Here's to us traducir turco
2,297 traducción paralela
Some of us are actually trying to do some police work here.
Bazılarımız burada polislik yapmaya çalışıyoruz.
That's why you need to give him a reason to let us stay here.
Bu yüzden ona bir gerekçe sağlamalısın.
Since it's just the two of us, I take it we're not here to stop the thief.
Sadece ikimiz görevli olduğumuza göre sanıyorum ki amacımız hırsızı durdurmak değil.
The bomb in Dr. Lambert's car didn't give us much, but here, we're in a contained space and there was no fire- - we should be able to collect a lot more evidence.
- Halihazırda zaten Michael'ın Julia ve Dr. Lambert'ten şikâyetçi olduğunu biliyoruz. Dr. Lambert'ın aracında patlayan bombadan pek bir şey bulamadık ama buradaki mekân kontrolümüz altında ve bir yangın da olmadı. Yani, daha fazla kanıt toplayabiliriz.
The video, the ransom demand, the park, the murders at Dr. Kole's- - they were all intended to make us think that Haskell was still here in Vegas.
Video, fidye talebi, park Dr. Kole'un ofisindeki cinayetler bize bir şey düşündürtmek için tezgâhlanmış Haskell'in Vegas'ta olduğu!
Look, if you're half the cool cowboy you pretend to be, you'll respect that we've got a situation playing out here and let us be until it's settled.
Eğer olmaya çalıştığın kadar havalı bir kovboysan burada bir sorunumuz olduğuna saygı gösterirsin ve sorun çözülene dek bizi rahat bırakırsın.
Apparently, Black Pike is here to help us realize God's great plan.
Meğerse Black Pike, Tanrı'nın büyük planını anlamamıza yardım etmek için buradaymış.
I wish Sakurajima goes ba-boom, rumble-rumble and has a gigantic eruption like there's never been before and we can't live here anymore, so the four of us can go back to living together in Osaka
Ben Sakurajima'nın "bam bam, gruu-gruu" olmasını yani daha önce hiç olmamış şekilde patlamasını artık kimse burada yaşayamayacağı için de ailemin yeniden bir arada Osaka'da yaşamasını diliyorum.
That's exactly why I'm here, bro. To try to make things right between us.
Bu tam olarak neden burada bro am's Aramızda doğru şeyler yapmaya.
I mean, she's pretty much one of us. So we will just need to make it very clear that, from here on out, she's only nice to the people we like.
bizden birinden daha harika olduğunu söylüyorum öyleyse bunu çok iyi anlamamız lazım sadece bizim hoşlandığımız insanlardan hoşlanacak
He's not here to help us.
Bize yardım etmek için gelmedi.
They're trying to keep us here until reinforcements show up.
Destek gelene kadar bizi burada tutmaya çalışıyorlar.
Here's how this is supposed to work... you tell us what you know, we ask the questions, and then we catch the bad guy.
Burada bu çalışma gerekiyordu... Sen bize ne bilmek istediğini söylersin, biz de sorarız. ve sonra da biz kötü kişiyi yakalarız.
Well, here's the way I think it works... Jenny told us she wants to play the violin, so it's my job to make sure she sticks with it.
Bence yapılması gereken şu Jenny bize keman çalmak istediğini söyledi benim görevim ise bırakmamasını sağlamaktır.
If there's a spirit here with us, we want you to give us a sign.
Eğer burada ruh varsa bize sinyal versin.
Listen! If there's anybody here trying to fuck with us, its not funny!
Eğer birisi burada bizimle kafa buluyorsa, komik değil!
Well, here's to us giving it our all.
Pekala, bu bize gelsin.
Asked her if she wanted to join us, so that's why she's here.
Bize katılıp katılamayacağını sorduk, burada olmasının nedeni bu.
I was trying to get us out of here.
Buradan çekip gitmeye çalışıyoruz.
There's nothing more for us to say here but to repeat what we have told you :
Daha önce söylediklerimizi tekrar etmekten başka söyleyecek bir şeyimiz yok :
And here's to my brother Ben and to Tammy who I know are looking down on us right now, and watching their little girl start her new life with her new husband.
Kadehimi, şu an yukarıdan bizleri ve küçük kızlarının kocasıyla yeni hayatına başlamasını izlediklerini bildiğim kardeşlerim Ben ve Tammy için kaldırıyorum. Tebrikler, çocuklar.
There's plenty of plasma flare up here to keep us company.
Yanımızda birkaç plazma yanığı var.
Fleur, listen, we really do need to focus on what's in front of us here, OK?
Fleur, dinle. Gerçekten karşı karşıya olduğumuz şeye odaklanman lazım.
This land is soaked with Serbian blood, and now they want us to live here..
Bu topraklar Sırp kanıyla ıslandı. Ve burada yaşamamızı mı istiyorlar?
( rapping, beat boxing ) here come the Hellmans no sense of equilibrium the family members catalyst like yellow cake and Tritium from a fight we'll blow our way to center stage this is rage, this is rage, this is a crew with some rage let's slay the beast to save the feast, animals in a cage get'em, no cops on this green earth going to keep us from rising we fuck up genes, these rings and all the things we brutalizing
d Dengesiz Helman'lar geliyor Aile birbirinden nefret ediyord dSahnenin önüne doğru gelirkend dHerkes birbiriyle kavga ediyord dSinirden kudurmuş tümü bu insanlarınd dHayvanı gebertip ziyafeti kurtaralımd dSokakta polis yok, hırsızlık had safhadad dYıkar dökeriz, alırız yüzüğü anındad dAiledeki akrabam olamaz hiçbir salakd
It's a ploy to keep us here, force us to help fend off the drones while they get their hyperdrive back online.
