Homely traducir turco
190 traducción paralela
Beans, you homely-lookin'son of a frog's leg.
Fasulye, seni çirkin suratlı.
- Not a homely one among them.
- Bir tane bile çirkin kızımız yok.
I even could kiss you, you big, homely brute.
Seni bile öpebilirim suratsız çam yarması.
You remember, the very homely dame?
Sade olan. Sonra ararım.
- What do you want, a homely girl?
- Ne istiyorsun, sıradan bir kız mı?
A bit homely, though.
Biraz gösterişsiz.
♪ I could say that you're homely ♪
Basit olduğunu söyleyebilirim.
♪ Just as homely as pie ♪
Tam bir ev pastası gibi
The homely virtues are so hard to find these days – a woman who can sew and cook and bake, even if she doesn't have to.
Böyle basit meziyetleri olan birini bulmak bu günlerde cidden zor. Mecbur olmadığı halde dikiş dikebilen, yemek yapabilen kadınlar.
Upon two of which, the most homely, he would this strange magic perform with failure.
İkisi üzerinde en çirkinini o bu tuhaf sihri başarısız olmakla gerçekleştirirdi.
Or else they're so homely you can't get rid of them at all... and they hang around the house like Spanish moss... and shame you into an early grave.
Ya da o kadar çirkin olurlar ki onlardan kurtulamazsın ve İspanyol yosunu gibi eve yapışır kalır seni erkenden mezara gönderir.
How he didn't blame me for not loving him because he was so homely in the face... and how he went to cooking class and sewing class... just to be near me, Emmy.
Yüzü çok çirkin olduğu için onu sevmediğimi, bunun için beni hiç suçlamadığını ve sadece bana yakın olmak için yemek pişirme ve dikiş derslerine girdiğini söyledi Emmy.
Did I say you were homely, Madame Hermine?
Ben size çirkinsiniz dedim mi ki, Madam Hermine?
Frank, I hate to say this but I wasn't ever homely, so...
Frank, bunu söylemekten nefret ediyorum ama ev kızı değildim, o yüzden...
Your face looks honest to me even if it is homely.
Yüzün ne kadar çirkin olsa da, dürüst biriymiş gibi görünüyorsun.
I am fully aware that I am a homely woman, Mr. Lane.
Herşeyin farkındayım ama ben sade gösterişsiz bir kadınım, Mr. Lane.
The homely, rustic scene is brought to life here with great sensitivity.
Köy manzaraları burada büyük bir duyarlılıkla hayata geçirilmiştir.
Small, not palatial like yours, But homely, very...
Küçük. Sizinki kadar renkli değil.Ama sıcak bir yuva.
She was 12, brunette, scrawny, homely.
On iki yaşlarında esmer, zayıf, sade biriydi.
As the celestial tamarind outshines homely oak.
Tıpkı gökteki kartalın, yerdeki meşeyi gölgede bırakması gibi.
Well, I see her as a sturdy, healthy but decidedly homely child.
Bana göre güçlü, sağlıklı, ama kesinlikle gösterişsiz bir çocuk.
Because she's homely as a lemon and just as sneaky as her old lady.
Çünlü o bir limon kadar çirkin ve annesi kadar sinsi.
Send me your poor, your tired, your homely.
Fakirleri gönder bana, bezginleri, evsizleri...
You're homely! I've got enough in crystals already to buy queens by the gross!
Kristallerimle kraliçeleri bile satın alırım.
Be plain and homely in thy drift.
Açık konuş oğlum.
Mr. E. W. Lambert of Homely, The Burrows. Oswald Street... has presented us with a poser.
Homely, The Burrows Oswald Street'den Bay E. W. Lambert bize zorluk çıkarmışa benziyor.
Those homely words mean so much.
Bu sıcak sözler öyle anlamlı ki.
What good is your homely wife?
Karın ne kadar iyi?
Oh, girls, I look so homely.
Kızlar, çok tipsiz görünüyorum.
It's cozy, welcoming, cultivated, homely.
Ferah, hoş, asil ve ev gibi.
No, not homely, homey.
Hayır, evcimen değil rahat.
But Eratosthenes was a scientist and his contemplation of these homely matters changed the world in a way, made the world.
Ama Eratosthenes bir bilimadamiydi, ona göre bu basit olaylar bir sekilde dünyayi degistiriyorlardi, hatta bir sekilde dünyayi açikliyordu.
I suppose that homely as it looks, that thing has some deadly story linked to it that is the clue which will guide you in the solution of some mystery and the punishment of some crime.
Bence göründüğü kadar basit, bu nesnenin bir gizemin çözülmesinde ve bir suçun cezalandırılmasında sana yol gösterecek bir delille bağlantılı ölümcül bir hikayesi var.
God, you're homely.
Tanrım. Çok çirkinsin.
Well, that's just for the homely.
O kural sadece çirkinler için.
Very homely.
Çok sade.
You're homely as a mule's butt!
Katırın kıçı kadar çirkinsin!
It's an awfully homely looking plant.
Çok gösterişsiz bir bitki.
I hear she's quite homely.
Çok sade olduğunu duydum.
"and my father played the homely trade of butcher, " which made the salami-brain remark particularly offensive. "
"Babam kasaplık mesleğini icra ettiği için söz konusu hakaret daha da ağırıma gitti."
Maybe by resolving to go out only with plain, or even homely, girls I could avoid all that.
Belki basit, hatta çekici olmayan kızlarla çıkarak bunu çözebilirim.
I've resolved to go out only with plain, or even homely, girls.
Sadece basit, hatta çekici olmayan kızlarla çıkmaya karar verdim.
There are a lot of terrific plain or homely women.
İşler böyle yürümüyor. Eminim birçok muhteşem, basit ya da çekici olmayan kadın vardır.
She's rather homely, sir.
Beyefendi, o biraz çirkince.
You know, fat, hairy, homely.
Anlarsın ya... Şişman, kıllı, çirkin.
I want a nice, homely girl who likes to raise a family and dogs and all that kind of thing.
Yani evine bağlı bir kız, çocuklarıma bakabilen onları iyi yetiştirebilecek biri.
With a little surgery, you don't have to be that homely.
Küçük bir operasyonla, bu sadelikten kurtulabilirsin.
I believe in one homely epileptic jerk.
- Sadece Havari kilisesine inanıyorum. - Sadece hayali kimsesine inanıyorum.
and homely in thy drift.
Açık konuş, istediğini açık söyle.
Excuse me, old homely, housekeeper woman.
Afedersiniz, yaşlı, sade evhanımı.
Home-keeping youth have ever homely wits, were it not affection chains thy tender days...
Evcil gençlerin basit nükteleri olur, Bağlılık zincirleri senin nazik günlerini...