Holloway traducir turco
467 traducción paralela
- Will you put Holloway on the phone?
- Holloway'i bağlar mısın?
May I speak to Miss Holloway?
Bayan Holloway ile görüşebilir miyim?
It's a trunk call, Miss Holloway.
Şehirlerarası bir arama Bayan Holloway.
I want to consult you about Stella, Miss Holloway.
Stella konusunda size danışmak istiyorum Bayan Holloway.
Won't you come in, Miss Holloway?
İçeri buyurmaz mısınız Bayan Holloway?
Miss Holloway.
Bayan Holloway.
- Miss Holloway.
- Bayan Holloway.
Wait in there, please, and I will announce you to Miss Holloway.
Şuraya geçip bekleyin lütfen. Bayan Holloway'ye geldiğinizi haber vereyim.
Are you by any chance waiting to see Miss Holloway?
Bayan Holloway'i bekliyor olabilir misiniz acaba?
Why do you hate me, Miss Holloway?
Benden niçin nefret ediyorsunuz Bayan Holloway?
You'll have a lovely talk with Miss Holloway once a week.
Haftada bir Bayan Holloway ile hoş bir sohbet edersin.
Why should Miss Holloway want to turn her into a plaster saint?
Bayan Holloway niye Mary'i alçıdan bir azize gibi göstermek istiyor?
- Seeing a Miss Holloway.
- Bayan Holloway diye birini görmeye.
What, Holy Holloway of "wealth through harmony"?
Ne, "uyum içinde zenginliğin" Bayan Holloway'i mi?
Nurse Holloway threatened me with legal action... when I used the words'criminal negligence. "
Cezai ihmal sözlerini kullanınca Hemşire Holloway beni dava açmakla tehdit etti. "
- Miss Holloway murdered Carmel. - Doctor.
- Bayan Holloway Carmel'i öldürmüş.
- She's at Miss Holloway's. - No!
- Bayan Holloway'in merkezinde.
After all, Miss Holloway was her mother's best friend.
Sonuçta, Bayan Holloway annesinin en yakın arkadaşıydı.
I do, Miss Holloway.
Öyle hissediyorum Bayan Holloway.
Miss Holloway, I'm the happiest person in the world!
Bayan Holloway, dünyanın en mutlu insanıyım!
- You'd better look after her. Miss Holloway!
- Ona göz kulak olsanız iyi edersiniz.
What's the matter?
Bayan Holloway! Neyiniz var?
Someone telephoned... from Miss Holloway's.
Biri, Bayan Holloway'in merkezinden telefon etti.
Unless perhaps Miss Holloway was right.
Tabi, o zaman belki de Bayan Holloway haklıdır.
But suppose we let my friend Professor Holloway tell us about it. From the beginning to... El fin, the end.
Ama bunu Profesör Holloway'in anlatması gerekiyor.
- Holloway Prison.
- Holloway Hapishanesi.
Baby-farmer at Holloway this morning.
Bu sabah Holloway'de bir kreşteydim.
Secret plans had been made for Lady Agatha to celebrate her latest release from Holloway by a shower of leaflets over Whitehall and the West End.
Lady Agatha'nın Holloway'den son salıverilişini... kutlamak amacıyla Whitehall ve West End üzerinde bildiri yağdırılması için gizli planlar yapılmıştı..
Well, if you're lucky, you might get off with, now, let me see a couple of years, which you will spend in Holloway prison meditating on the folly of transmuting melodrama into real life.
Şansın varsa iki yıl ile paçayı kurtarır Holloway hapishanesinde yatarken tiyatroyu gerçek hayata uygulamanın aptallığını düşünürsün.
Probably tagging along after Lieutenant Holloway.
Muhtemelen Teğmen Holloway'la kovalamaca oynuyor.
Where's Holloway?
Holloway nerede?
I want you to wake up the adjutant and tell him to put Lieutenant Holloway in charge of the detail that is taking Tucsos back.
Emir subayımı uyandırmanı ve söylemeni istiyorum, teğmen Holloway'ın... gözetiminde müfrezeyle, Tucsos geri götürülecek.
Holloway?
Holloway?
Bill Holloway.
Bill Holloway.
I'm sorry about Lieutenant Holloway, sir.
Teğmen Holloway için üzgünüm efendim.
If it wasn't for Lance, Holloway would still be alive, and he'd be dead.
Lance'nin yerine geçmeseydi, Holloway hala hayatta olacaktı... ve o ölmüş olurdu.
Yeah, I'm gonna miss Lieutenant Holloway.
Evet, seni özliyeceğim Teğmen Holloway.
If the truth were known, you're probably glad that Holloway got killed.
Eğer gerçekleri konuşursak... Holloway'in öldürülmesine memnun olman gerekir.
Burial formation for Lieutenant Holloway in 40 minutes.
40 dakika içinde Teğmen Holloway'ın defin düzeni hazır olsun.
I'm... I'm sorry about Holloway.
Holloway için üzgünüm.
Like Holloway, maybe?
Holloway gibi mi?
On account of Lieutenant Holloway being killed.
Teğmen Holloway'ın öldürülmesinden dolayı.
Lieutenant Holloway went out and got himself conveniently killed in your place.
Teğmen Holloway gitti... ve böylece sizin yerinize öldürüldü.
Sorry you didn't get to find out how it was with me sending Holloway off, Joe.
Öğrenemediğin için, üzgünüm... Holloway'in nasıl benim yerime gönderildiğini, Joe.
We have to be at Holloway not later than four o'clock. Otherwise, it is difficult to obtain admission.
Saat 4'ten önce Holloway'de olmalıyız yoksa işimizi yetiştiremeyiz.
Holloway?
Holloway mi?
It is at Holloway that detentions of this character... are made away.
Tutuklamaların yapıldığı yer orası.
He'd be just as much a marshal as you are ajudge, Mr. Holloway.
Sen nekadar yargıçsan, gelen marshal da okadar olur, bay Hollaway.
Blaisdell, I'm Judge Holloway.
Blaisdell, Benim, yargıç Holloway.
- Detective Inspector Holloway.
- Müfettiş Holloway.
Holloway and that bunch.
Holloway ve tayfası.