Here's a good one traducir turco
151 traducción paralela
Well here's to our partnership. May it be a long and happy one. It could work out pretty good.
Pekala ortaklığımıza içelim.
Here's a good one :
İşte iyi bir tane :
Now I'll give you a piece of advice, there's only one family between here and Twin Buttes, and you're too late to do them any good.
Şimdi, size biraz tavsiyede bulunacağım... Burayla Twin Buttes arasında sadece bir aile var... ve sizin gecikmeniz onları etkiliyor.
You've only been here a short time, but there's only one thing to learn - obey the rules, and we will take good care of you.
Kısa bir süredir buradasın, ama öğrenecek zaten tek bir şey var - kurallara uy, biz de sana iyi davranalım.
Oh, here's a good one.
- Onu biz koyduk. Bu iyi.
Here's a good one.
Burada iyi bir tane var.
Here's a good one!
Bu da çok güzel, hem üzgün, hem de seksi.
Here's a good one, Tiny.
İyi bir tane geliyor, Tiny.
- Here's a good one, Chief.
- Buyurun, amirim.
Here's a good one.
İşte iyi bir tane daha!
Here's a good one. "Do."
İşte güzel bir tane. "Yap."
- Okay, here's a good one.
- Tamam, işte iyi bir tane.
Here's a good one of the tyre marks.
İşte lastik izlerinin güzel bir fotoğrafı.
- Here's a good one.
- İşte güzel bir tane.
Here's a good one- -... 'Hawkeye's antics irritate the other surgeons.'
İşte iyi bir tane- - "Hawkeye`ın soytarıları diğer cerrahları sinirlendiriyormuş."
Here's a good one...
İşte güzel bir tane...
Here's a good one.
İşte iyi bir parça.
Now, since what we're proposing here is so unusual, so outside the norm, that this is a good bet that this is going to be one of those incidences that sticks.
Burada sıra dışı, normalin çok uzağında bir şey teklif ettiğimize göre bunu hayatın boyunca unutmayacaksın.
Here's a good one for you.
İşte bu sana göre.
Here's a good one.
İşte iyi bir tane.
So here's a card good for one free car wash.
İşte sana bir kez için bedava araba yıkama kartı.
Here's one. "Business Computer Systems." That's a good one.
İşte bir tane daha.'Ticari Bilgisayar Sistemleri. " Bak bu güzel.
Listen, she's going to thank me for a good night's sleep... and it'll prove to her that it doesn't have to be one of us in here... and we have other options....
Dinle, iyi uyuduğu için bana teşekkür edecek... ve bu, ona illa ikimizden birinin burada olması gerekmediğini... ve başka seçeneklerimizin de olduğunu gösterecek....
He "s got a pretty good gingivitis here, which is one of the common things we see with feline... plus the fact that he" s a male.
Diş etlerinde iltihap var. Bu kedi lösemisinde sık sık gördüğümüz bir belirti. Üstelik bu bir erkek.
Here's a good one :
İşte iyi bir daire :
Now, I may be a little biased here because, well, let's face it I am one of the stars of your movie but it's really good.
Biraz önyargılı olabilirim çünkü kabul edelim filminin yıldızlarından biriyim. Ama bu iyi bir şey.
Thank God you are here. ln preparing for our botany assignment Josephine and I wandered significantly farther away from the school than anticipated. I was beginning to worry that we weren't going to make it home by nightfall. That's a good one, Pacey.
Botanik ödevimize hazırlık için Josephine ve ben okuldan beklediğimizden hayli fazla uzaklaşmışız.
I realized no one's gonna just hand me... a good undercover case, so I made Shuster... send me in here to collect more evidence.
Bir operasyonda yer almak istedim ve kanıt toplamak için Shuster beni görevlendirdi.
It's a good time... no one here to bother us.
İyi bir zaman... etrafta bizi rahatsız edecek kimse yok.
- Okay, here's a good one of us.
- Burada güzel çıkmışız.
Here's a good one.
Güzel bir tane buldum.
Oh, here's a good one.
İşte iyi bir tane.
And here. Here's a coupon good for one free pony ride.
Oh bu arada, midilli sürüşüne bir bedava bilet!
Oh. Here's a good one.
İşte güzel bir tane daha.
Here's a good one.
Oh, burada güzel bir örnek var.
Here's a good one.
Isırmazlar. İşte güzel bir tane.
Oooh, here's a good one.
Oooh, işte iyi bir tane.
About two FBI agents, one good, one bad, chasing down a million dollars'worth of lost drug money in Los Angeles during the 1984 Olympics, and here's the catch :
Biri kötü biri iyi iki FBI ajanı 1984'teki Los Angeles olimpiyatlarında büyük paranın peşine düşüyor. Ve işte kilit nokta.
One person I actually do a lot of work for is the film actor Michael Caine who lives here. He "s a good bloke. Michael" s even asked me to design his swimming pool.
Kendisi için pek çok iş yaptığım biri de burada yaşayan aktör Michael Caine.
OK, here's a good one.
İşte bu iyi.
Here's a good one.
Bu iyiydi.
Here's a good one that can cover us like a door.
İşte bir tane, kapı gibi kullanabiliriz.
Here... It's a good one.
Bak, bayağı güzel olmuş.
But here's a good one...
Ama buyur iyisinden bir tane.
All right, here's a good one.
Peki, işte iyi bir tane.
Um... oh, where's that, uh... oh, okay, here's a good one.
Nerede bu? Tamam. İşte iyi bir tane.
Right, here's a good one. Listen to this.
Tamam, bu da güzeldi.
Closest one I know about is Holy Rood, but it's a good 10 miles from here.
Bilgiğim kadayırla en yakını Holy Caddesi'nde ama orası en azından 15km uzakta.
I also found Cheetos and a Ho Ho in one of the pockets. But they have free shrimp here so we're good.
Aslında Cheetos ve Ho-Ho istiyordum... ama onların bedava karidesleri varmış.
Here's a good one.
İşte iyi birtane.
Here's a good one, Earl.
İşte iyi birtane, Earl.
here's a thought 73
here's another one 94
here's an idea 143
here's a hint 25
here's another 49
here's a question for you 17
here's a question 54
here's a tip 45
here's a pen 17
here's a crazy idea 16
here's another one 94
here's an idea 143
here's a hint 25
here's another 49
here's a question for you 17
here's a question 54
here's a tip 45
here's a pen 17
here's a crazy idea 16
here's a 38
a good one 144
good one 705
good ones 46
here's my number 71
here's the thing 1106
here's my 20
here's your ticket 24
here's your mail 22
here's my problem 23
a good one 144
good one 705
good ones 46
here's my number 71
here's the thing 1106
here's my 20
here's your ticket 24
here's your mail 22
here's my problem 23
here's my plan 19
here's my offer 18
here's your change 33
here's your coffee 53
here's the deal 647
here's your chance 81
here's yours 26
here's your money 51
here's your lunch 22
here's your key 21
here's my offer 18
here's your change 33
here's your coffee 53
here's the deal 647
here's your chance 81
here's yours 26
here's your money 51
here's your lunch 22
here's your key 21