I'll have some traducir turco
1,541 traducción paralela
So I'm going to give mom a call. I'll tell her to pack some things and have her meet us at the precinct.
Annemi arayıp ona bir kaç valiz hazırlayıp bizimle buluşmasını söyliyeceğim.
You two clearly have some catching up to do, so I'll not be in the apartment.
Vay canına. Sizi yalnız bırakayım da özlem giderin. Ben...
Well, I'll help you upstairs if you have some soup.
Biraz çorba içersen yukarı çıkmana yardım ederim.
Well, I hope you'll have some time left for me.
Eh, umarım bana da biraz zaman ayırırsın
I'll have the steward send some up.
Kamarota bana biraz getirmesini söylerim.
I have no idea what'll set her off If you have some expertise -
Onu böyle tetikleyen ne bilmiyorum. Eğer biraz... -
Now, if you'll excuse me... I have some of my own work to attend to.
Şimdi izninle ilgilenmem gereken işler var.
- I'll have the Caesar salad and some coffee, please.
- Sezar salatası ve kahve alacağım, lütfen?
I'LL HAVE SOME OF THE BRIE... PLEASE, AND, UH, OH, THE... THE TARTE AU CHOCOLAT,
Biraz keçi peyniri, çikolatalı tart ve Creme Brulee alacağım.
I'll have them pull some stuff.
Bir şeyler hazırlasın sonra gidip bakanz.
I'll have to make some calls, but I don't see why not.
Birkaç kişiyi aramalıyım ama olmaması için bir sebep göremiyorum.
He'll pick me up at home, I have my ski clothes there... so I'm gonna stay over the night before and do some laundry.
Beni evden alacak. Kayak giysilerim orada. Önceki gece evde kalıp biraz çamaşır yıkayacağım.
I'll have someone on our Psych staff... look into some counseling.
Eğer danışmak isterseniz psikolojik danışmanlıkta bir tanıdığım var.
But to get them I'll have to take some risks.
Ama onlara ulaşmam için, bazı risklere girmeliyim.
I'll tell you what, Ski King, why don't you just take your mama home some chicken and then I won't have to stuff my boot all up in ya ass!
Sana ne olduğunu anlatacağım, Kayak Kralı, neden annenin eve biraz tavuk getirmesini sağlamıyorsun ve böylelikle kıçına tekme atmama gerek de kalmaz!
Come back in an hour or two and I'll have some more for you.
Bir - iki saat sonra gel, biraz daha vereceğim.
Now, if you'll excuse me, Miss Ross, I have some work to do.
Şimdi, izin verirseniz Bayan Ross, yapacak işlerim var.
I'll send some money when I have some
- Biraz para aldığımda gönderirim.
Anyone for eggnog? Yeah, I'll have some.
- Egnog isteyen var mı?
I'll have, this year, please..... some real wine!
Bana da, lütfen gerçek bir şarap verir misin?
Now if you'll excuse me, I have some shit to attend to.
İzin verirsen, boktan bir işle ilgilenmeliyim.
I'll let Jason have some fun.
Jason'la biraz eğleneceğim.
Have some respect or I'll kick your ass.
Biraz saygı göster yoksa sopayı yersin.
I'll just have some water.
Sadece biraz su alacağım.
I'll have some grilled onions too.
Biraz da Közlenmiş Soğan alırım.
I need a quiet room and some time, I'll have this done by this evening.
Sessiz bir odaya ve biraz zamana ihtiyacım var, bu akşama kadar işi bitireceğim.
Your son is having increasing difficulty walking, and that's not something I like to see. We'll have to carry out some specific tests, including a neurological assessment... X - rays
Onu bazı özel testler için götürmemiz gerekiyor, nevrolojik ve röntgen içeren araştırmalar.
You'll see Dr. Graham all in good time, but I want you to have some breakfast.
Zamanı geldiğinde Dr. Graham'ı göreceksin, şimdi kahvaltı etmelisin.
I'll have to talk to some big shot, Michelini, Almirante.
