High priest traducir turco
319 traducción paralela
"High Priest of the Temple of the Sun at Karnak."
"Karnak'taki Güneş Tapınağı'nın Başrahibi."
The scroll from which this was copied was stolen 10 years ago, together with the mummy of the High Priest Imhotep.
Bu parçanın kopyalandığı parşömen, Başrahip Imhotep'in mumyasıyla birlikte on yıl önce çalınmıştı.
But that of a kind of high priest to a virgin goddess then my drinks grew deeper and more frequent, that's all.
Bir papazın bakire bir tanrıçayla yaşamasına benzemeliymiş böylece daha çok ve daha sık içmeye başladım, hepsi bu.
Electricity, The high priest of false security.
Elektrikle, sahte güvenliğin baş temsilcisi.
Their conqueror ordained himself a god, dwelt in a temple on an island, which he declared taboo, and interpreted his will to the people through a cohort whom he named the High Priest.
Fatihleri kendini bir tanrı olarak takdir etmiş yasak olarak ilan ettiği bir adadaki tapınakta ikamet etmiş dileklerini ise insanlara Başrahip adını verdiği bir destekçisi aracılığıyla tercüme etmiş.
Through the hocus-pocus of this High Priest, he makes the god Balu move as if alive.
Bu Başrahip hokus-pokus yaparken o da "tanrı Balu" yu canlıymış gibi hareket ettirir.
The people believe in this magic of their High Priest.
İnsanlar Başrahip'lerinin bu büyüsüne inanırlar.
The High Priest, Palanth, summons us.
Başrahip Palanth bizi çağırıyor.
Maybe only the High Priest.
Belki de sadece Başrahip kötü.
High Priest evil.
Başrahip iblis.
I will be worshipped, fed, and treated like a high priest... for telling people what they want to hear.
Duymak istediklerini söylediğim için bana tapıyor... karnımı doyurup aziz yerine koyuyorlar.
I, Hamar, lord high priest of Egypt am preparing a chronicle of the reign of Khufu ruler of Egypt.
Ben, Mısır'ın Başrahibi Hamar Mısır'ın Hükümdarı, Khufu Hanedanlığı'na ait bir günlük tutuyorum.
- The high priest suggests that you return...
- Başrahip sizin de gelip...
A man from the Niger, a cocoa farmer and the High Priest of all the Haouka.
Nijerli bir adam, bir kakao çiftçisi ve tüm Hausalar'ın başrahibi.
He belonged to the High Priest, but not long ago in Joppa, some...
O Baş Rahip'e aitti, ama uzun zaman önce Yafa'da, bazı...
Besides, I'm sure you weren't responsible for what befell our High Priest at Joppa.
Ayrıca, bizim Yafa Başrahibi, umarım başınıza gelenlerden sorumlu değildir.
Your High Priest said that.
Sizin Başrahip söyledi.
Citizens of Damascus, know that your hunger has not gone unnoticed by His Godliness, the High Priest.
Şam Vatandaşları, bilindiği gibi açlık Başrahibin dindarlığı tarafından.. gözden kaçmış değil.
The High Priest has other plans for him.
Başrahibenin onun için başka planları var.
Remember, Nahreeb, you may be the High Priest, but I am the High Priestess.
Hatırla, Nahreeb, Başrahip olabilirsin, ama ben de Başrahibeyim.
The high priest says that even the gods fight each other.
Bas papaz tanrilarin bile kavga ettiklerini söylüyor.
I didn't know you wanted a husband who'd be high priest to a virgin goddess. - Stop using those foul words.
Ama bakire bir tanrıçaya başpapaz olacak bir koca istediğini bilmiyordum.
My uncle a high priest in islands... west south far away.
Amca güneybatı Afrika'da adalarda büyük rahip.
I number my enemies by their swords, not by their chains, High Priest.
Düşmanlarımı kılıçlarıyle ölçerim, zincirlerine göre değil Başrahip.
Korah shall be the high priest!
Korah başrahip olacak!
Point out that it is a matter of concern not only to the high priest but to the prophet and the council.
Çünkü bu sadece rahibi değil kâhini, konseyi de ilgilendiren... bir konu, bir ayrıcalık yapmalısınız
You are his chancellor, Hezrai, and you his high priest, Zadok.
Ben yapamam. Sen onun muhafızısın, Hezrai, ve sen de başrahipsin, Zadok.
