Heavily armed traducir turco
294 traducción paralela
I do know he always went heavily armed, and he never went to sleep without covering the floor around his bed with newspapers so that nobody could come silently into his room.
Daima silahli dolastigini ve gece odasina giren olursa... duyabilmek için yataginin etrafina gazete kagidi sermeden... uyumadigini biliyorum.
Bandits heavily armed.
Gangsterlerin ağır silahları var.
It's heavily armed.
Silahlı.
A large man heavily armed.
Tepeden tırnağa silahlı, iri yarı bir adama.
Their aircraft were very heavily armed.
Uçakları ağır şekilde silahlandırılmıştı.
Your locomotive has been hijacked by a group of heavily armed men.
Lokomotifiniz, bir grup ağır silahlı adam tarafından kaçırıldı.
There's heavily armed men down there.
Orada ağır silahlı adamlar var.
We got one heavily armed recreational vehicle here, man.
Ağır silahlı bir karavanımız var, dostum.
michael, the man at the picnic table is heavily armed.
Michael, piknik masasındaki adam ağır şekilde silahlı.
it's the most heavily armed vehicle we have.
Elimizdeki en zırhlı araç bu.
- Well, there I was right out in the middle of Kansas facing 500 crazy fanatics, heavily armed, and me with only 15 soldiers.
Nerede miydim? Savaşın tam ortasında. Adamlarımla beş yüz kişilik düşman ordusunun içine daldık.
Earlier this evening, a heavily armed commando unit held up the payroll office at the base and fled with $ 3.5 million.
Bu sabah erken saatlerde, ağır silahlı bir komanda timi, üsteki maaş bürosunu basıp, 3.5 milyon dolarla firar ettiler.
And then suddenly, four and a half million heavily armed Germans hove into view.
Ve bir anda, dört buçuk milyon ağır silahlı Alman karşıma çıkıverdi.
The gang are heavily armed.
Suçlular ağır silahlı.
One guy, heavily armed.
Soyguncu ağır silahlı.
Heavily armed troops evidently killed hundreds of students last night and this morning.
Ağır silahlarla donanmış askerler, yüzlerce öğrenciyi, dün gece ve bu sabah açıkça öldürdüler.
The Black Hawk began evasive action... but the Scorpion was too fast... heavily armed, and hard to find.
Kara Şahin kaçma manevrasına başlamıştı... fakat Scorpion çok hızlıydı... ve de ağır silahlıydı, yetişmek imkansızdı.
This area is heavily armed.
Burası çok tehlikeli çocuklar.
There are checkpoints and the border's heavily armed.
Kontrol noktaları vardır, ve sınır silahlarla iyi korunur.
Sensors indicate a combat vessel, origin undetermined, heavily armed.
Sensörler bir muhabere gemisi, belirliyor. Kökeni belirsiz. Ağır silahlanmış.
Although the Dragon Gate is heavily armed
Ejder Kapısı ise en kritik olan yerdir!
He is heavily armed and should be considered extremely dangerous.
Ağır silahlı ve son derece tehlikeli.
Seven well-trained, heavily armed men can't take care of one little old lady.
Yedi eğitimli, ağır silahlı adam yaşlı bir kadına sahip çıkamıyor.
Are you telling me... that one of the most heavily armed warships in this Quadrant is now in the hands of Maquis terrorists?
Şimdi bana,.. ... bu çeyreğin en ağır silahlı savaş gemilerinden birisinin artık Maqui teröristlerinin elinde olduğunu mu söylüyorsunuz?
Major, I'm the last one to say it's hopeless but given DS9's structural limitations our available power supply and the difficulty of defending a stationary target against a heavily armed mobile force
Binbaşı, durumun umutsuz olduğunu en son söyleyecek kişi benim. Ancak DS9'un bilinen yapısal limitleri, mevcut enerji kaynağımız, ağır silahlı mobil kuvvete karşı sabit bir hedefi savunma zorluğu düşünülecek olursa, iki saat bence iyimser bir süre.
She's petite, extremely beautiful, and heavily armed.
Ufak tefek biri, inanıImaz derecede güzel... ve aşırı derecede silahlı.
There are over 10 criminals, they are heavily armed.