Bu bizi burada tutmak için bir numara. kendilerini dronlara karşı savunmaları için bizi yardım etmeye zorlayıp bu arada FTL sürücülerini onaracaklar.
There's just too much here for us to ignore.
Burada yok sayamayacağımız kadar çok şey var.
People here come to us because we have earned papá's respect.
Buradaki insanlar Papa'nın saygısını kazandığımızdan tedavi için bize geliyor.
It's taken us a long time to get here.
Buraya gelmemiz çok zaman aldı.
Shepherd here is going to send you to sleep with propofol, possibly from his personal supply, then he'll bring you round so you can talk to us during the operation.
Shepherd sana propofol ile uyutma ilacı verecek. Muhtemelen kendi kişisel zulasından. Ve ameliyat sırasında konuşabilesin diye yanı başında olacak.
But, hey, cousin Vinny's here to help us move.
Ama bak, kuzen Vinny taşınmamıza yardım ediyor.
I'm just trying to get us out of here.
Bizi buradan çıkarmaya çalışıyorum.
Afina, can you tell us how to reopen the door that locked us in here?
Afine bize bizi içeri kilitleyen kapının nasıl | tekrar açılacağını anlatır mısın?
Leroy is here with me at the Wide World studio in New York and he's going to be sharing some of his artistic impressions with us, in just a minute.
LeRoy, New York, World Wide Studio'larında, konuğum, Ve bizimle sanatçı gözüyle edindiği izlenimlerini paylaşacak.
There's got to be something around here to tell us what they're up to, man.
Buralarda ne yapacaklarına dair bir şeyler olmalı.
He's gonna think you're trying to drive us out of here, and then...
O seni bizi buradan çıkarmaya çalışıyor sanacak, ondan sonra...
Anyways... I gotta be honest. I really want to win this game, and I figure it's the only way us Glee studs are ever gonna get any respect around here.
Neyse açıkça söylemeliyim.
Let's go see if we can't persuade Mr. Hansen to come on down here and let us pick his brain about why the Green Thumb keeps sending our victim flowers.
Bay Hansen'ı buraya gelmeye ve bitkilerden anlayan birinin bizim kurbanımıza neden çiçek gönderdiği konusunda beynini didiklememize izin vermesine ikna edebilecek miyiz gidip bakalım.
Well, you know what? Here's to us.
Biliyor musunuz, bizim olayımız şu :
There's plenty of us here to shoot if that's what you feel like doing.
Vuracak bir sürü kişi var... -... eğer istediğin buysa.
Ah. And all these fears and phobias wandering about, most are completely unconnected to us. So why are they still here?
Bir de çoğu bizimle bağlantısız,... korkular, fobiler var her yerde, o zaman neden hala buradalar?
Everything. The rooms, Lucy's note. I mean, even the pictures in reception have been put here to frighten us.
Her şey, odalar, Lucy'nin notu, hatta resepsiyondaki resimler bile bizi korkutmak için konmuş.
Meg seems to think she's taking some kind of stand here that's gonna make us all feel like we're inadequate.
Gorunuse gore Meg, cephe aliyor. Bu hepimizi yetersiz hissettirecek.
It's just like before, when Dad brought both of us here, put us on different planes back to the mainland.
Daha önce babamın ikimizi de buraya getirip anakaraya giden farklı uçaklara bindirdiği zamanki gibi.
It's just that there has to be something in here that can tell us where she is.
Burada nerede olduğunu söyleyecek bir şey olmalı...
She's here to tell us what it is.
Onun ne olduğunu anlatmak için burada.
Put him on a no-fly list, which will get him tossed in jail for a few days, and that'll keep him quiet, and then Burt here can attach us to the film with producer credits, and we'll go to the festival in glockner's place.
Uçuşu yasaklıların arasına koy. Bu sayede birkaç günlüğüne hapse atılır, bu da onu sessiz tutmaya yeter. Sonra da Burt bizi filme yapımcı olarak dahil eder ve festivale Glockner'in yerine gideriz.
But miss Reed, she's here to help us.
Ama Ms. Reed bize yardımcı olmak için burada.
Here's to us!
- Biz buyuz işte!
- Here's to us!
- Biz buyuz!
Well, the point is, there will no longer be any need for PDA here at the office between us because, when we get home, we are going to make love to and with one another, and that, to me, is the best Valentine's day present that a person could receive.
Pekala, durum şu ki artık ofiste aramızda U.S.'ye gerek kalmayacak çünkü eve gittiğimizde birbirimizle ve birbirimize sevişeceğiz ve bu bence bir kimsenin alabileceği en iyi sevgililer günü hediyesi.
useless 232
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
uschi 33
usopp 23
useful 59
ushna 19
use your brain 33
use it 260
use your words 42
use your imagination 74
use your head 124
use me 43
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48
used to 118
use mine 46
us too 58
use it wisely 19
use the force 25
use your power 21
use your hands 17
use your legs 22
use them 48