Bir kodamanla konuşmam lazım, Michelini, Almirante.
I have some documents that'll prove your innocence.
Suçsuz olduğunu ispatlayacak bazı belgeler var.
Hey, if you find any, I'll have some.
Bulursan, bana da ver.
There's some work I have to deal with, but I'll try to wrap it up early.
Biliyor musun? Bazı iş l var ile uğraşmak zorunda, ama ben erken tamamlamayı deneyeceğim.
- I'll have to run some more tests.
- Daha fazla test yapmam gerekiyor.
Okay, then I'm gonna get you a gown and some gloves so you'll be all set in case you have to go in.
- Harika.
I'm sure you'll have a chance to discuss their natures at some point.
Gelecekte onların kişiliklerini tartışma fırsatımız olacak.
Oh, I'll have some more coffee.
Ben biraz daha kahve alacağım.
At least that way I'll have some confidence... that I won't wake up with a cautery tip lodged in my uterus.
Ancak o zaman rahmimde davetsiz bir neşterle uyanma korkusunu atlatabilirim.
Oh, I'll have to eat there some night.
Bir gece orada bir şeyler yemeliyim.
AND SINCE I'M THE ONE WHO'LL BE CARRYING IT, DON'T YOU THINK I SHOULD HAVE AT LEAST HAVE SOME SAY AS TO WHEN?
Bebeği taşıyacak kişinin ben olduğum düşünülürse, en azından ne zaman olacağını söyleyecek kişi benim olmam gerekmez mi?
Oh, what the hell, I'll have some champagne.
Oh, ne olucakki, biraz şampanya alabilrim.
I'll have some more salad.
Ben biraz daha salata alayım.
I'll have an orderly bring you some coffee.
Bir hademe size kahve getirsin.
- I'll have some of that.
- Fena olmaz.
Look, you can have the guest room. I'll grab some sheets. That's okay.
Sana çarşaf getireyim.
I don't think he'll throw this out... but we have to give him some basis to reject Spaulding's claim.
Bunu geçerli sayacağını sanmıyorum ama ona Spaulding'in iddiasını geri çevirmesi için dayanak vermeliyiz.
He'll think I'm some kind of a pussy. - Do you have to use that word?
- Ama çalışmalısın.
I mean, there's some stiff Competition and they only pick one of us so I'll just have to blow them away with my speech.
Yani, zorlu bir yarış var ve sadece içimizden biri seçilecek yani yapacağım konuşmayla onları etkilemem gerekiyor.
I'll give you some attention. But you have to promise you don't tell Grandpa Jack anything, OK?
Seninle biraz ilgileneceğim ama bunu büyükbaba Jack'e söylemeyeceksin, tamam mı?
If you'll excuse me, I have some unfinished business to take care of.
Şimdi izin verirsen, yapmam gereken bir şey var.
Right, I would ask you all to please take your seats, and if we could have some silence we'll get ourselves organized.
Pekala, herkesten lütfen yerlerinizi almanızı rica edeceğim, ve biraz sessizlik sağlayabilirsek kendimiz organize olacağız.
I have some savings, I'll do a budget.
Bazı tasarruflarım var, bütçe yapacağım.
i'll have what she's having 21
i'll have to kill you 18
i'll have 67
i'll have a beer 40
i'll have a look 57
i'll have to 34
i'll have the same 41
i'll have it 30
i'll have another 28
i'll have you know 95
i'll have to kill you 18
i'll have 67
i'll have a beer 40
i'll have a look 57
i'll have to 34
i'll have the same 41
i'll have it 30
i'll have another 28
i'll have you know 95
i'll have to think about it 32
i'll have you 21
i'll have what he's having 20
i'll have to go 19
i'll have one 62
i'll have one of those 18
i'll have a 22
i'll have a drink 16
i'll have to call you back 33
i'll have you arrested 16
i'll have you 21
i'll have what he's having 20
i'll have to go 19
i'll have one 62
i'll have one of those 18
i'll have a 22
i'll have a drink 16
i'll have to call you back 33
i'll have you arrested 16