The high priest of mumbo jumbo, Matthew Harrison Brady, has alternately been stuffing himself with fried chicken and belching platitudes since his arrival here two days ago.
Ayinin başrahibi Matthew Harrison Brady, burda olduğum iki günden beri atılan sözler ve kızarmış tavukla tıka basa karnını doyuruyor.
And remember that your high priest has chosen him for sacrifice and he should be properly honored.
Siz de baş rahibinizin onu kurban olarak seçtiğini ve onun gereken şekilde onurlandırılması gerektiğini unutmayın.
High priest! Emperor! Father of his Country!
Yüce koruyucu, İmparator, ülkenin babası!
You are the high priest?
Başrahip sen misin?
As you see, Shemaiah in the vestments of the high priest.
Gördüğünüz üzere başrahip cübbesini giyen bendeniz Şemaya.
It is Clang, the High Priest, who is filthy in his ways.
Hayır! Pis çözümleri tercih eden Clang the High Priest
This insignia is of the high priest of Isis.
Bu işaret Isis'ın baş rahibinindir..
The legend deals with a small band of rich Egyptians who were banished to die in the desert for a terrible crime committed by their leader... the murder of the high priest of Isis.
Efsane zengin Mısırlılardan oluşan küçük bir grup ile ilgili, çölde ölmek üzere kovulanlar, liderleri tarafından korkunç bir suç işlenmiş... Isis'ın baş rahibi öldürülmüş.
It is the face of Kallikrates, once high priest of Isis.
Bir zamanlar Isis'in en büyük rahibi olan Kallikrates'in yüzü.
My name is Billali, high priest to Ayesha.
Benim adım, Billali, Ayesha'nın baş rahibiyim.
Does it not carry the insignia of the high priest of Isis?
Isis'in baş rahibinin işaretini taşımıyor mu?
The death of Kallikrates, High Priest of Isis.
Kallikrates'in ölümü, Isis'in Baş rahibi.
High Priest of Isis, Lord of the Lions, you have served your purpose in keeping alive his image in my heart.
Aslanların Efendisi, Kallikrates, kalbimde amacını.. canlı tutmak için hizmet ettin.
Believe me, my dear Alec... Fiedler... is the acolyte who one day will stab the high priest in the back.
İnan bana sevgili dostum Alec Fiedler bir gün başrahibi sırtından bıçaklayacak olan rahip yardımcısıdır.
Unfortunately we're still missing Gerald McBrian, the High Priest a regular at all the asylums for the criminally insane...
Ne yazık ki, Gerald McBrian hala kayıp. Başrahip, cezai ehliyeti olmadığı için... akıl hastanelerinin gediklisi diyebileceğimiz birisi...
The Godi's their... their high priest.
Godi, en yüksek mertebedeki rahipleriymiş.
Kaf u Selim, high priest of Kafiristan.
- Kim? Kafiristan başrahibi Kafu Selim.
You, masquerading as a moral high priest... of righteous justice... calling me a parasite.
Kendini şaşmaz adaletin ahlaklı bir rahibi gibi gösterip bana parazit diye sesleniyordun.
No, the High Priest.
- Hayır Yüce Rahip.
You'll just love the high priest's house
Başrahibin evini seveceksin
You'll just die in the high priest's house
Başrahibin evinde öleceksin
You shall take your wife to the high-priest.
Karını alıp, yüksek rahibin huzuruna çıkar.
They don't believe in physical contact between genders, except when sanctified by the priest during high worship of the sun storm, which comes once only every seven years.
Onlar, karşıt cinsler arasında yaşanan fiziksel temasa inanmazlar. Rahiplerin, güneş fırtınası sırasında ibadet ettikleri kutsal zamanlar hariç. O da, yedi yılda bir olur.
They don't believe in physical contact between genders, except when sanctified by the priest during high worship of the sun storm, which comes once only every seven years.
Cinsiyetler arasındaki fiziksel temasa inanmıyorlar sadece her yedi yılda bir olan rahiplerin onları kutsadığı güneş fırtınası sırasındaki yüce ibadet zamanı dışında.
priest 231
priests 46
high noon 18
high heels 19
high five 178
high school 173
high blood pressure 30
high fever 23
priests 46
high noon 18
high heels 19
high five 178
high school 173
high blood pressure 30
high fever 23