feeling angry with him because he was hurting me, and I was thinking "do it slow", and I also knew that he had to do it this fast.
Ona çok kızdığımı hatırlıyorum çünkü yaralanmıştım, "daha yavaş, daha yavaş" diye söyleniyordum Ama aynı zamanda, bunu yapmak zorunda olduğunu biliyordum.
What kind of clown would do that, stop somebody from earning a living? I guess he figures since he gave me my career, he can take it away.
Bu işi bana o vermişti, şimdi de elimden alabilir sanıyor.
But what he can't do is fence an item with someone's name engraved on it.
Ama başka birinin isminin olduğu çalıntı bir eşyayı satamazdı.
I can't begin to imagine what he could do with it.
Kılıç olmadan. Ben onunla neler yapabileceğini hayal etmek başlayamaz.
Maybe you want that, too, but.... lf you do, to be honest, I can't really see it because all I see when I look at you is somebody going through the motions because he thinks it's the right thing to do.
Belki bunu sen de istiyorsun. İstiyorsan bile, bunu bana belli etmiyorsun. Çünkü sana baktığımda tek gördüğüm sadece bunun doğru bir şey olduğunu düşündüğü için bir ilişkiye giren biri.
No, it's not. Look... God... if he can just waltz in there on his first day and do better than me, then... what does it all mean?
Tanrım, daha ilk günden benden iyi olabiliyorsa bu ne demek oluyor?
- he can come down and do it himself.
- buraya gelip kendisi yapabilir.
He said that... he never felt so close to anyone in his life... and that he can't wait for us to do it again.
Hayatı boyunca kimseye bu kadar yakın hissetmediğini ve tekrar denemek için sabırsızlandığını söyledi.
And it don't matter that some fool say he different...'cause the only thing that can make you different... is what you really do or what you really go through.
Bir delinin farklı olduğunu söylemesi önemli değildir çünkü seni farklı yapan tek şey ne yaptığın ya da neler yapacağındır.
He said standardised testing says I can't do it.
Standart test sonucuna göre yapamazsın dedi.
He can't do it.
Yapamazsın.
- Why can't he do it himself?
- Niye bunu kendi yapamıyor?
He has an idea what it can do...
Yapabilecekleri hakkında...
What am I talking... okay, when orrin comes, I'll blow it. I'll get kicked out, and then he can do whatever he wants with the coalition.
Orrin geldiğinde, bundan vazgeçeceğim ve birlikten atıldım, artık istediği şeyi yapabilir.
The question is, can he do it?
Başarabilecek mi?
- Because it's all he can do.
- Çünkü tek yapabileceği bu.
For weeks he didn't want to do it - and now he keeps repeating that not everyone can have children.
- Çok garip. Haftalarca istemedi şimdi de herkes çocuk sahibi olamaz diyip duruyor.
If he can't do it, no one can.
Eğer sen yapamıyorsan, hiçkimse yapamaz.
And if his slim hold on sanity requires that I tolerate his delusions until he can get help, I'll do it. It doesn't diminish me.
Eğer onun pamuk ipliğine bağlı akıl sağlığı yardım alana kadar sanrılarına katlanmamı gerektiriyorsa, tamam.
Can he do it?
Yapabilecek mi?
If anyone else has doubts, back out now or else he can't do it. At least with all he put in.
Aranızda şüpheli varsa, hemen işten ayrılsın, yoksa sonuna kadar beraberiz.
I mean, Avijit always's asking me... he says I hate it here, I can't do anything here, I can't study.
Tamam. Avijit bana hep söylüyor. "Buradan nefret ediyorum hiçbir şey yapamıyorum ders çalışamıyorum" diyor.
He's a punk gangster, there's nothing you can do about it.
Özür dileme. O bir gangster bu konuda senin yapacak bir şeyin yok.
He loves the country and knows all about estates and if he doesn't do it right, well, you can always sack him.
Kırlık bölgeleri sever ve emlak işinden anlar. İşine yaramadığını görürsen de her zaman gönderebilirsin onu.
If anyone can do it, then he'll be the champion.
Bunu kim başarırsa, şampiyon olacak.
There is nothing you can do about it... he could be any one.
Bunun için siz birşey yapamazsınız. O herhangi birisi olabilir.
How can you be so sure he'll do it when the time comes?
Vakti gelince bunu yapacağından nasıl bu kadar emin olabilirsin?
And if he can't do it... What will we do?
Yapamazsa, ne yapacağız?
No way he can't do it!
Yapamaz diye bir şey yok!
Can he do it?
- Bunu yapabilir mi?
He said, "I can't do it straight away, because all these things keep cropping up." Then he said, brilliantly, " If I was to do nothing for you,
Ardından zekice ve iyimser bir şekilde, "Senin için hiç bir şey yapacak olsaydım" bunu araya sıkıştırmak için zaman bulmak zorunda kalırdım. ", der.
If he can't do it, then you will.
Eğer o yapamayacaksa, sen yapacaksın.
What if the weatherman... predicts it's gonna rain just so he can keep people off the golf course and have it for himself? What do you think of that theory?
Ya hava durumu sunucusu insanları golf sahasından uzakta tutup sadece kendisi oynayabilmek için yağmur yağacağını söylüyorsa?
There's not a whole lot he can do about it.
O konuda yapabileceğimiz pek bir şey yok.
he can't swim 20
he can fly 25
he can handle it 31
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't come 19
he can't help you 16
he can fly 25
he can handle it 31
he can't 392
he can't walk 19
he can't speak 18
he can't hurt you 21
he can't hear me 22
he can't come 19
he can't help you 16