- Bırakın gitsin. Neler oluyor?
How do I know you aren't a heavily armed invader, here to attack our settlements?
Yerleşim yerlerimize saldırmak üzere ağır silahlanmış bir gemi olup, olmadığınızı nasıl bileceğim?
Heavily armed.
Onlar da silahlı.
They're all heavily armed and drunk.
Hepsi silahlı ve sarhoş.
What they don't know is that a Black Omega squadron an elite attack force attached to Psi Corps and answerable only to President Clark has been dispatched in heavily armed transports.
Ama Psişik Birliği içindeki elit bir saldırı gücü olan ve sadece Başkan Clark'a bağlı olan Kara Omega bölüğünün ağır silahlı nakliye gemileriyle yola çıkarıldığını kimse bilmiyor.
They're heavily armed, have several lookouts and the advantage of position.
Ağır silahlılar, birçok gözetleme yerleri ve konum avantajları var.
You will find our Captain a formidable opponent and our ship heavily armed.
Gemimize dönmemizi sağlayın, ve bizde, böyle bir olaya kalkışmadan yolumuza devam edelim.
Highly mobile and heavily armed the Capital Police quickly expanded its power and declared itself the guardian of public order.
ağır silahlarla donanmış piyadelerden kurulu bu üçüncü güç, kendini halkın koruyucusu olarak kabul ettirir.
A couple of dozen heavily armed Tavloids and then haul ass back up to the ship?
Birkaç düzine ağır silahlı Tavloid'le karşılaşır ve kuyruğumuzu kıstırıp gemiye geri döneriz..
A heavily armed vessel just dropped out of warp, off the port bow.
Warp alanı baş iskele bölümüne ağır hasar verdi.
Launching an attack against such a heavily armed vessel carries a great risk and for what?
Bunun gibi ağır silahlı bir gemiye bir saldırı. başlatma riskine girmek bize ne kazandıracak?
The ATF are investigating him now because they're so heavily armed.
ATF şu an bu konuyu araştırıyor çünkü fazlasıyla silahlanmışlar.
Five guards from the south, heavily armed and moving fast.
Güneyden beş muhafız, ağır silahlılar ve hızla geliyorlar.
Hey, it's just a brothel, do you need to be so heavily armed?
Hey, Burası sadece bir kerhane, neden bu kadar silahlısınız siz?
We believe the suspect is heavily armed.
Şüpheli ağır silahlı.
They mustered a force of only 313, mostly old men and boys, with few weapons... while the approaching Meccans were heavily armed and a thousand strong.
Mekke'nin tamamı silahlı bin askerine karşı, çoğu yaşlı ve çocuk... bir çoğu da silahsız, yalnızca 313 kişi toplayabilmişlerdi.
But as the heavily armed Ottomans set out for Vienna, the weather turned against them.
Fakat ordu Viyana önlerine geldiğinde, hava koşulları onların aleyhine döndü.
It means that when I patrol, I'll have a heavily armed team as backup.
Ama devriyeye çıktığımda beni destekleyen ağır silahlarla donanmış bir ekip olacak.
You're heavily armed.
Ağır silahlısın.
Form a boarding party, armed heavily.
Ağır silahlı bir bordalama timi oluşturun.
Bloodthirsty, heavily-armed pirates against the Harvey family?
Kana susamış, ağır silahlı korsanlar Harvey ailesine karşı?
The Somalis find this difficult to believe in view of the heavily-armed US soldiers, tanks and combat helicopters.
Somalililer, Amerikan askerlerinin ağır zırhlı, tankları ve savaş helikopterleriyle çizdikleri görüntüye inanmakta güçlük çekiyor.
They know that defeating the ragtag city militia is one thing. Defeating the heavily-armed forces of General M. Bison is quite another.
Ayaktakımı milisleri yenmek birşeydir, General Bison'un kuvvetlerini yenmek oldukça farklı şeydir.
At the moment there are 1 15,000... heavily-armed Soviet soldiers... on the territory of our homeland.
Şu an anavatan topraklarımızda 115 bin ağır silahlı Sovyet askeri var.
Two heavily armed ships off the port bow. Affirmative.
Olumlu.